Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana elde edilen en büyük başarılardan biri,<br />
okuryazarlıkta <strong>ve</strong> eğitimde sağlanan gelişmelerdir. Türkiye’de 1935’te kadınların sadece<br />
yüzde 10’u erkeklerin yüzde 29’u okur yazar iken, 2006 yılında 15 yaş <strong>ve</strong> üzeri nüfus için<br />
okur yazarlık oranı kadınlarda yüzde 80, erkeklerde yüzde 96 olmuştur (TÜİK 2006).<br />
Okullaşmada da önemli gelişmeler sağlanmıştır. İlkokulda net okullaşma oranı, erkeklerde<br />
yüzde 98 kadınlarda yüzde 96 olmak üzere, toplamda yüzde 97’dır (TÜİK 2004). Beş yıl olan<br />
zorunlu eğitim, 1997 yılından itibaren 8 yıla çıkarılmıştır. Kadınların <strong>ve</strong> erkeklerin ilkokul<br />
sonrası eğitiminde de belirli başarılar elde edilmiştir. Lise <strong>ve</strong> üzeri net okullaşma oranı<br />
kadınlarda yüzde 56, erkeklerde yüzde 61 olmak üzere toplamda yüzde 59’dur (TÜİK <strong>2008</strong>).<br />
1.5 Ekonomi<br />
Cumhuriyet’in ilanından sonra, çeşitli ekonomik kalkınma stratejileri denenmiştir.<br />
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras olarak alınan iflas etmiş bir<br />
ülke nedeniyle Türk ekonomisi son derece zayıf durumdaydı. Ekonomi hemen hemen<br />
bütünüyle tarıma dayalı olup, gelişmemiş <strong>ve</strong> yoksul bir konumda bulunmaktaydı. Sağlıklı <strong>ve</strong><br />
dengeli bir ekonomik yapı oluşturabilmek için ilk adım olarak sanayinin kurulması <strong>ve</strong><br />
geliştirilmesi düşünülmüştür. Hükümetler 1920’li yıllar boyunca sanayinin gelişmesini, özel<br />
teşebbüsler aracılığı ile onlara el<strong>ve</strong>rişli yasalar <strong>ve</strong> kredi olanakları sağlayarak<br />
gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu liberal politikalar 1929 yılına kadar sürmüş <strong>ve</strong> bu süre<br />
içinde tarımda makineleşme konusunda oldukça ilerleme kaydedilmiştir. Takip eden on yılda,<br />
ülkede yeterli sermaye birikimi olmaması nedeniyle devlet, devletçilik olarak adlandırılan<br />
sistem içinde, tarım, sanayi, madencilik, ticaret <strong>ve</strong> kamunun büyük sektörlerinin sahibi olarak<br />
<strong>ve</strong> bunları geliştirerek, girişimci rolünü üstlenmiştir. Türkiye’de modern sanayileşmenin ilk<br />
ciddi gelişmesi 1930’lara dayandırılabilir. Her ne kadar sanayileşme hamlesini başlatmak<br />
1923’te Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonraki en açık amaçlardan biri olsa da, esas<br />
atılım 1930’lu yıllarda izlenen politikalar çerçe<strong>ve</strong>si içinde olmuştur.<br />
Türkiye İkinci Dünya Savaşı içinde aktif olarak yer almadığı halde, savaşın<br />
ekonomideki ağır baskıları nedeniyle sanayileşme süreci yavaşlamıştır. Savaşı takip eden<br />
yıllarda 1950’deki demokrasiyi simgeleyen daha liberal bir ekonomik düzene geçiş ile özel<br />
teşebbüs <strong>ve</strong> devletin ekonomik girişimlerinin birlikte uygulandığı, "karma ekonomik" sistem<br />
başlatılmıştır. Aynı zamanda, ticarette liberalleşmeye, tarımda <strong>ve</strong> alt yapıda gelişmeye <strong>ve</strong><br />
yabancı sermayenin teşvikine <strong>ve</strong> özelleştirmeye daha fazla önem <strong>ve</strong>rilmiştir.<br />
1960’lardan başlayarak Beş Yıllık Kalkınma Planları hazırlanmıştır. Bu planların ilki<br />
1963 yılında uygulamaya konmuştur. Bu uygulamadaki temel hedef, 1950’li yıllardaki plansız<br />
<strong>ve</strong> kontrolsüz büyümenin yerine geçecek bir uygulama olmasıdır. 1980 öncesinde, Türkiye<br />
ithalatı sınırlandırıp, iç talebi karşılayacak mamulleri ülke içinde üretme yönünde bir<br />
ekonomik politikayı takip etmiştir. Yeni kurulan sanayi dalları uzun süre gümrük <strong>ve</strong>rgileri <strong>ve</strong><br />
diğer <strong>ve</strong>rgiler ile korunmuştur.<br />
1980’li yıllarda hükümetler, ihracata dayalı ekonomik büyümeyi temel alan bir strateji<br />
izlemişlerdir. Bu yönde önemli ekonomik reformlar hazırlanmış <strong>ve</strong> Ocak 1980’den başlayarak<br />
yürürlüğe konulmuştur. Özelleştirme uygulamaları ülkede 1984 yılında başlatılmıştır.<br />
1970’lerin sonundaki durgunluk döneminden sonra, artan ihracat <strong>ve</strong> yabancı sermaye girdileri<br />
4 | Giriş