25.12.2014 Views

kulleteyn1

kulleteyn1

kulleteyn1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kulleteyn; Şafiî mezhebine göre, bunlardan ikincisine giriyor.<br />

Yani lıem temİZ; lıem de temizleyici.<br />

Okuyor, inceliyor, kimi yerleri de olduğu gibi ezberliyordu.<br />

Kammdabir ağnduydu. Giderek arttı. Burgulaşü.<br />

Kulleteyn 446 "ntl (batman)" suyun bulunduğu...<br />

Ah, şu ağrı bir olmasa. Bitler yetmiyormuş gibi bir de bu çıktı.<br />

Hiç dayanamazdı karın ağrısına. Bir de mide bulantısına. İkisi de sık<br />

sık başına gelirdi.<br />

Kulleteyn dörtgen OİUTSa...<br />

Dayanamadı daha çok. Kitabı koltukta koştu. Doğru<br />

"abdesthâne"ye. Kendini dar attı. Şalvarını ivedilikle çözdü. Delik<br />

büyük olduğu için bacaklarının arasma alamadı. Bir kıyısına çöktü. Ve<br />

kıçım deliğe doğrultup "tinklamava" koyuldu. Önce tır tır tır; sonra<br />

pat pat pat. Çok kötü sürgün olmu^iu. Tırıklaymca rahatladı. Ağrısı<br />

geçmişti. Mutlandı. Sıkıntıdan sonraki rahatlık, tadına doyulmaz bir<br />

mutluluktur. Sıkıntının ödülü. Tırık (ishâl), deliğin çevresine de<br />

saçılmıştı. Biraz yana çevrildi. Bir de ne görsün; yediği hediklerden bir<br />

• kesimi gözlerinin önünde. Solucanll tmğm içinde. Kocaman bir<br />

solucan kıvrıldı. Hedikler de diri diri. Sinekler üşüştü hemen. İri iri.<br />

Neyse şimdi sıra temizldhmekte. Kıçını silecek. Bi şeyler aradı. Tcmiz<br />

nesne ne gezer! Herkesin kullandığı bir - iki taştan başkası yok.<br />

Bokları cn kuru olanını alıp kullanması gerekiyor. Koltuğunun altına<br />

kıstırdığı "şeriat"i unutmuştu. Aslında ayakyoluna götürülemezdi o.<br />

Ama tırık öyle bir tutmuştu ki "feleğini şaşırmıştı". Yoksa ayet ve<br />

hadisin bolca bulunduğu bir kitabı oraya götürür müydü Kolunu<br />

uzattı. İşte olan oldu o sırada: "Şeriat" düştü. Hem de nereye: Delikten<br />

doğru, pislik yığını dereye. Aman Tanrı! Gitti "şeriat". Felâket mi<br />

felâket. Çok üzüldü. Ağladı sessizce. Yapabileceği bi şey yoktu. En<br />

kuru taşı aldı, silmek için kıçına götürdü. Sildi. Çekip baktı ki taşta<br />

yer kalmamış. Oysa her yanını silmiş değildi kıçının. Parmaklan ve el<br />

ayası da yansına dek batmıştı. Öbür eliyle cebinden mendilini çıkardı.<br />

Önce elini, sonra kıçında yarım kalan kesimi sildi. Sonra katlayıp<br />

yerine koydu mendili. Ayağa kalktı, şalvarının da battığını gördü.<br />

Çıkardı tümüyle. Pislenmiş yeri, duvar diye konulmuş tahtalara<br />

silmeye yöneldi. Ama Sİleyİm derken daha çok yerini bulaştırdı. Elini<br />

59

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!