ROSETTA_MAGAZINE_201303
ROSETTA_MAGAZINE_201303
ROSETTA_MAGAZINE_201303
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
86<br />
uygulayınca başı derde giriyor ve<br />
sürgünlerde yaşıyor. Ama Batılılaşma<br />
başka, aydınlanma başka. Batılılaşma,<br />
Batıyı giyimde kuşamda, mimaride taklit<br />
etmek. Ama kafada değil. Mithat Paşa,<br />
Batıcıdır ama aydınlanmacı değildir. Mithat<br />
Paşa meşrutiyet, demokratik düzen diyor,<br />
evet kabul, bunlar Batılılaşma. Ama<br />
ne Mithat Paşa, ne de Namık Kemal<br />
aydınlanmadan, kafayı değiştirmekten<br />
yana değiller. Yani bu kişiler dışarıdaki<br />
aydınlanma akımının farkında değiller.<br />
Bunlar İslam bakışından kendilerini<br />
kurtaramıyorlar. Atatürk ile Namık Kemal<br />
aynı dönemde yaşasalardı, mutlaka<br />
çatışırlardı. Atatürk Tevfik Fikret’e ve<br />
Namık Kemal’e hayran. Namık Kemal’in<br />
vatan sevgisinden etkilenmiş. Namık<br />
Kemal zamanında Latin harfleri tartışılıyor<br />
ve Namık Kemal, “Felaket, katiyen olmaz,<br />
Latin harflerini kabul edersek, din elden<br />
gider, Osmanlı Devleti dağılır, millet,<br />
milliyet, vatan kalmaz” diyor. “Eğitim ne<br />
demek! Biz Laza, Kürde, Arnavut’a, okuma<br />
yazma öğretirsek başkaldırır bunlar”<br />
sözlerini söyleyen de Namık Kemal. Namık<br />
Kemal’i insan olarak seviyorum. Binlerce<br />
mektubunu taradım. Arkadaşlarıyla,<br />
ailesiyle iyi ilişkilerini de görüyorum,<br />
tutucu taraflarını da görüyorum. Tevfik<br />
Fikret’i, Atatürk’ü, Sabahattin Ali’yi, Nazım<br />
Hikmet’i hayranlıkla kitaplaştırdım. Ama<br />
Namık Kemal hakkında kitap yazarken, ne<br />
dediyse onu yazdım.<br />
Nazım Hikmet hakkında da kitap yazdım.<br />
Nazım ile benim dostluğum olmuştur. Çok<br />
sempatik, dünya tatlısı birisiydi. Gayet<br />
alçakgönüllüydü. Bir birbirimizi görür<br />
görmez kucaklaşmıştık. Aramızda 21 yaş<br />
farkı olmasına rağmen yakın arkadaştık.<br />
Nazım özgür bir insandı, yenilikçiydi,<br />
devrimciydi ve dünyanın ne yönde<br />
gittiğini kavramıştı. Yaşamında ödün<br />
vermedi. Eğer 1937’de Ankara’ya gittiği,<br />
Şevket Süreyya ile Şükrü Kaya ve Şükrü<br />
Sökmensüer’i görüp konuştuğu zaman<br />
en ufak bir ödün verseydi, bakan olurdu,<br />
genel müdür olurdu. Dürüstlüğünden<br />
sapmadı. Moskova’ya gittiğinde “Moskova<br />
Uşağı” olmadı. Orada kafa tuttu. Şehir<br />
gezdirilirken gördüğü büyük binaları<br />
sorduğunda, “Bunları Stalin yaptırdı”<br />
dediklerinde Nazım Hikmet, “Ben Stalin<br />
diye bir mimar tanımıyorum,” diyebilmişti.<br />
Nazım Hikmet, Mayakovski’nin getirdiği<br />
yeni şiir düzeninden yararlandı ama<br />
Nazım’a özgü olan onun şiirinin sadece<br />
şekil ve düzeni değildi. İçerik olarak<br />
insanların düşünüp de söyleyemediklerini<br />
açık açık söyledi. Kalıpları yıktı, herkese<br />
seslendi. Neruda’lar Nazım’a hayrandı. Onu<br />
görmeyenler de kendisine hayrandı. Nazım<br />
bütün dünyada popüler oldu.<br />
Dünyanın çeşitli yerlerinde yazarların,<br />
sanatçıların, gazetecilerin toplantıları<br />
yapılıyor. Oralarda hiç çatışma yok. Onlar kendi<br />
aralarında anlaşıyor, aynı ilkelerde birleşiyorlar.<br />
Yazarlar ve gazeteciler yazılarıyla, haberleriyle<br />
dünya barışını genelde koruyorlar. Gazeteciler<br />
kısmen patronlarına bağlı olduğundan<br />
biraz daha sınırlanabilse de, yazarlar öyle<br />
değil. Kitaplarını özgürce yazıyorlar. Bunlar<br />
dünyayı değiştirecek kişiler değil. Bunlar<br />
dünyayı değiştirmeyecekler. Ama bu ortamı<br />
hazırlıyorlar. Dünyayı değiştirecek olanlar<br />
gençler ve ben ileriye umutla bakıyorum. Her<br />
şeye rağmen gençlere güveniyorum.<br />
Doğan Hızlan<br />
ThE FUTURE OF TURKISh LITERATURE<br />
By Doğan HIZLAN Turkey<br />
Translated by Mesut Şenol<br />
If we examine universal criteria then<br />
Turkish literature today can be deemed<br />
compatible with global standards. Let us<br />
not forget about the language barrier yet<br />
these days this is largely being overcome by<br />
the translation of Turkish literary works.<br />
How do Western readers view our<br />
literature, and which books of ours attract<br />
their attention?<br />
When we look at this issue from such<br />
a perspective, we perceive expectation<br />
differences between readers in this<br />
country and those in the western world.<br />
A piece of literature reflects the social<br />
and political history of a given country.<br />
Additionally, its geography should be<br />
represented in that literature. When we<br />
talk about the characteristics of western<br />
literature, we recognize that the West<br />
considers our literature through an<br />
“orientalist” perception. In fact we all<br />
know that our literature embraces not only<br />
orientalist but also many other features.<br />
We have to consider the nature of the most<br />
read foreign literary works.<br />
The literati of the colonial countries live in<br />
the West and write narratives about their<br />
own native countries.<br />
They too take a great interest in those works<br />
dealing with the people of the old colonies,<br />
87