25.12.2014 Views

kulleteyn1

kulleteyn1

kulleteyn1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

oş çuvalla harman yolunda olan Şehmus'la karşılaşınca; biraz<br />

konuşup içini dökmek, kimlerden aldığı, kimlerden alamadığı<br />

konusunda bilgi vermek, daha çok da dinlenmek amacıyla SlTtindakİnİ<br />

yolun kıyısına bıraktı. Ve çuvalın üzerine yiğllircasina çöktü.<br />

Alnından, yüzünün çevresinden kirleri de alıp, oluşturduğu yollardan<br />

yürüyen ter damlacıklarını koluyla sildi. Yolları bozulan terler ve<br />

kirler, yayıldıkları çevrede çeşitli biçimler, resimler oluşturmuştu bu<br />

kez. "Min tarafillah (Allah tarafından)"... Bu çizgiler ve resimler<br />

içinde, dikkat edilse "lafza-İ celâl"ler (Allah yazısı) ve "besmeleler<br />

bile okunabilirdi. "Kader"deki "yazi"lar gibi... Biraz soluklandıktan<br />

sonra Şehmus'a verdiği bilgiler, yakınmaları da içeriyordu. "Hiç kolay<br />

değildi öşr toplamak". Hele "zenginlerin harmanlarından"... Durumları<br />

iyi olduğu halde ya hiç vermiyorlar, ya da "öle öle ve ÖldÜre öldüre<br />

verİyorlar"dl. "Şeyh Şaban, Molla Nâsir, ağalar bu işi niye kökünden<br />

çözüme kavuşturmuyorIar"dı sanki<br />

Yoldan geçen bir sap arabası, ardında koyu bir toz bulutu bıraktı.<br />

Yol kıyısındaki Kâsim ve Şehmus görünmez olmuşlardı nerdeyse.<br />

Giderek görüntüleri netleşti. Gözler, arabaya ve bıraktığı izlere<br />

takılmıştı. Bir yel esti, ama uzun sürmedi. Bir iki kuru ot ve boğa<br />

dikeni sürükledikten sonra kesilivermişti.<br />

Biraz ötelerden gelen uzun havalı Kürtçe bir şarkı yanık yanık<br />

çarpıyordu. Bir etek sözcüğü olanca hızı ve gürlüğüyle boşaltan<br />

türkünün sözleri neler anlatmıyordu ki...<br />

Şehmus yeterince dinlemiş, bilgi almış; Kâsim da dinlemişti<br />

oldukça. Kâsim yekinip kalktı. Şehmus'un yardımıyla buğday çuvalını<br />

sırtladı. Ve biri bir yana, öbürü öbür yana...<br />

Esmerli Şâmil ve Molla Şemdinli MeCZÛb Fâik, Şeyh Şaban<br />

tekkesinin avlusunda, şeyhin arasira gelip dinlendiği karyolanın<br />

bulunduğu odaya açılan kesimde, dikili kurumuş ağaçlar gibiydiler.<br />

Ellerindeki teşbihleri çekişleri ve "zikir" için durmadan kıpırdayan<br />

dudaklarının devinmesi olmasa, yaşayıp yaşamadıkları zor anlaşılırdı.<br />

Aslında bir ölüm kalım savaşı ve zorlu bir yarış içindeydiler. "Fena<br />

41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!