23.02.2015 Views

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Feminizm, Sanat, Deleuze ve Darwincilik 135<br />

densel olarak birbirinden farklı olan ve üreme (reproduction) görevleri itibarıyla<br />

farklılaşan iki varlığa bölünmesi. Bu yeryüzündeki yaşamın anlık<br />

bir keşfiydi ve hayvanların bitkilerden farklılaşmasından çok önce meydana<br />

geldi.<br />

Darwin türlerde cinsel ikiye bölünmenin (bifurcation) olduğu yerde, tek<br />

bir cinselliğe bir daha geri dönülmediğini gösterir. İki cinsiyet bölündükten<br />

sonra birbirinden gitgide farklı hale gelirler; zira her kuşak her çiftin farklılığının<br />

bir bileşimdir (combination). Her kuşak ebeveyninden zorunlu bir biçimde<br />

farklıdır. Darwin'in keşfettiği şey, biyolojik farklılığı meydana getiren<br />

makinenin ta kendisinin cinsiyet farklılığı olduğuydu. Bu Irigaray'ın eserini<br />

besler ve cinsiyet farklılığının ontolojik statüsü üstüne çok ikna edici ve güçlü<br />

bir argüman oluşturur.<br />

Sınıf farklılığının ve belki de ırk farklılığının tarihsel olduğunu kabul<br />

edebileceğimiz açık; fakat cinsiyet farklılığı ontolojiktir, insanın ortaya çıkmasının<br />

koşuludur. Irk farklılığı yalnızca cinsiyet farklılığı sayesinde patlak<br />

verir ve sürer. Irk ebeveyn kuşağının cinsel çekiminin ve üremesinin (procreation)<br />

tam bir ölçüsüdür. Irk cinsiyete indirgenebilir değildir fakat ırksal<br />

ilişkiler cinsel ilişkilerin bir ifadesidir. Politik olarak nasıl tanımlandıkları<br />

başka bir meseledir, ben şimdi bunun hakkında biyolojik düzeyde konuşuyorum.<br />

Ama biyolojik olarak ırk cinsel çekimin bir etkisidir ve sınıf çok çok<br />

dolaylı bir etkidir, tıpkı cinsel çekimin açık uçlu bir etkisi gibi, etnisite, coğrafya<br />

ve insan yaşamını tanımlayan tüm diğer tikellikler gibi.<br />

Feministler Darwin'le ilgilenmeli. Toplumsal biyoloji ve yeni-Darwincilikle<br />

uğraşmakta isteksiz davranmalarını anlıyorum, çünkü bunlar derin bir<br />

biçimde anti-feministtir. Fakat Darwin'in, tıpkı Freud gibi, feministlere büyük<br />

bir potansiyel sunduğunu düşünüyorum.<br />

K.K. & M.T.: Deleuze ve Guattari'nin aynı izleklerle nasıl uğraştıklarını<br />

biraz daha geliştirebilir misiniz?<br />

E.G.: Deleuze ve Guattari'nin Darwin'den doğrudan etkilenip etkilenmediklerini<br />

bilmiyorum - evrim sözcüğünü kullanmakta isteksiz davranma<br />

eğilimindeler. Bin Yayla'da "evrim" (evolution) sözcüğünü değil, "içe<br />

bükülerek çetrefilleşme" (involution)* sözcüğünü kullanıyorlar. İki yaşam<br />

* Involution sözcüğü çetrefilleşme, muğlaklık, giriftlik, karışıklık anlamında kullanıldığı gibi<br />

büzülme, ilk durumuna geri dönme anlamına da gelir. Botanikte bir organın veya parçanın<br />

kıvrılması, bükülmesi; biyolojide gelişememe, dumura uğrama, fizyolojide uzvi gerileme, çöküntü<br />

anlamlarını taşır (çn).<br />

Cogito, sayı: 58, 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!