Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Roman<br />
SUÇ VE CEZA<br />
Ezici bir yoksulluğun içerisinde kıvranan Rodion Romanoviç Raskolnikov, Rusya’nın St. Petersburg<br />
şehrinde hukuk eğitimi almakta olan başarılı bir öğrencidir. Ancak parasızlık yüzünden kirasını dahi<br />
ödeyemez. Bu nedenle eve girip çıkarken ev sahibi kadına görünmemeye çalışır. Yoksul olduğu için<br />
hem hayatını, hem de öğrenimini devam ettirmekte oldukça zorlanan Raskolnikov, okulu bırakır.<br />
Geçimini sağlayabilmek için tefecilik yapan Alyona İvanovna’ya saatini rehin olarak bırakan Raskolnikov,<br />
bu kadından nefret etmektedir. Daracık odasında sefalet içerisinde yaşayan Raskolnikov,<br />
annesinden bir mektup alır. Kız kardeşi Dunya’nın Lujin adında zengin bir adamla, sırf annesinin ve<br />
kardeşinin geleceğini düşündüğü için, evleneceğini öğrenir ve bu evlilik fikrine tamamen karşı çıkar.<br />
Dunya’yı mecbur ettiği için annesine kızgındır.<br />
Raskolnikov, geçimini sağlamak için özel ders vermeyi düşünmektedir. Bunun için eski üniversite<br />
arkadaşı Razumihin’den yardım ister. Bir yandan da evdeki değerli eşyalarını almak için Alyona<br />
İvanovna’yı öldürmeyi planlamaktadır. Sürekli olarak iç dünyasında çatışmalar yaşayan Raskolnikov,<br />
daha fazla dayanamayarak tefeci kadını öldürür. Tam bu sırada yaşlı kadının üvey kız kardeşi<br />
Lizaveta İvanovna beklenmedik bir şekilde içeri girer. Raskolnikov, tanık olduğu bu olaydan dolayı<br />
onu da öldürür ve evdeki birkaç değerli eşyayı alarak kimselere görünmeden oradan uzaklaşır. Evde<br />
yorgunluktan dolayı iki gün boyunca uykuya dalan Raskolnikov, uyandığında önce üzerindeki kanlı<br />
elbise parçalarını yırtıp sobaya atar, daha sonra çaldıklarını duvardaki deliğe saklar. Polisten karakola<br />
gelmesi için çağrı alan Raskolnikov, suçunun anlaşıldığını düşünür. Ancak kirayı ödemediğinden<br />
dolayı ev sahibi tarafından şikâyet edildiğini anlar. Eve döner dönmez çaldığı eşyaları bir bahçe<br />
avlusundaki büyük bir taşın altına saklar. Ancak içi rahat değildir. Sürekli bir şeylerden ve birilerinden<br />
kuşkulanmakta, sürekli tedirgin olmaktadır.<br />
Aşağıdaki bölümde Raskolnikov’un yaşadığı bu sıkıntılı ruh hâli anlatılmaktadır.<br />
(...)<br />
Nastasya da çıkıp odada yalnız kalır kalmaz, hasta, üzerindeki yorganı fırlatıp attı ve hemen yataktan<br />
kalktı. İçini yakıp kavuran bir sabırsızlıkla beklemişti herkesin çıkıp gitmesini; bir an önce işe girişmek<br />
istiyordu. Ama yapacağı iş neydi? Az önce yataktayken aklında olan şeyi, sanki bile bileymiş gibi, kalkar<br />
kalkmaz unutmuştu. “Tanrım! Bana bir tek şeyi söyle: Her şeyi biliyorlar mı, yoksa daha bilmiyorlar<br />
mı? Belki de her şeyi biliyorlar da yattığım sürece benimle alay etmek için bildiklerini gizliyorlar? Sonra<br />
birden odaya girecekler ve olup bitenleri ne zamandır bildiklerini söyleyiverecekler... Ne yapayım<br />
şimdi ben? Hay aksi! Daha demin aklımdaydı yapacağım şey, şimdi, sanki kasten unuttum!...“<br />
Odanın ortasında dikiliyor ve acılı bir şaşkınlıkla çevresine bakınıyordu. Kapıya gitti, açıp dışarıyı<br />
dinledi. Ama yapacağı şey bu değildi. Birden duvar kâğıdının delik olduğu köşeye atıldı, elini delikten<br />
sokup yokladı, kâğıdı gözden geçirdi. Hayır, bu da değildi yapacağı. Sobaya gitti, kapağını açıp<br />
külleri karıştırmaya başladı; pantolon paçalarından kestiği ipliklerle, yırtık cep astarı attığı gibi öylece<br />
duruyordu; demek kimse sobaya bakmamıştı! Birden, Razumihin’in az önce sözünü ettiği çoraplarını<br />
hatırladı. Gerçekten de yorganın altındaydı çorapları; ama o günden beri her ikisi de öylesine kirlenmiş,<br />
eskimişti ki Zamyotov’un hiçbir şey fark edememesi son derece doğaldı.<br />
“Zamyotov mu?.. Karakoldaki polis... Acaba niçin çağırmışlardı beni karakola? Çağrı kâğıdı nerede?<br />
Galiba olayları birbirine karıştırıyorum... Beni bugün çağırmadılar ki oraya... Hem giderken çoraplarımı<br />
gözden geçirmiştim ben... Şimdiyse... Şimdi hastayım... Hastaydım yani... İyi ama Zamyotov niçin geldi<br />
buraya? Razumihin ne için getirdi acaba onu?”<br />
Bitkin bir halde yatağına oturdu.<br />
169