23.02.2015 Views

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

... cemaatin ebedi ironisi... 169<br />

tecavüzün gün ışığına çıkacağının da bir garantisi yoktur. Zira bu iş, pekc1-<br />

la onu dehlizinde tekrar ve tekrar mühürlenmiş bir geri çekilmeye itebilir.<br />

Veyahut ortaya öylesine başka bir "öz" çıkar ki, ondan kendini dışarıda<br />

"meydana çıkarması"nı beklemek, onu çoktan aynıya, sadece insani yasanın<br />

bilincine varanın bilinç dışına indirgemiş olmaktır. Demek ki, suç kolayca<br />

gözden kaçabilir ve işlem asla bir olguda tamamlanmayabilir. Bu terimlerin<br />

veya onların terimlerinin her birini radikal bir biçimde ikiye bölmedikçe, tek<br />

bir diyalektik bunlann çiftleşmelerini ifade etmeye artık yetmez. Zira her iki<br />

karakterin de bir bilinç ve bilinç dışına bölündüğü varsayımı kabul edilirse,<br />

her biri bizzat bu karşıtlığı ortaya çıkarmaktaysa, bilinç dışının yasalarının<br />

bir bilincin yasasına, ilahi denen yasaların felsefi yasalara, kadınlığın yasalarının<br />

erkekliğin yasalarına nasıl çevṙilebileceği sorusu açık kalır. Tinin<br />

daha sonraki hareketinde bunların fa rkı nereden çıkacaktır? Ya da daha<br />

doğrusu bu hareket, bu farkı nasıl ortadan kaldıracaktır? Bu farkın yasasını<br />

koyma, ne olacağını ilan etme hakkını daha sonra, iş işten geçtikten sonra<br />

kendisine tanır, bir ilan etme süreci, farktan kendine, aynıya dönme arzusunda<br />

farkı çoktan dışlamış olduğu halde. Bu, ayrıca şu şekilde de sorgulanabilir:<br />

Eril, söylemsel projesinin yasasını yeniden gözden geçirebilecektir<br />

ama dişilin yasasını buyuran da hala odur, kendini de dişili de bilmese bile.<br />

Ve her ikisinin de ideal olarak bilinç ve bilinç dışı olması, mevcut durumda<br />

bilincin daha ziyade -daha erken mi?- kendini erkeğin tarafına kaldırmasına<br />

(se relever) ve bilinç dışının da, annesel olanın imkansız farklılaşması<br />

içinde bastırılmış olarak, dişilin tarafında varlığını sürdürmesine engel olmaz.<br />

Bu da erkekteki ve nihayetinde de kadındaki erkekliğin belirli bir ölçüde<br />

annesel olanla ilişkilerini ve ona onunla özdeşleşerek ait olma biçimlerini<br />

-ki buna her türlü dişil tekilliğin olumsuzlaştırılması da dahildir- diyalektikleştirebileceğini<br />

gösterir. Ama dişil için durum bundan farklıdır zira o<br />

annesel ve hatta eril olandan farkını bilmez. Bu farkı, sadece (gibi) olma ya<br />

da bir (gibi) olmayı reddin soyut dolayımsızlığının kipinde bilir. Onda eksik<br />

olan, bir kendi gibi ile tekil ve tümelleştirilebilir olan bağının olumlanması<br />

işlemidir.<br />

Kadının kendine geri dönmesine -kendiyle, aynı olarak, özdeşleşmesineveya<br />

doğal bir yansıma (speculaire) sürecinin ona el koymasına -kendinden<br />

çıkmasına- olanak tanıyacak özgül bir yansımasına ne bir bakışı ne de bu<br />

yansıma hakkında bir söylemi vardır. Bu yüzden kadın, Tarih'in oluşunda<br />

etkin bir yer almaz; zira o duyumsanabilir maddenin henüz farklılaşmamış<br />

Cogito, sayı: 58, 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!