ROSETTA_MAGAZINE_201303
ROSETTA_MAGAZINE_201303
ROSETTA_MAGAZINE_201303
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
140<br />
olduklarımdan fazlasıydın, Albert Atay’dan<br />
daha gerçektin, evdeki adamdın, yan<br />
odadaki otoriteydin, masadaki neşeydin,<br />
sokaktaki hapşırık, rakı sofrasındaki<br />
fıkraydın. Genetik haritamdın. Babamdın.<br />
Oysa o ilk sigarayı içmemden, çok değil<br />
bir yıl önce, sadece seni değil bütün<br />
babaları büyümenin vahşi tarihine gömmek<br />
istiyordum. Bunun için de büyük bir projem<br />
vardı, öyle bir kitap yazacaktım ki –en az<br />
üç yüz sayfalık bir roman vardı aklımda-<br />
bütün babalar itin götüne girecekti. Buna<br />
da hâlâ siyah-beyaz bir fotoğraf gibi<br />
gözümün önünde duran bir görüntün<br />
neden olmuştu: Yürek-boğan bir pazar<br />
günü yatağına uzanmış Agatha Christie<br />
–aklımda On Küçük Zenci diye kalmış-<br />
okuyorsun, pijamanın paçası biçimsiz bir<br />
şekilde sıyrılmış baldırına doğru, çorapsız<br />
ayaklarını birbirine sürtüyorsun bir yandan.<br />
Kudretinden olmuş ve bu yüzden de<br />
zorbalaşmış kifayetsiz babalar kuşağının<br />
ortak tutkusu çizgili pijamalardan yola<br />
çıkarak orta sınıf ahlâkını sorgulayacaktım<br />
romanımda. Öyle bir final bulacaktım ki,<br />
çizgili pijama giyen bütün babaları ayrı<br />
cehennemlerin birörnek çukurlarına<br />
kavrulmaya yollayacaktım. Yapacaktım<br />
bunu baba, çünkü nefret ediyordum<br />
birbirine sürttüğün ayaklarından, yolun<br />
ortasında gelip geçenlerin utandırıcı<br />
bakışlarına aldırmadan neredeyse<br />
haykırır gibi hapşırmandan, belediye<br />
otobüsünde gırtlağını temizlemenden,<br />
ben arkadaşlarımla en isyankâr rock<br />
gruplarını dinlerken odaya dalıp mızıka<br />
ve bando kelimeleriyle dolu askerlik<br />
anılarını anlatmandan, ablamın erkek<br />
arkadaşlarından konu açılınca “Adı neymiş<br />
eşşolueşşeğin?” demenden, ezcümle<br />
demenden, hülasa demenden, farz-ı misal<br />
demenden, üç tek rakıdan sonra bin kere<br />
anlattığın anıları bir kere daha anlatmaya<br />
kalkmandan nefret ediyordum. O yüzden<br />
suratında tokat gibi patlayacak bir roman<br />
yazacaktım; seni kimi şarlatanlıklardan<br />
uzak tutabilmek, el âlem denilen güruhun<br />
toplu kahkahasından koruyabilmek için<br />
önce ben harcamalıydım, gerekirse önce<br />
ben tükürmeliydim yüzüne. “Evlat tükürüğü<br />
evladır utanmaktan, utandırmaktan” diye<br />
haykırmalıydım, arkama bile bakmadan<br />
senden uzaklaşırken.<br />
Bunlar birinci dönemin hoyrat<br />
düşünceleri elbette, kızmamışsındır<br />
dilerim, çünkü her ne kadar ölmüş olsan<br />
da seni kızdırmak istemem. Unut bu<br />
dediklerimi ve hemen sigarayla başlayan<br />
–ki bu nikotinli başlangıcı da genetik bir<br />
süreklilikle açıklıyorum kendime- ikinci<br />
döneme odaklan babacığım. Tıpkı senin<br />
gibi korkusuzca her şeyi söylediğim<br />
‘babasınınkopyası’ dönemime. Aslında<br />
lafı evirip çevirmeden yine Oğuz Atay’la<br />
özetleyebilirim durumu: Seni artık<br />
değiştirmem mümkün değil babacığım;<br />
bu nedenle kendimi de değiştirmenin<br />
mümkün olacağını sanmıyorum.<br />
Ah, çok özür dilerim, senden bana miras<br />
gevezeliğim işbaşında. Elbette ölümünden<br />
sonra dünyaya ne olduğunu ya da benim<br />
süngere dönmüş beynimin kustuklarını<br />
değil, ailemizin neler yaşadığını, gündelik<br />
olayları ya da her zaman dediğin gibi<br />
hakikati merak ediyorsun.<br />
Annem bildiğin gibi, ayrıntılara girmek<br />
istemiyorum ama kocası ölmüş kadınların<br />
yapması gereken her şeyi yapıyor.<br />
Ablam gayet iyi, hatta ölmemiş olsaydın<br />
onunla konuşmanı isterdim. Çünkü seni<br />
yaşatmak konusunda benden daha başarılı<br />
olabileceğini hissediyorum.<br />
Bana gelince…<br />
Ölümünden kısa bir süre sonra işten<br />
çıkarıldım. Senin işten çıkarılma<br />
hikâyelerin gibi olmadı; patronun masasına<br />
öfkeyle yumruk atmadım, camı çerçeveyi<br />
indirmedim, kapıyı vurarak çıkarken<br />
“Götümü yiyin!” diye bağırmadım.<br />
Bilgisayarımdaki dosyaları almama izin<br />
verdikleri için teşekkür ettim ve çıktım.<br />
Uzun süre çevremdekilere de söylemedim<br />
işsiz olduğumu, mahcup olurum, el âlemin<br />
alay konusu olurum daha da fenası acırlar<br />
bana diye korktum. Keşke şu mahcubiyet<br />
duygusunu bu kadar yüksek dozda zerk<br />
etmeseydin bu zayıf bedene baba.<br />
Olayı kişisel alma, önüne gelenin işten<br />
çıkarıldığı günlerden geçiyoruz. Yine de<br />
o sıkıntılı günlerin üstesinden geldim ve<br />
yeni bir iş buldum. Eskisinden daha az<br />
kazanıyorum ama keyfim yerinde.<br />
Bir de iyi haberim var: sigarayı bıraktım.<br />
Biliyorum, şimdi “Hiç başlamasaydın,”<br />
falan diyeceksin ama birinci dönemi<br />
unutma konusunda anlaştığımızı<br />
sanıyorum babacığım. Dua et de bundan<br />
sonra içmeyeyim desem komik olacak:<br />
“Ben duadan ne anlarım be oğlum, iradene<br />
hâkim ol içme şu boku,” diyeceksin. –<br />
Sırf seni rahatlatmak için söylüyorum,<br />
neredeyse bütün dünyada kapalı yerlerde<br />
sigara içme yasağı var, bu da işimi<br />
kolaylaştırıyor.-<br />
Ama her şey güllük gülistanlık değil<br />
elbette.<br />
Uyuyamıyorum baba.<br />
Sen öldüğünden beri doğru düzgün<br />
141<br />
uyuyamıyorum. Bıktım her gece yatağıma<br />
gelmenden, seninle yan yana yatmaktan.<br />
Hadi yanımda yatman neyse de, sürekli<br />
gözlerimin içine bakmasan be babacığım!<br />
Ne tarafa dönsem gözünün akını<br />
görüyorum ya, çok korkuyorum o zaman.<br />
Bakışlarından kaçmak için gözümü her<br />
kapadığımda bir uçuruma düşmekten<br />
yoruldum, daha kötüsü ne yapsam<br />
sesinden kaçamıyorum, konuşuyorsun<br />
sürekli, hatta konuşma bile diyemeyiz<br />
buna, o iniltiler delirtecek bir gün beni,<br />
bunu hak edecek ne yaptım bilmiyorum,<br />
insanların bu kadar kötü olduğunu<br />
öğretmedin diye kızdım, keşke daha fazla<br />
sınav yapsaydı hayat bilgisi dersinden<br />
diye söylendim, küfrettim ama inan ne<br />
dediysem sevgimden dedim, ezcümle sana<br />
benzediğim için dedim, hülasa senin dilinle<br />
dedim, o yüzden yalvarırım yapma bana<br />
bunu baba.<br />
Ne olur sus, ne olur bakma artık bana!<br />
Belki sen de onlar gibi düşünüyorsun,<br />
hani senin ölmediğini bende yaşadığını<br />
söyleyenler gibi. Bu romantik yaklaşım ilk<br />
bakışta çekici geliyor olabilir ama karşılığı<br />
yok ki babacığım, kaptırma kendini o<br />
zavallıların ezberlenmiş düşüncelerine. Bir<br />
ölü, öldüğünü ne zaman anlar bilmiyorum<br />
ama ne olur artık biraz cesur davran bu<br />
konuda. Hiçbir şey yapamıyorsan benim<br />
yaptığımı yap! Ne mi yapıyorum? Bilirsin,<br />
ben yazıyla anlarım ya dünyayı, o yüzden<br />
defterimi elime her alışımda öküzgözü gibi<br />
harflerle yazıyorum gerçeği:<br />
BENİM BABAM ÖLDÜ!<br />
Sen de kendine bunu itiraf edecek kadar<br />
cesur ol baba.