29.11.2014 Views

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi - Arkitera

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi - Arkitera

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi - Arkitera

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Birinci etabı tamamlanmış olup, ikinci etap uygulaması devam eden proje, tarihi şehrin<br />

girişindeki atıl alanı peyzaj ağırlıklı bir kentsel tasarım projesi ile yenilemeyi amaçlamaktadır.<br />

Bu doğrultuda proje, öncelikle bir yaya promenadı, meydanlar ve çarşı ile<br />

Alaçatı’ya yeni kamusal açık alanlar ve ticari işlevler kazandırmıştır. Proje kapsamında<br />

tarihi yeldeğirmenleri restore edilmekte ve çevresinde yeni sosyal rekreasyon alanları<br />

oluşturulmaktadır. Alaçatı’nın tarihi dokusunu sürdüren proje yerel oran ve malzemelere<br />

referans verirken, modern inşaat teknikleri kullanılmaktadır. Kentsel tasarım projesinde<br />

tanımlanan kurallar uygulanarak yapılarda çeşitlilik ve tarihi dokuya uygunluk<br />

amaçlanmış, yapay bir tarihselci yaklaşımdan kaçınılmıştır. Bu haliyle promenad, meydan<br />

ve yapılar kullanıcıları tarafından çok çabuk benimsenmiştir.<br />

✎<br />

1970’lerin ikinci yarısına kadar doğal gelişim çizgisini sürdürmüş olan tarihi Alaçatı yerleşmesinin<br />

çeperinde bu tarihten sonra hızla yapılaşma başlamış, 1982 yılında bölgenin<br />

“Alaçatı Turizm Bölgesi” olarak ilan edilmesinin ve İzmir-Çeşme Otoyolu’nun 1996<br />

yılında tamamlanarak Alaçatı-Çeşme çıkışının açılmasının ardından bölgeye olan talep<br />

hızlanmıştır. Kentin girişi 1980’lere kadar doğu-batı ekseninde uzanan ana arter üzerinde<br />

konumlanırken, 2005 yılında Alaçatı ve çevresinin “Çeşme Alaçatı Kültür ve Turizm<br />

Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak ilan edilmiş olması ve 2007 yılında onanan Koruma<br />

Amaçlı İmar Planı’nda Değirmenaltı ve çevresinin “Kentsel Tasarım Proje Alanı” olarak<br />

tanımlanmış olması nedeniyle, kentin yeni girişi çeperdeki bu bölgeye doğru kaymıştır.<br />

1990’larda ilk olarak rüzgâr sörfü tutkunlarının, 2000’li yıllarda ise taş ev ve otantisite meraklılarının<br />

geldiği Alaçatı’da 2001 yılında açılan ilk küçük otelden dört-beş yıl sonra yerleşim<br />

tümüyle turizm etkinliğine yenik düşerek, Türkiye’nin popüler tatil mekânlarından<br />

biri haline gelmiştir. Mevcut haliyle yeterince otantik, özgün ve hayali Akdeniz imgesine<br />

uygun bulunmayan Alaçatı’nın kimliği, metropolden gelmiş yeni sakinleri tarafından hızla<br />

dönüştürülerek, uyumu ve cazibesi ile hep özenilen Yunan Adaları ve Güney Fransa’ya<br />

benzetilmek üzere hızla estetize edilmiş ve kozmopolit turist özneler için sahnelenmiş<br />

turistik manzaralara dönüştürülmüştür. Bu güzelleştirme girişimleri yerel yönetim tarafından<br />

da benimsenmiş, daha önce kentin çeperinde kalırken gelişmeler sonrasında kentin<br />

giriş noktasına dönüşen Değirmenaltı bölgesinde bir kentsel tasarım çalışmasının yapılması<br />

gerekli görülmüştür. İki etapta gerçekleştirilecek olan çalışmaların ilk etabı 2008<br />

yılında hayata geçirilerek kapalı otopark ve meydan düzenlemesi gibi öncelikli ihtiyaç<br />

dahilindeki programlar tamamlanmış, doku bütünlüğünü sağlamak üzere, yeni yapılacak<br />

binalarda ve cephe iyileştirmelerinde kullanılacak bir mimari repertuvar geliştirilmiştir.<br />

Projenin ikinci etabında ise, tarihi yeldeğirmenleri kültürel faaliyetlere uygun olarak restore<br />

edilecek ve çevresindeki park alanı düzenlenecektir. Tarihi kentin giriş aksını yeniden<br />

tanımlayarak, yerel kimliği modern bir dille yeniden üretmeyi hedefleyen proje,<br />

modern ile gelenek arasındaki kadim gerilimi tasarım yoluyla gidermeyi başarmaktadır.<br />

299

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!