23.02.2015 Views

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

314 Hande Birkalan-Gedik<br />

Sünniler olduğunun da hatırlanması gereklidir. Özellikle misyonerlerden gelen<br />

bilgilerin sorgusuz yaygınlaştırılması, bir yandan genel olarak Aleviler ve<br />

özelinde de Alevi kadını hakkında negatif imgelerin artmasını sağlamış; bir<br />

yandan da Türkiye' deki araştırmacıların bu konuları göz ardı etmesi sebebiyle<br />

ek ve muhalif bilgi ya da sadece "antropolojik bilgi" üretilememiştir.<br />

Etnisite konusundaki çalışmalar bağlamında görülen eksikliklerin altını<br />

çizen araştırmacılar, özellikle Alevi hareketi bağlamında antropolojik çalışmaları<br />

sorgulamaktadırlar (Shankland 1998). Benzer eleştiriler özellikle<br />

"etnik" kadınlar konusunda da yapılabilir. 1980'ler, özellikle, hala "gidilemez"<br />

yerlerin bulunduğu yıllardır. 1980 sonrasında kadın araştırmaları alanında<br />

bir gelişme yaşansa da, Günseli Berik'in belirttiği gibi, askeri darbenin<br />

akabindeki yıllarda araştırma yapmak oldukça zordur. Lale Yalçın<br />

Heckman'ın Hakkari' de Kürtler arasında yaptığı araştırma önemli veriler<br />

sunmaktadır (Yalçın-Heckmann 1991). Bu çalışma, Kürtleri çalıştığı için 17<br />

yıl hapis yatmak zorunda kalan İsmail Beşikçi'nin çalışmasından sonra Türkiye'<br />

de yapılmış ilk çalışmadır.<br />

Bu eleştiriler antropoloji açısından değerlendirildiğinde, Türkiye'deki antropolojinin<br />

"içinden" ve "dışından" gelen farklılıkları görmek gerekecektir.<br />

Her ne kadar Türkiye batılı anlamda bir "sömürgeci" geleneğine sahip olmasa<br />

da, halkbilim söyleminde de karşımıza çıkan "ulusçuluk" kendisini antropolojide<br />

de göstermiş (Birkalan 1996, 2005b), Türkiye'deki antropolojinin<br />

temeli sadece "benzer" olanlar veya "benzeştirilmek" istenen konular, nesneler<br />

ve kişilerle örülmüştür. Bu bağlamda Türkiye'de antropoloji "evde" antropoloji<br />

olarak başlamıştır.8 Antropoloji kurumsallaşırken, baskın ideolojiden<br />

kaçamamış, kendi sahasını ne yazık ki net olarak belirleyememiş ve feminist<br />

kuramı birincil önceliği yapmamış ya da yapamamıştır. Eklektik çerçeveleri<br />

-ulusçu, ataerkil ve batılı- barındıran, "kurtarma" antropolojisi bağlamında<br />

gerçekleşmiş olan bir antropoloji geleneği oluşmuştur (Birkalan­<br />

Gedik 2005b: 74).<br />

Burada Türkiye' deki antropolojinin farklılıklar temelinde değil, "benzeştirilmek"<br />

ya da "aynılaştırmak" temelinden yürümesinin de önemi büyüktür.<br />

Bu anlamda, devlet feminizmi ile devlet antropolojisinin de oldukça geniş bir<br />

tabanda "benzerlikleri" bulunmaktadır. Milliyetçilik temelinde ele alındığında<br />

ise, milliyetçi söylemlerin hepsinin cinsiyetlendirilmiş söylemler olduğu görülecektir.9<br />

Bu söylemler "kültürel yazıtlar" olarak gündelik hayatın toplumsal<br />

cinsiyet kavramlarını yönetir (Fox 1987). Örneğin Carol Delaney, milliyetçilik<br />

Cogito, sayı: 58, 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!