MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
GENCİNE PROJE OFİSİ YAYINI. Üç Ayda bir yayınlanır. (Ekim-Kasım-Aralık/ GÜZ) 1. Sayı. ESKİDE ve YENİDE İNSAN, Teması. Armağan Ekleri:1. Bahaettin KARAKOÇ 2. Ali Haydar TUĞ (İlk Yayın 16 Aralık 2018) Ankara- TURKEY
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Ben bir şairdim<br />
ve şiir tarihsiz olmazdı bana göre. Yani bir şair<br />
ancak kendi tarihini şiire yansıtabildiği ölçüde<br />
şairdi. Bu yüzden ben de Türk tarihinin başladığı<br />
Malazgirt Meydan Muharebesinden tutun da<br />
Osmanlı Devletinin yıkıldığı güne kadar geçen<br />
zamanı büyük bir coşkuyla anlattım hep. Bizim<br />
tarihimiz yazılmaya devam ediyordu. Yıkılan ve<br />
yitirilen tek şey zamandı. Türk hala kahraman<br />
hala gururluydu. Ve biz beraberken tek bir<br />
millettik. Aslında ne İstanbul tek başına Fatih’in<br />
eseriydi ne de diğer kahramanlıklar bir kişiye<br />
mal edilebilirdi. Yazılan destan tüm milletin<br />
eseriydi. Her bir taşında,toprağında Türk’ün<br />
asil kanı vardı. Ve bana düşen bunu kelimelerle<br />
resmetmekti.<br />
Bir bayram sabahıydı yeniden eski dostum<br />
Süleymaniye’yi hatırladığımda. Hakkını teslim<br />
etmek ister gibi sürüklendim camiye doğru.<br />
İçimde garip bir coşku benliğimi aşıyordu. Ve<br />
bu sefer duyduğum çocukça bir heyecan değildi.<br />
Avluda attığım her adım savaşa hazırlanan<br />
meydan havasıyla işliyordu zamanı.<br />
Sanki yanı başımda Kanuni diğer<br />
yanımda İbrahim Paşa önümde Fatih ve<br />
ordusuyla yürüyorduk. Dilimizde tekbir nidaları<br />
yankılanıyordu. At yelelerinin ihtişamını<br />
kucaklayarak her yandan atlılar geliyordu<br />
sanki.<br />
Bin zaferin görüntüsünü canlandıran bir<br />
resim oldu Süleymaniye, benim gözümde. Tarih<br />
kokan havasını içime çektim. Giriş kapısının<br />
önüne geldiğimde “Fetih Suresi”nin tabelası<br />
hala duruyordu olduğu yerde. Çocukken anlam<br />
veremediğim ve sonradan buraya yazılma<br />
sebebini öğrendiğim sure beni gülümsetti.<br />
Osmanlı’da sefere çıkmadan önce Fetih Suresi<br />
okunuyordu.<br />
Avluya girdiğimden beri kendimi asker gibi<br />
hissediyordum şimdi Fetih Suresi bu hissimi<br />
güçlendiriyordu.<br />
Ölmeyen kahraman ruhlarla omuz omuza<br />
saf tuttuğum bayram namazı anını durdurmak<br />
istedim tüm zarafetiyle. Kocaman Türk ordusu<br />
her nesilden ferdiyle buraya soluk aldırıyordu.<br />
Günün ilk saatlerinde bir tek Allah’ı zikreden<br />
dillerin kusursuz tınısı kalbimi huzurla<br />
dolduruyordu. Bu an, bu fotoğraf karesi evvela<br />
her nesil tarafından görülmeliydi, yazdım.<br />
Yazmasam yüreğim çatlayacaktı.<br />
“Artarak gönlümün aydınlığı her<br />
saniyede,<br />
Bir mehabetli sabah oldu<br />
Süleymaniye’de”<br />
“Süleymaniye’de Bayram Sabahı” böyle<br />
doğdu. Yazdım, Süleymaniye konuştu. Yazdım,<br />
Süleymaniye tarih oldu.<br />
Aslen Üsküplüyüm ben biliyor musunuz?<br />
Üsküp de Türk şehriydi yakın zamana kadar<br />
aslında. Ama doğduğum şehri aldılar elimizden.<br />
Kolumuz kanadımız kırıldı. Sonra İstanbul’u<br />
vatanımın en güzel köşesi bildim. Üsküp’ün<br />
yokluğunu İstanbul’la örttüm. Bu şehir<br />
incinmiş ruhumun merhemiydi. Her köşesi<br />
huzur kokuyordu. İstanbul benim sevgilim,<br />
ona yazdığım şiirler de çocuklarım gibiydi.<br />
“Süleymaniye’de Bayram Sabahı” da İstanbul’a<br />
olan aşkımın çiçeklerindendi. Bir demet yapıp<br />
size uzattım.<br />
Eğer başka bir ülkede başka biri olarak<br />
doğmuş olsaydınız nereli olmak isterdiniz bunu<br />
hiç düşündünüz mü?<br />
67