06.11.2014 Views

milliyetçilik

milliyetçilik

milliyetçilik

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Radikal sağ partilerin görece başarılarını tek bir etkene dayanarak açıklayamayan<br />

birçok araştırmacı, çareyi bu sayılan etkenlerin birleşiminde arar (örneğin Norris<br />

2005; Eatwell 2003; Rydgren 2005). Akademik literatürde oldukça yaygın olan bu<br />

görüşe göre, bir yandan toplumda yeni talepler olmalı, diğer yandan radikal sağ<br />

partiler merkez partilerin yanıt veremediği bu talepleri karşılayacak programlar,<br />

söylemler üretebilmelidir. Var olan siyasi sistem de radikal sağ partilerin temsil<br />

edilmesini mümkün kılacak özelliklere sahip olmalıdır. Bu koşullardan herhangi biri<br />

eksik olursa, radikal sağ partiler ya başarılı olamayacak ya da bu başarılarını kalıcı<br />

kılamayacaklardır.<br />

Ancak bu yaklaşımların çoğunun asıl sorunu, radikal sağın önemini seçim<br />

başarılarına indirgemeleridir. Oysa en az seçim performansları kadar dikkate değer<br />

bir konu, bu partilerin toplumdaki korkularla kurdukları ilişki ve merkez siyasete<br />

etkileridir. Radikal sağın temel besin maddesi toplumdaki korkulardır. Söylemleri<br />

ve sloganlarıyla kolektif bilinçte (hatta bilinçaltında) karmaşık bir yumak gibi duran<br />

bu korkuların netleşmesine, ifade edilmesine ve belirli bir hedefe yöneltilmesine<br />

katkıda bulunur. Bu korkuları siyasi alana taşıyarak onları bir yandan meşrulaştırır,<br />

bir yandan da yeniden üretir. Bu anlamda radikal sağ, algıların korkulara dönüşmesi<br />

sürecinde önemli bir rol oynar. Ve bu korkuları oya tahvil etmek umuduyla sürekli<br />

gündemde tutar. Radikal sağın işsizliğin ve göç rakamlarının görece olarak düşük<br />

olduğu ülkelerde de ‘başarılı’ olması, bu korkuların somut nedenlerden değil,<br />

algılardan kaynaklandığının en somut göstergesidir. Bu tür partilere destek verenler,<br />

işsiz kalanlar değil, işsiz kalmaktan ‘korkanlardır’.<br />

Daha da önemlisi, bu korkulara sahip olanlar, kamuoyunda çoğunlukla varsayıldığı<br />

gibi, sadece alt sınıflar, yani düzenden ‘dışlananlar’ değildir. Yapılan çeşitli<br />

araştırmalar, radikal sağın alt sınıfların (mavi yakalıların) yanı sıra, küçük burjuvazi<br />

diye anılan, kendi işinde çalışan orta alt sınıflardan, ‘esnaf ve zanaatkarlardan’ da<br />

destek aldığını göstermektedir. Aynı araştırmalar, eğitim, yaş ve cinsiyetin de radikal<br />

sağa verilen destekte belirleyici olduğunu saptamaktadır. Buna göre eğitim düzeyi<br />

düşük, belirli bir yaşın üzerindeki erkekler, radikal sağı daha çok desteklemektedirler.<br />

Bu geniş koalisyon, radikal sağın beslendiği korkuların toplumda düşünüldüğünden<br />

daha yaygın olduğunu gösterir. Wilcox, Weinberg ve Eubank (2003) tarafından<br />

yapılan bir araştırmaya göre, bu korkulara sahip olanlar, aynı zamanda kendi<br />

hayatlarını kontrol edemediklerini düşünmektedirler. Sadece kendilerine güvenen,<br />

başlarına gelenlerden ötürü genellikle başkalarını suçlayan bu kesimler, zaten az olan<br />

iş olanaklarından göçmenlerin yararlanmasına karşı çıkmaktadırlar. Aynı kesimler,<br />

farklı din ya da etnik kökenden insanları komşu olarak görmek istemediklerini de<br />

belirtmektedirler.<br />

Öte yandan radikal sağ siyasetin görece seçim başarıları, siyasi yelpazenin<br />

merkezindeki partileri de harekete geçirmiş, toplumdaki korkuları sahiplenmelerine<br />

77

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!