23.02.2015 Views

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

YLJCp0RQyPOOdiynuMlIWUZr0hQPxzdPHqBw=&limit=0&content_type=application/pdf&fsize=5859719&hid=15d36313c63ea7b3265f180e9f18adc3&media_type=document&tknv=v2&rtoken=876553fcd08c3e4d9acc94b407c85688&force_default=no

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

292 Hande Birkalan-Gedik<br />

Antropolojik bilgi üretimi uluslararası merkezlerde (özellikle Amerika'da)<br />

gelişen yeni tarihsellik bilinci bağlamında, 1960'lardan başlayarak ge.<br />

lişen kişisel sorgulamalar, yerini antropolojik alan araştırmasının önemli bir<br />

boyutunu oluşturan olan politik ilişkileri bir kenara atarak, 1970'lerde gelişen<br />

sosyolojik analizlere yönelmiştir. Böylelikle klasik antropolojiyi tanımlayan<br />

"saha" ve "ev" pratiklerinin artık eski noktalarda bulunmaması (ayrıntılar<br />

için Gupta ve Ferguson 1997) ön plana çıkmıştır. Aslında 1980'lerde görülen<br />

"evde antropoloji" kavramının tartışılması Messerschmidt'in (1981)<br />

derlemesinde ön plana çıkmıştır. Ancak Messerschmidt için "ev" temel olarak<br />

ABD olmuştur. 1990'larda ise "evde antropoloji" kendi mekanını Amerikan'<br />

dan Avrupa'ya da taşımıştır. "Batı" dışında bu kavramlar ve pratikler<br />

pek tartışmaya açılmamıştır. Yeni antropolojik mekanlardaki araştırma<br />

alanları ise akrabalar, büyük kentlerdeki yaşlılar, bürokrasi, şirketler gibi<br />

kentsel mekanlara kaymıştır. Bundan önce kullanılan "yerli" kavramı yerine<br />

şimdilerde kullanılan "içeriden antropoloji" kavramı da artık daha az "negatif"<br />

değer taşıyan bir kavram olarak ele alınmıştır (ayrıntı için Appadurai<br />

1991; Clifford 1997; Gupta ve Ferguson 1997; Peirano 1998). Antropolojideki<br />

bu sübjektif dönüşüm -1980'lerde bir kriz ortamı sanısı içinde- "güç",<br />

otorite ve temsil konularının sorgulanmasını beraberinde getirmiş ve bu<br />

bağlamda da feminist seslerin duyulmasını sağlamıştır.<br />

Bu sebeple, feminist antropoloji özel bir alan, bir yaklaşım, bir anlayı§<br />

biçimi ise; o zaman feminist antropolojinin öncülerini ve bunların ortaya<br />

çıktığı bağlamları ayrı bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Kadın araşurmalarıyla<br />

antropolojinin kuramsal olarak ilk kez kesiştiği eserlerden en<br />

önemlileri, Michelle Rosaldo ve Louise Lamphere'in Women, Culture and<br />

Society (Kadın, Kültür ve Toplum, 1974); Rayna Rapp'ın Toward an Anthropology<br />

of Women (Kadın Antropolojisine Doğru, 1975); M. Kay Martin ve<br />

Barbara Voorhies'in The Female of the Species (Türlerin Dişileri, 1975); Rayna<br />

Rapp ve Ellen Ross'un hazırladıkları Sex and Society: A Research Note<br />

from Social History and Anthropology (Cinsiyet ve Toplum: Sosyal Tarih ve<br />

Antropolojide Bir Araştırma Yazısı, 1983)'dir.<br />

Çeşitli yazarların eserlerini bir araya getiren bir derleme çalışması olan<br />

Women, Culture and Society adlı çalışmanın önemi, "kadın" olgusunu sadece<br />

Amerikan antropoloji gelenekleri ve pratikleri bağlamında değil, kültürlerarası<br />

bağlamlarda ele almasıdır. Bu eserde batılı olmayan birçok toplumdaki<br />

kadın ve kadınlık konuları ele alınarak, antropolojinin "evrensel" kategorile-<br />

Cogito, sayı: 58, 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!