20.11.2017 Views

edebiyat-kitabi

edebiyat 9 sınıf, deneme

edebiyat 9 sınıf, deneme

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2. Ünite<br />

Vapur düdük çaldı. İşte biz de bindik ve gemi rıhtımdan ayrılarak yeşil mermer levha gibi dümdüz<br />

denize açıldı. Bütün seyrek yolculuk edenler gibi hoşnut ve kurumlu, kıyıların geride kalışına bakıyorduk.<br />

Babam daha o sabah bütün lekeleri dikkatle silinen redingotunun altından karnını çıkarıyor ve<br />

çevresine gezinti günlerinin, o bana pazarları tanıtan, benzin kokusunu yayıyordu.<br />

Birdenbire uzakta iki bayın istiridye ikram ettiği iki süslü bayan gördü. Eski püskü giysili yaşlı bir<br />

gemici, kabukları bir bıçakla açarak baylara veriyor, onlar da hemen onları bayanlara uzatıyordu. Bayanlar<br />

giysilerini lekelememek için kabuğu zarif bir mendil üzerinde tutarak ve ağızlarını uzatarak<br />

kibar kibar yiyorlardı. Sonra küçük bir hareketle suyunu da içiveriyorlar ve kabuğu denize atıyorlardı.<br />

Babam herhalde böyle yola çıkmış bir gemide istiridye yeme kibarlığına bayılmıştı. Bunu yerinde,<br />

ince, üstün bir davranış saydı ve annemle ablalarıma yaklaşarak:<br />

— İster misiniz, birkaç istiridye ikram edeyim? diye sordu.<br />

Annem para harcanacak düşüncesiyle yutkunuyordu. Fakat iki ablam hemen kabul ettiler. Annem<br />

küskün bir sesle:<br />

— Mideme dokunmasından korkarım, dedi; sen onu yalnızca çocuklara ikram et. Ama fazla kaçırma,<br />

midelerini bozarsın.<br />

Sonra bana dönerek ekledi:<br />

— Joseph’e öyle şeyler gerekmez; hem küçükleri şımartmamalı.<br />

Bu ayırdedişi haksız bularak annemin yanında kaldım. İki kızıyla damadını yaşlı partal gemiciye<br />

doğru kurula kurula götüren babamı gözlerimle kolluyordum.<br />

İki bayan henüz çekilmişti. Babam ablama, suyunu dökmeden istiridyeyi yemek için nasıl davranacaklarını<br />

anlatıyordu. Hatta örnek göstermek istedi ve bir istiridye aldı. Fakat bayanlar gibi yapayım<br />

derken ansızın bütün suyunu redingotuna boca etti. Annemin:<br />

—Yerinde dursaydı daha iyi ederdi; diye mırıldandığını duydum.<br />

Yalnızca babam bana birden telaşlanmış göründü. Birkaç adım uzaklaştı, istiridyecinin başına toplanmış<br />

olan kızlarına ve damadına uzun uzun baktı ve ansızın bize doğru geldi. Bakışında bir tuhaflık<br />

vardı, sararmışa benziyordu. Hafif sesle anneme:<br />

— Olur şey değil, dedi; şu istiridye açan adam Jules’e öyle benziyor ki!<br />

— Annem kestiremeyerek sordu:<br />

— Hangi Jules’e?<br />

Babam yine:<br />

— Canım... kardeşime, dedi; eğer Amerika’da iyi durumda olduğunu bilmesem odur derdim.<br />

Annem şaşırmış kekeledi:<br />

— Sen delisin! O olmadığını bildiğin halde ne diye böyle saçmalıyorsun?<br />

Fakat babam üsteliyordu:<br />

— Git sen de bak Glarisse; kendi gözlerinle görüp emin olman daha iyi.<br />

Kadıncağız kalktı ve kızlarının yanına gitti. Adama ben de bakıyordum. Yaşlı, pis, buruş buruştu ve<br />

gözlerini işinden ayırmıyordu.<br />

Annem döndü. Titremekte olduğunu gördüm. Çabuk çabuk:<br />

— Odur sanırım, dedi; hadi git, kaptandan öğren. Ama önlemli davran da bu haylaz şimdi yine<br />

üstümüzde kalmasın!<br />

56

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!