Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
5. Ünite<br />
Hazırlık<br />
OKUMA ÇALIŞMALARI<br />
1. Sosyal ve kültürel değişimin aile kurumu üzerindeki etkileri neler olabilir? Tartışınız.<br />
2. “Kuşak çatışması” kavramından ne anladığınızı belirtiniz.<br />
3. Bir roman filme alındığında o romanla film arasında ne gibi farklılıklar olabileceğini tartışınız.<br />
1. Metin<br />
YAPRAK DÖKÜMÜ<br />
Ali Rıza Bey, değerlerini her şeyden üstün tutan bir aydındır. Ahlak, dürüstlük<br />
ve adalet vazgeçemeyeceği değerlerdir. Trabzon’daki memurluk görevinden<br />
ayrıldıktan sonra karısı ve beş çocuğuyla İstanbul’a gelir. Ailesiyle beraber Bağlarbaşı’ndaki<br />
babadan kalma eve yerleşirler. Bir süre işsiz kaldıktan sonra Muzaffer<br />
Bey’in müdürlük yaptığı şirkette çalışmaya başlar.<br />
Ali Rıza Bey, eski bir tanıdığının kızı Leman’ın şirkette işe alınmasına aracı<br />
olur. Bir süre sonra Leman’la şirket müdürü Muzaffer Bey’in ilişkisi olduğunu<br />
öğrenir. Ali Rıza Bey bu durumu gururuna yediremeyip işten ayrılır. Oğlu Şevket’in bir bankada iş<br />
bulup çalışmaya başlamasıyla biraz rahatlar. Artık evin bütün yükü Şevket’in omuzlarındadır. Karısı<br />
Hayriye Hanım ile kızları Necla ve Leyla, eve para getirmeyen babalarına karşı saygısız davranmaktadır.<br />
Şevket iş arkadaşı Ferhunde ile yakınlaşır. Kadının kocası olayı öğrenince Ferhunde’yi kovar. Şevket,<br />
Ferhunde ile evlenmek ister. Ali Rıza Bey, bu evliliğe karşı çıkar. Hayriye Hanım, Ali Rıza Bey’e<br />
baskı yapar. Ali Rıza Bey, Şevket’in Ferhunde’yi çok sevdiğini anlayınca evlenmelerine izin verir.<br />
Aşağıdaki parça, evdeki sosyal hayatın değişmesiyle gelişen olayların anlatıldığı bölümden alınmıştır.<br />
XVIII<br />
Leyla ile Necla artık muratlarına ermişlerdi. Senelerden beri hasretini çektikleri asrî hayata nihayet<br />
kavuşmuşlardı.<br />
Ali Rıza Bey’in Bağlarbaşı’ndaki kendi gibi ihtiyar ve çürük evi eski mahrumiyetlerin acısını çıkarmak<br />
ister gibi çılgın bir neşe ve şenlik içinde kalkıp kalkıp oturuyordu.<br />
Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı iki üç gece de başkalarının davetine gidiliyordu.<br />
Aşağı sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik deşik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile<br />
kaplanmıştı. Davet akşamları taşlıktaki su küpü, sofadaki yemek masası ve daha başka hırdavat eşya<br />
mutfağa taşınıyor, yukarıdan kilimler, iskemleler, süslü yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru<br />
kuruluyordu.<br />
Bu telaşlar arasında çok kere akşam yemeği hazırlamaya ve yemeye vakit kalmazdı.<br />
Herkes misafirler için hazırlanan sofradan bir iki bisküvi, bir sandviç alır, ayak üstünde acele acele<br />
yerdi. Biraz sonra davetliler birer birer sökün etmeye başlayınca Hayriye Hanım eteklerini toplayarak,<br />
kollarını sıvayarak mutfaktaki büfecilik vazifesine kapanır, Ali Rıza Bey aşağıdaki gürültüleri mümkün<br />
olduğu kadar az işitmek için kolunda bir kitap, elinde bir mum ile tavan arasına çıkardı.<br />
150