milliyetçilik
milliyetçilik
milliyetçilik
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
görüldüğü gibi, işi Bahçeli’nin otoritesine meydan okumaya kadar götürmüştür. Bu<br />
anlamda resmi-ulusalcı <strong>milliyetçilik</strong>le Türkçü radikal milliyetçiliği ayrı tutmakta yarar<br />
vardır. Ancak iki <strong>milliyetçilik</strong> arasındaki fark, ‘tür’ farkı değil, ‘derece’ farkıdır. Bunların<br />
dışında radikal milliyetçi hareket, 1990’larda genişlettiği toplumsal desteğini büyük<br />
ölçüde korumaktadır. Hareketin siyasi temsilcisi MHP, son seçimlerde de görüldüğü<br />
gibi, geleneksel oy depolarında sahip olduğu desteği AKP’ye kaptırırken kentli üstorta<br />
sınıf tarafından desteklenmeye devam etmiştir.<br />
İslami hareket içerisinde ise Tanıl Bora’nın yazdığı dönemde henüz pek belirgin<br />
olmayan bir büyük ayrışma yaşanmıştır. Siyasi alanda Saadet Partisi tarafından<br />
temsil edilen Erbakancı-Milli Görüşçü hareket, Bora’nın makalesinde anlattığı ve<br />
yukarıda özetlemeye çalıştığımız özelliklerini büyük ölçüde korumaktadır. Tavizsiz<br />
bir Batı karşıtlığı, kalkınmacılık-gelişmecilik gibi ilkelere dayanan ve Türkiye’nin<br />
İslam dünyasındaki önder konumuna vurgu yapan bu hareketin toplum içindeki<br />
desteği bugün yok denecek kadar azdır. Bu destek, 2000’lerin başında geleneksel<br />
çizgiden kopan ‘yenilikçilerin’ kurduğu AKP’ye kaymış durumdadır. Resmiulusalcı<br />
milliyetçiliğin rakip olarak gördüğü ve ‘gayrimilli’ olmakla suçladığı bu<br />
İslami hareketin aslında <strong>milliyetçilik</strong> dışı bir söylemi yoktur. Buna dayanak olarak<br />
hareketin önderlerinin, özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kullandığı<br />
milliyetçi dil, sığındığı milliyetçi sembolizm (ve sahip olduğu Milli Görüşçü geçmiş)<br />
gösterilebilir. Ama bu hareketin <strong>milliyetçilik</strong>le kurduğu ‘simbiyotik’ ilişkinin daha<br />
temel bir göstergesi vardır: Hareket, ‘ümmetçi’ unsurlardan büyük ölçüde arınmıştır.<br />
Akımın ve siyasi alanda akımı temsil eden AKP’nin farklı hedefleri, özlemleri olabilir.<br />
Bu anlamda gerçekten resmi-ulusalcı <strong>milliyetçilik</strong>le çatışıyor da olabilir. Ama bu<br />
özlem, farklı bir ‘Türkiye’ özlemidir, ‘ulus-dışı’ ya da ‘ulus-üstü’ (örneğin tüm İslami<br />
devletleri kapsayan) bir düzen özlemi değil. Hareket bu anlamda milliyetçidir, hatta<br />
‘Türk milliyetçisidir’. Ama bu ‘Türk milliyetçiliği’, resmi-ulusalcılığın anladığı ‘Türk<br />
milliyetçiliğinden’ farklıdır. Yenilikçilerin kurduğu İslami hareketin resmi-ulusalcı<br />
<strong>milliyetçilik</strong>le ilişkisi tam bir hegemonya mücadelesidir. İki <strong>milliyetçilik</strong> kimi zaman<br />
bir tür modus vivendi oluşturup bir arada yaşamaya çalışırken, kimi zaman açıkça<br />
çatışmaktadır. Son cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşananların, çatışma eğiliminin<br />
güçlendiğine ilişkin bir gösterge olduğu söylenebilir. Öte yandan bu harekete verilen<br />
toplumsal desteğin, ideolojik anlamda olmasa da en azından pratik-pragmatik<br />
nedenlerle artması ve toplumun tüm kesimlerine yayılması, resmi-ulusalcı<br />
milliyetçiliğin işini zorlaştırmakta, tavrını sertleştirmektedir.<br />
Resmi-ulusalcı milliyetçiliğe açıkça tavır alan ikinci milliyetçi proje ise Kürt hareketidir.<br />
Tanıl Bora Kürt milliyetçi hareketini, ‘Türk <strong>milliyetçilik</strong>lerine’ odaklandığı için, ayrı<br />
bir akım olarak değerlendirmez. Ancak amaç ‘Türkiye’de <strong>milliyetçilik</strong> söylemlerine’<br />
bakmaksa (ki Bora’nın makalesinin üst başlığı da budur), Kürt milliyetçiliği harita<br />
dışında bırakılamaz. Kürt milliyetçi hareketi, Türkiye’deki hegemonya savaşının<br />
önemli bir parçasıdır. Bu hegemonya savaşını kazanması, konjonktürel ve yapısal<br />
53