25.12.2014 Views

kulleteyn1

kulleteyn1

kulleteyn1

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

okla karışık çamur.. Böyle zamanlarda -toplıyacağı çamurlarla daha da<br />

kocamanlaşacaklari için- giymezdi ayakkabılarım. O gün de öyleydi ve<br />

giymemişti. Paçalarım yukarıya çekmişti ama çamur olmaktan<br />

kurlaramamiştl. Üstü-başi da ıslanmıştı adamakıllı. Yaz da olsa<br />

üşümüştü. Kupkuru yüzündeki belli-belirsiz çeneleri titriyordu.<br />

Başındaki kocaman terliğinden yüzüne süzülen sular, sümüklerine<br />

karışıyor, çok rahatsız edince de kollarıyla siliyordu bunları. Hemen<br />

camiye koştu. Tek yuvasiydı çünkü. Akşam namazı kılınmış, yatsıya<br />

da daha vardı. Camide talebeye "râtib" (yemek) dağıtılıyordu. Payını<br />

almak için sıraya girdi. Sırası gelen ya tabağını, ya da üzerine konsun<br />

diye ekmeğini uzatıyordu. Tabağı olmadığı için ekmeğini uzattı.<br />

yemeği, kıyılarından dökülmesin diye hemen<br />

yalamaya, sonra ısırıp yemeye başladı. Çok acıkmıştı. Hepsini<br />

bitirebilirdi. Ama birazını saklamalıydı. Kimi sabah "râtib" geç gelirdi<br />

çünkü. Kimi zaman bir öğün gelirdi, üç öğün onunla yetinilirdi. İster<br />

Yiyip bitirmeyi çok istediği halde birazını bıraktı. Saklardı<br />

yemeğini. Herkes gibi. Yoksa ısınlmışlığına filan bakmadan alıp<br />

yiyenler olurdu. Kimi kez minberin altında bulduğu köşelerden birine,<br />

örümcek ağlarına bulanır olmasına aldırmadan yerleştirir üstünü<br />

örterdi. Kiminde de daha güvenlikli olsun diye yastığının, minderinin<br />

allında uygun (!) bir yere saklardı. Minderin, yastığın yağlanmasını,<br />

bunun sonucu olarak bitlerin daha da üreyip çoğalmasını düşünmezdi<br />

bile. Herkes dc aynı ya da benzeri şeyleri yapardı. Pislik ve bitlerle<br />

dost olmuştu herkes, kucak kucağa geçiniyordu. O da oranın bir<br />

parçasıydı. Üzerindeki çamurları biraz temizledikten sonra -yatsı<br />

namazına daha var diyerek- yatağına sokuldu. Islak ıslak. "Hasta" filan<br />

olmazdı, olmamak zorundaydı. Bir yandan da ders "metin"lerini eline<br />

aldı. Okuduklarını, okumadıklarını, ezberlediklerini, ezberlemediklerini<br />

gözden geçirdi. Hiç zaman yitirmemeliydi. Ona dersleri, kitapları<br />

bitirmek için çok az zamanı vardı. Gözlerini "Basra'ya, Kûfe'ye ve<br />

alimlerine" dikerek coşkuyla okumaya, ezberlemeye koyuldu:<br />

Sahihestü mûsâlestü muzâaf<br />

Lefîfü nakıs u mehmuz u ecvef<br />

İki dizelik bir şiir. Ama çok önemli. Arapça'daki sözcüklerin 7<br />

türünü akılda tutmak için gerekli.<br />

18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!