06.11.2014 Views

milliyetçilik

milliyetçilik

milliyetçilik

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

etkilerine dikkat çekerler. Örneğin Fatos Tarifa ve Benjamin Adams (2007), Avrupa<br />

Birliği’nin kapılarının Türkiye’ye kapatılmasıyla, ülkenin köktendinciler ve ultra<br />

milliyetçiler arasında sıkışıp kalabileceğini, bunun da Türkiye’yle ilgili kabusların<br />

gerçek olmasına neden olabileceğini iddia ederler.<br />

Güvenlikle ilgili kaygıların stratejik bir boyutu da vardır. Türkiye’nin jeopolitik<br />

konumu, Ortadoğu, Ortaasya gibi önemli bölgelerle komşu olması, üyelik konusunda<br />

birbirinin zıddı iki görüşe yol açmıştır. Bunlardan ilki, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ni<br />

bu bölgelerde yaşanan sorunlardan uzak tutacak bir tampon ülke olarak kalmasını<br />

savunmaktadır. Bu görüşü savunanlara göre, Türkiye’nin üyeliği bu sorunları birliğin<br />

içine taşıyacak, Avrupa’yı uyuşturucu-silah kaçakçılığından uluslararası teröre birçok<br />

konuda savunmasız bırakacaktır. İkinci görüş ise, bu bölgelerdeki sorunların Avrupa<br />

Birliği’ni zaten etkilediğini, Türkiye’nin üyeliğinin birliği dünya sahnesinde daha<br />

önemli, daha sözü dinlenir bir aktör haline getireceğini iddia etmektedir. Örneğin<br />

Michael Emerson ve Nathalie Tocci (2004) tarafından hazırlanan bir raporda,<br />

Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa Birliği’nin Ortadoğu ve Kafkaslara yönelik politikalarının<br />

güvenilirliğini arttıracağı ileri sürülmektedir. Emerson ve Tocci’ye göre, üyeliğin<br />

Avrupa Birliği’ne sağlayacağı avantajlar arasında Komşuluk Politikası’nın kapsadığı<br />

alanın genişlemesi, bölgesel işbirliği imkanlarının artması, buna ve Türkiye’nin<br />

transit ülke konumuna bağlı olarak Hazar Denizi, Rusya ve Ortadoğu’daki petrol<br />

ve doğal gaz kaynaklarından daha fazla yararlanma olasılığının doğması, Avrupa<br />

Birliği Güvenlik ve Savunma Politikası’na katkıda bulunabilecek güçlü bir ortağa<br />

kavuşulması da vardır. Yazarlara göre, tüm bunlar Avrupa Birliği’nin kendini gelecekte<br />

nasıl bir konumda görmek istediğiyle ilgilidir. Avrupa Birliği güvenlik ve dış politika<br />

konularında önemli bir aktör olmak istiyorsa, Türkiye’nin üyeliğinin sağlayacağı<br />

avantajlar, ortaya çıkabilecek olası sorunlardan fazladır. Öte yandan Avrupa Birliği<br />

sınır güvenliğini arttırıp kendi içine kapanmak istiyorsa, o halde Türkiye’nin üyeliğini<br />

kesin bir dille reddetmelidir.<br />

Güvenlik konusunun üçüncü ve son boyutu da küresel gelişmelerle ilgilidir. Bu<br />

noktada tartışma daha çok Türkiye’nin üyeliğinin Batı ve İslam dünyası arasındaki<br />

ilişkiler açısından önemi ve Türkiye’nin İslam dünyası için bir model olup<br />

olamayacağı konularına odaklanır. Birinci konuda birçok araştırmacı aynı fikirdedir:<br />

Türkiye’ye yakılacak bir kırmızı ışık İslam dünyasına yanlış mesajlar gönderecek,<br />

Huntington’ın medeniyetler-arası çatışma tezini güçlendirecek gelişmelere yol<br />

açacaktır (Independent Commission on Turkey 2004). İkinci konuda ise görüşler<br />

farklılaşmaktadır. Kimi araştırmacılara göre, Türkiye demokratik ve laik yapısıyla<br />

diğer İslam ülkeleri için ideal bir modeldir. Bu görüşe katılmayan araştırmacılar<br />

ise Türkiye’nin Arap dünyasıyla ilişkilerinin hiçbir zaman düşünüldüğü kadar iyi<br />

olmadığına dikkat çekmektedir. Ayrıca Türkiye bugünkü konumunu belirli tarihsel<br />

koşullara borçludur; bu koşullar diğer İslam ülkeleri için geçerli değildir. Türkiye<br />

ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerin mesafeli olmasına yol açan diğer etkenler de<br />

103

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!