milliyetçilik
milliyetçilik
milliyetçilik
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle<br />
bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği,<br />
ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik<br />
ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle<br />
karıştırılamayacağı...<br />
belirtilirken, cumhuriyetin niteliklerinin sayıldığı, değiştirilmesi mümkün olmayan<br />
ikinci maddede, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘toplumun huzuru, millî dayanışma<br />
ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı,<br />
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk<br />
Devleti’ olduğunun altı çizilir (yukarıdaki üç alıntıda da vurgular eklenmiştir).<br />
Öte yandan anayasa, ‘Atatürk milliyetçiliği’ ile ne kastedildiğini açıkça belirtmez.<br />
Bu konuda elimizdeki ipuçları, devletin niteliklerinin sayıldığı üçüncü madde ile<br />
vatandaşlık bağını belirleyen altmış altıncı maddedir. Buna göre ‘Türkiye Devleti,<br />
ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda<br />
belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti<br />
Ankara’dır’ ve ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür’.<br />
Peki ‘Atatürk milliyetçiliği’ nasıl bir <strong>milliyetçilik</strong>tir? Bir önceki bölümde Genelkurmay<br />
Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bu konudaki yorumuna yer vermiştik.<br />
Büyükanıt’a göre, bu ‘etnik temele dayalı’ bir <strong>milliyetçilik</strong> anlayışı değildir.<br />
Büyükanıt bu görüşünü 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle 27 Ağustos 2007’de<br />
yayımladığı kutlama mesajında da yineler: ‘...hiçbir etnik temele dayanmayan ve<br />
Anayasamızda açıkça belirtilen, soydaşlık değil yurttaşlık esasına dayanan ve Ulu<br />
Önderimiz Atatürk’ün: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk ulusu denir”<br />
veciz ifadesinde yerini bulan Atatürk milliyetçiliği...’ (Hürriyet, 28 Ağustos 2007).<br />
Büyükanıt’ın tanımı, kamuoyuna da egemen olan resmi görüşü birebir yansıtır.<br />
Atatürk milliyetçiliği, ‘vatandaşlığa bağlı’ <strong>milliyetçilik</strong>lerdendir; etnik temele<br />
dayanmaz.<br />
Ancak bu tanım bizi fazla ileri götürmez. Atatürk milliyetçiliğinin ‘etnik temele dayalı’<br />
olmadığını söylemek, ‘etnik temel’ ile ne kastedildiği belirtilmediği sürece anlamlı<br />
olmayacaktır. Kuramsal tartışmamızda da işaret ettiğimiz gibi, bu konuda elimizde<br />
iki seçenek vardır: ‘Etnisite eşittir ırk, kan bağı’ ve ‘etnisite eşittir kültür’. Sırasıyla bu<br />
seçenekleri inceleyelim.<br />
Atatürk milliyetçiliği ırka, kan bağına dayalı bir <strong>milliyetçilik</strong> midir? Bu noktada kısa bir<br />
parantez açmamız ve devletin benimsediği <strong>milliyetçilik</strong> anlayışının farklı dönemlerde<br />
farklı isimlerle anıldığını, ‘Atatürk milliyetçiliği’ teriminin 1980’lerden sonra yaygın<br />
bir şekilde kullanılmaya başlandığını belirtmemiz gerekir. Genel olarak bakıldığında,<br />
Türkiye devletinin ‘sistematik’ bir ırkçılık politikası olmadığı söylenebilir. ‘Türk<br />
kültürünü benimseyen’ herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayılması buna<br />
37