MUSİKÂR EDEBİYAT KÜLTÜR EĞİTİM DERGİSİ 1. SAYI

Gençlik eğlence zamanı -sinema-tiyatro geçme
zamanı- değildir, gençler. Gençlik nedir? Dolma
zamanıdır; barajların dolma zamanı gibidir,
gençlik. Barajı dolduracaksınız; dolduktan
sonra olacaksınız… Olunca da o barajın
üzerinden akan suyla enerji vereceksiniz. Kabı
dolduracaksın ki kabın üzerinden su şıkır
şıkır şıkır akacak. Adamın kabında bir şey
yok; kabı eğerek felan onun fikri olamaz ki…
Dolmadan fikir olmaz! Ben onun için gençlere
söylerim; ‘faydalı olmak kaydıyla her kitabı
okuyun.’ Ancak okumuş olmak için okumayın!
İslamı iyi bilin! Kaynağımız belli; Kur’an ve
Sünnet… Ötekiler olsa da olur olmasa da olur.
Ötekiler dediğimiz; İmamı Gazali İhyası elinize
geçmişse kaynak kitapları okuyun; kendinize
faydalı her kitap okuyun. İmamı Şazeli öyle
der; -müritlerine, gönderirken-‘her kaynaktan
duru olmak kaydıyla istifade edin, ama beni
de duada unutmayın.’ Onun gibi; duru olmak
kaydıyla… Bir çeşmenin başında beklemeyin.
Duru olmak kaydıyla… Bazıları işte;
‘Şeyhimdir, şunumdur, bunumdur…’ Bir yere
gitmeyin! Her kaynaktan istifade edin. Duru
olmak kaydıyla… O kaynağın duru olduğunu
nasıl anlarsınız? O kaynağın başında bekleyen
insanların tavırlarından anlarsınız… Çoğunun
tavrı bozuksa o kaynaktan hayır olmaz.
Gençlere tavsiyem şu: Gençler, birbirinize
karşı mutlaka müsamahalı olun. Seni sevmeyen;
fikrini sevmez onu bil. Allah Resulüne gelenler,
sevenlerdi. Yani bizim çevremizde eşimiz,
dostumuz, arkadaş çevremiz, fakültede
çevremiz, bizim fikirlerimizi sevecekse eğer;
önce bizi sevecek… Senin verişini sevecek…
Oturuşunu, kalkışını, muameleni, insanlığını…
Seni severse; senin fikirlerine itibar eder…
Sevmez ise itibar etmez! Biz onu (düsturu)
kaldırdık / unuttuk. Bugün mesela siyasette…
Tayyip Bey -Allah selametlik versin- dik
duran bir insan! Yani böyle, rahmetli Özal’dan
bu tarafa, dik duran bir adam görmedik.
Dik duran bir adam; gayet güzel! Ama ne
oldu? Kılıçdaroğlu’yla kavgaya tutuştular.
Kılıçdaroğlu her şeyde hakaret ediyor. Bu
demokrasi falan değil! Durduramıyorsun;
tazminatı veriyor, nasılsa… İş Bankası’nın
kaynakları da ellerinde… -Ben olsam- onunla
düşünmezdim… Yani orada Tayyip Bey o yanlışı
yaptı. Dolayısıyla; -bir insan- seni sevmezse
senin fikirlerini sevmez. Bir de başka bir konu…
Kötülüğü elle, dille düzeltme var; buğz etme
vardır, bilir misiniz? Kötülüğü elle düzeltecek
durumda değiliz biz. –O, Devlet Başkanı;
herkes onun gibi Emr’ül Malik değil ki…- Biz
ancak gönülle düzeltebiliriz kötülüğü… Şu an
siz, gönülden buğz etmek durumundasınız.
Çok yakın arkadaşınız olursa; dille düzeltme
ihtimaliniz olabilir. Senin iyiliğinin altında
kalmış biri olursa; o zaman dille olur. Elle
düzeltme yok! –O halde- fitne çıkar zaten. Yani
‘Tebliğ’e –doğrumuzu, hakkımızı anlatırkenbir
‘Müjde’den başlayacaksınız. Çünkü tebliğin
iki ayağı vardır şahitlik dışında… Şahitlik
seyretmektir. Siz iyi seyirci olacaksınız ve
mutlaka müjdeden başlayacaksınız… Mutlaka
arkadaş grubunuz iyi olacak; iyi insanlarla
olacaksınız. İstifade ettiğiniz insanlarla
olacaksınız. Her gün mutlaka bir şeyler
okuyacaksınız. Her gün… Şimdi internet var,
illa kitap değil; internete girince -aradığın
kelime olsun- hemen karşına çıkar. Çok güzel
siteler var…
Çok teşekkür ederim Allah muvaffak etsin.
Genç Musikar ekibi olarak dergimiz ve tüm
gençlik adına biz çok teşekkür ederiz hocam.
Verdiğiniz her bilgi bizim için çok kıymetli.
Saygılarımızla.
63