20.11.2017 Views

edebiyat-kitabi

edebiyat 9 sınıf, deneme

edebiyat 9 sınıf, deneme

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

8. Ünite<br />

Hazırlık<br />

1. Haksızlığa uğradığınızda duygularınızı nasıl ifade edersiniz? Açıklayınız.<br />

2. Edebî mektubun günümüzde etkili olup olmadığını tartışınız.<br />

ŞİKÂYETNÂME<br />

5. Metin<br />

Selâm verdüm rüşvet degüldür deyu almadılar, hüküm gösterdüm fâ’idesüzdür<br />

deyu mültefit olmadılar. Egerçi zâhirde sûret-i itâ’at gösterdiler ammâ<br />

zebân-ı hâl ile cemî’-i su’âlüme cevâb verdiler. Dedüm “yâ eyyühe’l-eshâb”<br />

bu ne fi’l-i hatâ ve çîn-i ebrûdur dediler muttasıl ’âdetümüz budur. Dedüm<br />

benüm ve re’âyetüm vâcib görmüşler ve bana berât-ı tekâ’ud vermişler ki<br />

evkâfdan hemîşe behre-mend olam ve Pâdişâha ferâgatle du’â kılam. Dediler<br />

ey miskîn senün mezâlimüne girmişler ve sana sermâye-i tereddüd vermişler ki müdâm bî-fâ’ide<br />

cidâl edesin ve nâmübârek yüzler görüb nâ-mülâyim sözler işidesin. Dedüm berâtumun mazmûnu<br />

niçün sûret bulmaz. Dediler zevâyiddür husûli mümkin olmaz. Dedüm böyle evkâf zevâyidsüz<br />

olur mı? Dediler zarûriyyât-ı Âstâneden ziyâde kalursa bizden kalur mı? Dedüm vakf mâlin ziyâde<br />

tasarruf etmek vebâldür. Dediler akçemüzle satun almışuz bize halâldür. Dedüm hisâb alsalar<br />

bu sülûkünüzün fesâdı bulunur. Dediler bu hisâb kıyametde alınur. Dedüm dünyâda dahi hisâb<br />

olur zîrâ haberin işitmişüz. Dediler andan dahi bâkümüz yokdur kâtibleri râzî etmişüz. Gördüm<br />

ki su’âlüme cevâbdan gayri nesne vermezler ve bu berât ile hâcetüm revâ görmezler nâçâr terk-i<br />

mücâdele kıldum ve me’yûs-u-mahrûm gûşe-i uzletüme çekildüm.<br />

Fuzûlî<br />

Abdülkadir Karahan, Fuzûlî’nin Mektupları<br />

Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları<br />

Âstâne: İstanbul.<br />

husûl: Elde etme.<br />

behre-mend: Pay sahibi.<br />

me’yûs: Ümitsiz.<br />

bî fâide cidal: Faydasız, sözlü münakaşa.<br />

sülûk: Gidilen yol, tutum.<br />

çîn-i ebrû: Yüz asıklığı.<br />

tekâ’ud: Emeklilik.<br />

gûşe-i uzlet: Yalnızlık köşesi.<br />

zebân-ı hâl: Hâl dili.<br />

hemîşe: Daima.<br />

zevâyid: Vakıf gelirlerinden artan para.<br />

Metin ve Türle İlgili Açıklamalar<br />

Kanunî Sultan Süleyman Bağdat’ı fethettiğinde, yoksul bir şair olan Fuzûlî, Kanunî’ye kasideler<br />

sunar. Padişah da ona vakıf gelirlerinden maaş bağlar. Kanunî, İstanbul’a döndükten sonra vakıf memurları<br />

birtakım bahaneler öne sürerek bu maaşı şaire ödemez. Çaresiz kalan Fuzûlî, Nişancı Celâlzade<br />

Mustafa Çelebi’ye yazdığı mektupta memurların davranışlarını şikâyet eder. Arapça, Farsça ögelerle<br />

yüklü bir dille yazılan mektupta şiirsel bir üslup ve anlatma tekniği kullanılmıştır.<br />

248

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!