You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
6. Ünite<br />
SAFİYE: Tarık!..<br />
TARIK: (Ses kesilir) Bir daha bunu çalarsan, önce plağını, sonra da kafanı kırarım senin hırdavat. O<br />
kadar. (Pencereyi kapamaya çalışır) Kapan (...) geçmişi tenekeli. Seni pencere diye yapanın... (Kapar)<br />
Rezillik be! (Sert) Gömleğim nerede?<br />
SAFİYE: (Gülmesini zor tutar) İşte, iskemlenin arkasında.<br />
TARIK: (Daha sert) Kim koydu bu mereti buraya?<br />
SAFİYE: (Gülerek) Sen.<br />
TARIK: Ne gülüyorsun? Canım nereye isterse oraya asarım.<br />
SAFİYE: (Sevgi dolu) Tarık!<br />
TARIK: (Giyinir) Ne var? Şamdanları mı yakayım?<br />
SAFİYE: Bozma kafanı. Ben her şeyi yoluna koyarım.<br />
TARIK: Bırak Allahaşkına..<br />
SAFİYE: Bir çay ister misin?<br />
TARIK: Biliyor musun, seninle ben, yük arabasına koşulmuş iki beygir gibiyiz. Hele arasıra hayatından<br />
şikayet etmiyor musun, o zaman çocuk gibi seviniyorum.<br />
SAFİYE: Neden?<br />
TARIK: Bu hayata şikayetsiz katlansaydın, utancımdan geberir giderdim be.<br />
SAFİYE: Sen her şeyi büyütürsün.<br />
TARIK: Sen öyle bil.<br />
SAFİYE: Sahi, gidecek misin?<br />
TARIK: (Ateşli) Elbette.<br />
SAFİYE: Bari bu pazar olsun dinlenseydin.<br />
TARIK: Deli misin? Bu seferki iş, senin aklının alamayacağı kadar önemli. İnsanın eline ömründe iki<br />
kere böyle fırsat geçse kral olur kral! Anlıyor musun? Milyon yatıyor bu işte, milyon. Göreceksin Safiye,<br />
bu sefer her şey değişecek. Öbürleri gibi değil. İnan bana, lamı cimi yok, yapacağım.<br />
SAFİYE: (Destekleyici) Bilirim, sen aklına bir şey koydun mu yaparsın.<br />
TARIK: Yaparım ya, (...) Fazıl kaçta gitti?<br />
SAFİYE: Yedi miydi, neydi...<br />
TARIK: Gördün mü? Fazıl’la el ele verdik mi, sen ne diyorsun, dağları bile deviririz. Anladın mı?<br />
SAFİYE: (Düşünceli) Anladım. (Özcan sağdan girer. Uyku sersemi. Gömleğini, pantolonunun içine sokmaya<br />
çalışır. Masaya oturur, suratlıdır)<br />
TARIK: O zaman, hey Allahım, o zaman ne olacak biliyor musun? Sahiden uşaklarımız olacak, sahiden<br />
gümüşleri parlatacaksın. Sahiden... (Özcan, çatalla tabağa vurur) (...) bir günaydın desene önce...<br />
ÖZCAN: (Surat içinde) Günaydın.<br />
TARIK: Hah şöyle biraz kibarlık öğren (...)<br />
ÖZCAN: Anne, çay ver.<br />
206