23.02.2015 Views

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye' de Feminizmi ve Antropolojiyi Yeniden Düşünmek 319<br />

mayı amaçlamıştır (Atay 2000). Özel sayıya birçok antropolog katkıda bulunmuştur.<br />

Diğer önemli gelişmeler arasında Antropoloji Derneği'nin düzenlediği<br />

koferanslar yer almaktadır. İlk ulusal konferans 2000 yılında, ikinci<br />

ulusal konferans ise 2004 yılında düzenlenmiştir. İkinci konferansta sunulan<br />

bildiriler sadece dünya antropoloji gündemini yakalamakla kalmamış,<br />

aynı zamanda antropolojide toplumsal cinsiyetin önemli bir analitik kategori<br />

olarak ele almıştır. Antropoloji Derneği tarafından 2007'de İstanbul' da düzenlenen<br />

1. Uluslararası Antropoloji Kongresi ulusalarası ve Türkiye'den katılımcıları<br />

bir araya getirirken, özellikle Avrupa Birliği tartışmalarıyla birlikte<br />

gündemimizde sıklıkla yer tutan "Avrupalılık" konusunda Avrupa Birliği<br />

dışında bir bağlamda ele almaya çalışmıştır. 2009 Nisan ayında toplanacak<br />

olan III. Kongresi ise Türkiye'nin değişim yıllarına odaklanmıştır ve toplumsal<br />

cinsiyet ve feminizm konusunda birçok panel oluşturulmuştur.<br />

Antropoloji içinde kısmen bir direnişle karşılaşan feminizmin, feminist<br />

antropolojinin gelecekte birçok şansı ve fırsatı bulunmaktadır. Bunlar din<br />

ve etnisite konusunda "farklılıkların" belirlenip çalışılması (özellikle Kürt ve<br />

Alevi kadınlarının, ama farklı milli aidiyetleri bulunan kadınların hayatları<br />

ve deneyimleri açılacak önemli kapılar olarak karşımızda duruyor); cinsiyetlendirilmiş<br />

sınıf analizleri; köyün cinsiyetlendirilmesi; ve queer teori olarak<br />

belirginleşiyor. Bunun dışında elbette ki gündem konuları zengin: namus cinayetleri,<br />

hem kırsal hem de şehirsel bağlamlarda, hem de etnisite ve ulusçuluk<br />

çerçevesinde çalışılmayı bekliyor. Ama en önemli nokta, Sancar'ın yakın<br />

bir tarihte de belirttiği gibi sosyal bilimci olarak toplumsal cinsiyet perspektifiyle<br />

bakabilmek (Sancar 2006).<br />

Öncelikle Türkiye' de feminist harita içinde oldukça marjinalleştirilmiş<br />

olan ama bu pozisyondan da çıkmaya başlayan Kürt ve Alevi kadınlar konusunu<br />

kısaca ele almak istiyorum. Kürt kadınını "devletsiz" olması sebebiyle<br />

feminist bilginin kenarında gören Shahrzad Mojab, Türkiye'deki feminist<br />

hareket içinde Kürt kadınlarının marjinelleştirilmesinden söz etmektedir.<br />

Bu durum "Kürtlere karşı Türk feministleri" şeklinde oluşmuştur. Mojab,<br />

Türk feministlerin sadece ataerkillikle değil, milliyetçilikle de problemleri<br />

olduğunu belirtmektedir (Mojab 2005b).<br />

1 990'larda ortaya çıkmaya başlayan Kürt kadın kimliği ve buna bağlı gelişen<br />

Kürt feminist hareketi konusunda bir haritalandırma çalışması yapılamamıştır.<br />

1980'lerdeki farklılaşma sürecinde gözden kaçırılan Kürt kadınların<br />

hareketi 1990'larda oluşmaya başlamıştır. Yalçın-Heckman ve Pauline<br />

Cogito, sayı: 58, 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!