12.07.2015 Views

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İş <strong>ve</strong> <strong>Sosyal</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>Hukuku</strong> <strong>2011</strong> Yılı Toplantıları201sözleşmesi alanında ibranameyi gerçek anlamından ayırarak, borcu ortadankaldıran değil; borcun ifa edilmiş olması şartıyla geçerli sayılan bir işlem olarakdüzenlemiş olmaktadır 268 . Kısmî ifa halinde de ibra sözleşmelerinin <strong>ve</strong>yaibra beyanını içeren diğer ödeme belgelerinin, içerdikleri miktarla sınırlı makbuzhükmünde oldukları belirtilmiştir (TBK md. 420 f. 3). İşaret etmek gerekirki, bu sınırlamalar, destekten yoksun kalanlar ile, işçinin diğer yakınlarınınisteyebilecekleri dahil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarınada uygulanacaktır (TBK md. 420 f. 4). Getirilen yeni düzenlemeleriniş kanunlarına tâbi iş sözleşmelerinde de geçerli olduklarında şüphe yoktur.V. Sözleşme Sonrası Rekabet YasağıYasanın sözleşme sonrası rekabet yasağına ilişkin hükümleri mevcutdüzenlemelere göre ileri sayılabilecek birtakım yenilikler içermektedir.Ancak, bu hükümlerin hazırlanması sırasında sadece İsviçre BorçlarKanunu göz önünde bulundurulduğu için, olması gereken düzeydebir korumaya ulaşılamamıştır. Özellikle, rekabet yasağının, ancak birbedel karşılığında kararlaştırılabileceğinin öngörülmemiş olması 269 , kanaatimceönemli bir eksikliktir 270 . Nitekim, yeni Türk Ticaret Kanunumd. 123 f. 1’de, acentenin tâbi olacağı sözleşme sonrası rekabet yasağındadahi karşı edim yükümlülüğü bir geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir.Yeni Türk Borçlar Kanunu ise, hizmet sözleşmesine ilişkin rekabet yasağındakarşı edimi tarafların anlaşmasına bırakmıştır (md. 445 f. 2). Uygulamadabu yönde bir anlaşma yapılması ihtimali, yok denecek kadar azdır.Diğer taraftan kaynak kanunda, yasağın sadece özel koşullar altında üç yılıaşabileceği öngörülmüş iken (Art. 340a Abs. 1 OR), yasada, yasak “…özeldurum <strong>ve</strong> koşullar dışında iki yılı aşamaz” denilmiştir (md. 445 f. 1). Yasaksüresinin kaynak kanundan daha kısa tespit edilmesi isabetli olmuştur 271 .Ancak kanaatimce daha doğru olan, rekabet yasağını Alman <strong>Hukuku</strong>ndaolduğu gibi (§ 74a Abs.1 HGB), hiçbir istisna tanımadan iki yıllık bir azamîsüre ile sınırlandırmaktır 272 . Nitekim, yeni Türk Ticaret Kanunu md. 123 f.1’de, acentenin tâbi olacağı sözleşme sonrası rekabet yasağı, iki yıllık birazamî süreye bağlı tutulmuştur.268 Bkz. Çil, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçe<strong>ve</strong>sinde İş <strong>Hukuku</strong>nda İbraSözleşmelerinin Geçerliliği, Sicil, Mart <strong>2011</strong>, s. 67, 80.269 Alman hukukunda ise, rekabet yasağının geçerliliği, yasak süresince her yıl için sonücretin en az yarısı kadar bir karşı edimde bulunulması şartına bağlıdır (§ 74 (2) HGB).270 Bu konuda bkz. Soyer, Rekabet Yasağı Sözleşmesi, s. 19 vd. Bu eleştiriyi kanun taslakhalinde iken de dile getirmiştim. Bkz. Soyer, Ulucan Armağanı, s. 166.271 Yasağın kural olarak iki yılı aşamayacağını öngören hüküm, uygulamada yeknesakdüzenlemeler ortaya çıkaracağı gerekçesiyle TİSK tarafından da isabetli görülmektedir.Bkz. TİSK, s. 10; aynı yönde, Ekmekçi, Mercek, Temmuz 2005, s. 175.272 Bkz. Soyer, Rekabet Yasağı Sözleşmesi, s. 21; aynı yazar, Ulucan Armağanı, s. 166.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!