Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Türkiye Nüfus ve SaÄlık AraÅtırması, 2008 - Hacettepe Ãniversitesi ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
yılında 65+ yaş grubu nüfusun yüzde 15-16’sını oluşturacaktır) gelecek yıllarda da devam<br />
edeceği beklenmektedir (TÜİK 2003)<br />
Türkiye’de ölümlerle, özellikle de çocuk ölümleri ile ilgili doğru, kapsamlı <strong>ve</strong> sürekli<br />
nitelikte bilgi eksikliği bulunmaktadır. Eksiklikler içeren ölümlülük <strong>ve</strong>risi il <strong>ve</strong> ilçe<br />
merkezlerindeki ölümler için mevcuttur. Kaydedilen ölümlerin nedenlerinin dağılımına<br />
bakıldığında, kalp–damar hastalıklarının (yüzde 46), tüm kanser çeşitlerinin (yüzde 15) <strong>ve</strong><br />
tüm kazalarının (yüzde 4) olarak ölüm nedenlerini oluşturduğu görülür. Yetişkin<br />
ölümlülüğünden farklı olarak, doğurganlık araştırmalarından hesaplanabilen bebek ölüm<br />
hızları için daha uzun döneme ilişkin bilgiler mevcuttur. Bebek ölüm hızı 1950’lerin<br />
sonlarında binde 200 dolayında iken, 1970’lerin ortalarında binde 130’a düşmüş <strong>ve</strong> 2006<br />
yılında 17 olarak hesaplanmıştır. Benzer şekilde, kaba ölüm hızları da 1940’lı yıllarda binde<br />
30 dolayında iken, 2000’li yılların ikinci yarısında binde 6’ya düşmüştür. Son tahminler,<br />
Türkiye’de doğuşta yaşam beklentisinin erkekler için 71 yıl, kadınlar için 75 yıl olduğunu<br />
göstermektedir. (TÜİK 2006).<br />
Türkiye’de evlilik, özellikle de resmi nikah ile yapılan evlilikler çok yaygındır. Dini<br />
nikahlar da evlenmeler arasında önemli yer tutmakla birlikte, en yaygın evlenme şekli, hem<br />
dini, hem de resmi nikah yapmak şeklindedir. Türkiye’de evliliğin yaygın bir kurum olduğu,<br />
hiç evlenmemiş olanların düşük oranlarına bakıldığında görülebilmektedir. Demografik<br />
araştırmalara göre, doğurganlık döneminin sonları olan 45-49 yaş grubunda, kadınların sadece<br />
yüzde 2’si erkeklerinse yüzde 3’ü hiç evlenmemiştir. Bunun yanında son on yılda Türkiye’de<br />
boşanma oranlarında hafif ama sürekli artış göstermektedir.<br />
Türkiye, özellikle 1950’lerden sonra kırsal alanlardan kentlere doğru göç sonucu hızlı<br />
bir kentleşme sürecine girmiştir. 1950’de kentlerde yaşayan nüfusun payı yüzde 25 iken, 2007<br />
yılında yüzde 70’e yükselmiştir. Kentleşme hızı 1990–2000 döneminde binde 33 dolayında<br />
gerçekleşmiştir. Bu kentleşme süreci kaçınılmaz olarak kent hizmetlerinin sunumunda<br />
problemlere, çevresel sorunlara <strong>ve</strong> kentlerde plansız geniş gecekondu alanlarının oluşmasına<br />
neden olmuştur. Kent hayatı <strong>ve</strong> kültürüne uyumla ilgili gözlenebilir sosyal sorunlar<br />
mevcuttur. Buna örnek olarak şiddetin <strong>ve</strong> yasa dışı eylemlerin artması gösterilebilir.<br />
Türkiye’nin uzun bir dış göç tarihçesi mevcuttur. 1960’lı <strong>ve</strong> 1970’li yıllar boyunca,<br />
başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa’ya göç <strong>ve</strong>ren bir ülkedir. 1980’lerde Batı Avrupa’ya<br />
olan göç Orta Doğu’nun petrol üreticisi ülkelerine yönelmiştir. Son 20 yıl boyunca bölgedeki<br />
politik dalgalanma <strong>ve</strong> Avrupa Birliği’nin iş gücü politikalarında <strong>ve</strong> uygulamalarında meydana<br />
gelen değişiklikler dış göç örüntüsünü etkilemeye devam etmiştir. Aynı zamanda Türkiye<br />
Balkanlar, Orta Doğu ülkeleri <strong>ve</strong> ayrıca uzak Asya <strong>ve</strong> Afrika ülkelerinden gelen sığınmacı<br />
dalgalarına maruz kalmıştır. (International Organization for Migration 1996). Sovyetler<br />
Birliği’nin dağılmasından sonra Bağımsız Devletler Topluluğu (Commonwealth of<br />
Independent States) <strong>ve</strong> Ortadoğu ülkeleri, Türk yatırımcılar <strong>ve</strong> işçiler için yeni göç bölgeleri<br />
olmuştur.<br />
8 | Giriş