06.11.2014 Views

milliyetçilik

milliyetçilik

milliyetçilik

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

unların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok<br />

etme sürecinin sonu’ (bkz. ). Birçok ulus-devlet gibi Türkiye<br />

Cumhuriyeti devleti de homojen ve yekpare bir millet yaratmak için uğraşmış, bunu<br />

da değişmez bir özü temsil eden bir ‘Türklük’ tanımıyla desteklemiştir. Daha da<br />

önemlisi, devlet egemen kültüre asimile olmayı reddeden azınlıklara karşı ayrımcı<br />

politikalara başvurmaktan çekinmemiş, onları, moda deyimle, ‘ötekileştirmiştir’.<br />

Bazı dönemlerde, kendini farklı bir kültüre ait hissedenlerin aslında ‘Türk’ olduklarını<br />

söyleyecek kadar ileri gitmiştir. 1930’ların Türk Tarih Tezi’nin temel önermesi budur<br />

(Türk Tarih Tezi üzerine bkz. Ersanlı 2003; Çağaptay 2006). 1980’lerde Kürtlere karşı<br />

yeniden kullanılmaya başlanan bu tezler, bugün bile bir devlet kurumu olan Türk<br />

Tarih Kurumu’nun başkanı tarafından dile getirilmektedir.<br />

Yine de tüm bu eleştirileri bir kenara bırakalım ve Atatürk milliyetçiliğinin hiçbir<br />

dönemde ırka dayalı olmadığını varsayalım. Başka bir deyişle, Atatürk milliyetçiliğinin<br />

ırk, kan bağı anlamında ‘etnik’ olmadığını kabul edelim ve ‘etnik’ teriminin, etnisiteyi<br />

kültürle özdeş gören ikinci anlamını değerlendirelim. Aslında bu kullanım, terimin<br />

Türkçe anlamına daha yakındır. Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğü ‘etnik’<br />

kelimesini, ‘kavimle ilgili, budunsal, kavmi’ olarak karşılar. ‘Kavim’ ise ‘aralarında<br />

töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan<br />

topluluğu, budun’dur (). Bu tanım, terimin başka dillerdeki<br />

tanımlarıyla da uyumludur. İngiliz dili konusunda temel kaynak olan Oxford English<br />

Dictionary, terimi ‘ırka ya da millete ait olan, etnolojik’ şeklinde karşılar. ‘Etnisite’<br />

(ethnicity) terimi ise, ‘ırksal kökeni ya da kültürel özellikleriyle toplumun geri<br />

kalanından ayrılan ve genelde grup kimliklerinin resmi olarak tanınmasını talep eden<br />

insan topluluğu’ olarak tanımlanır (). Türkçe’de ‘etnisite’ diye bir<br />

terim yoktur. ‘Etnik’ sıfatı ise, en azından Türk Dil Kurumu tarafından, hem ırk-kan<br />

bağı, hem de kültürü içerecek şekilde tanımlanmaktadır.<br />

Peki ‘Atatürk’ün belirlediği <strong>milliyetçilik</strong> anlayışı’nda kültürün yeri nedir? Bu soruyu<br />

Atatürk’ün kendi yazdıklarına bakarak yanıtlama olanağına sahibiz. Atatürk’ün<br />

farklı konulardaki notlarını içeren, daha sonra Afet İnan tarafından Vatandaş için<br />

Medeni Bilgiler (1930) adıyla kitaplaştırılan çalışmada millet, ‘Türkiye Cümhuriyetini<br />

kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ şeklinde tanımlanır (bu ve izleyen alıntılarda<br />

orijinal imla korunacaktır). Bu tanım daha sonra detaylandırılır:<br />

Türk Milletinin teessüsünde müessir [oluşumunda etkili] olduğu görülen tabii ve tarihi<br />

vakıalar şunlardır: Siyasi varlıkta birlik, dil birliği, yurt birliği, ırk ve menşe birliği, tarihi<br />

karabet [yakınlık, hısımlık, akrabalık], ahlaki karabet. Türk milletinin teşekkülünde<br />

mevcut olan bu şartların hepsi birden diğer milletlerde yok gibidir (a.g.e., 23-4).<br />

Atatürk’e göre, milletin en kısa tanımı ‘bir harstan [kültürden] olan insanlardan<br />

mürekkep cemiyet’tir (a.g.e., 29). Bu tanım, 1950’ye kadar Türkiye’yi yönetecek<br />

olan CHP’nin programlarında fazla değiştirilmeden korunur. Örneğin CHP’nin<br />

39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!