Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
DÜNYA<br />
DÜNYA<br />
hil olmak üzere, yapılan istatistiki bir çalışma<br />
sonucunda ülkemizi 33 derece doğu boylamından<br />
itibaren BATI ve DOĞU olmak üzere iki<br />
kısma ayrılmış ve elde edilen zarar sonuçları<br />
birbirleriyle karşılaştırıldığında şu sonuçlara<br />
varılmıştır. Şöyleki, can kaybı DOĞU’da %726<br />
daha fazladır. Aynı farklılık yapılardaki hasar<br />
durumunda da görülmekte ve DOĞU’daki hasar<br />
BATI’ya oranla %197 daha fazla olmaktadır.<br />
52 yıllık bir süre içerisinde olmuş 46 büyük<br />
deprem sonucunda 312. 674 yapı yıkılmış ya<br />
da ağır hasar görmüş ve 56. 572 vatandaşimız<br />
da hayatlarını kaybetmişlerdir.<br />
gın hastalıklar, iş yerlerinin hasara uğraması<br />
nedeni ile oluşan büyük işsizlik, ulaştırma ve<br />
haberleşme sistemlerinin aksaması, depremlerin<br />
bu korkunç olayı yaşamış insanlar üzerindeki<br />
bıraktığı psikolojik bozukluklar, önemli<br />
zararlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.<br />
Özellikle sanayi bölgelerinde meydana ge<br />
lebilecek büyük bir depremden sonra ortaya<br />
çıkan büyük ekonomik ve sosyal zararlardan<br />
yalnız depremden etkilenen bölge halkı değil,<br />
tüm ülke büyük zararlara uğrayabilmektedir.<br />
1976’da Guatemala’da olan bir depremde bu<br />
durum ortaya çıkmıştır.<br />
aittir, bu grupta meydana gelmiştir. Bu da bu<br />
bölgenin en aktif kuşaklarından birisi olduğunu<br />
göstermektedir.<br />
Yeni Zelanda ve Japonya: Bu bölgede derin<br />
depremler İtalya’nın güneybatı kısmında Lipari<br />
ve Sicilya Adaları civarında, Yunanistan’ın ve<br />
Ege Denizi’nin güneyinde, Romanya’da Karpatlar’da,<br />
Hazar Denizinde ve Orta Pamir- Hindikuş<br />
ve Himalaya- Kuzey Burma bölgelerinde<br />
Yukarıda kısaca verilen bazı istatistik çalışma<br />
sonuçları ülkemiz için DEPREMiN ÖNEMini<br />
ya da bir deyişle SORUNUNUN ülkemiz için<br />
ne derece de önemli olduğunu açık bir şekilde<br />
ortaya koymaktadır. Ayrıca bu kayıplara küçük<br />
depremlerin neden olduğu can ve mal kayıpları<br />
dâhil edilmemiştir.<br />
Yukarıda özetlenen deprem zararlarının<br />
ulaşılabileceği boyutlar gerçekten çok büyük<br />
olmaktadır ve insanlık deprem zararlarını azaltabilmek<br />
için doğa ile yoğun bir savaş vermek<br />
zorundadır. Bu savaş sırasında alınabilecek üç<br />
tedbir akla gelmektedir.<br />
çukurluklar önemli bir özellik olarak gözükmektedir.<br />
Bilinen en büyük depremlerden biri<br />
1923’te Tokyo ve civarında 150 bin insanın<br />
ölümüne neden olan büyük Kahto depremidir.<br />
Kuril Adaları ve Kamçatka: Bu çukurlukta da<br />
çok sayıda sığ odaklı depremler görülmektedir.<br />
Bilinen en karakteristik depremi Batı Kamçatka’daki<br />
1952 depremidir.<br />
Akdeniz- Alp- Himalaya Kuşağı: Meksika<br />
Körfezinden başlayıp doğuya doğru Batı Hint<br />
Adaları, Kanarya Adaları üzerinden Akdeniz<br />
bölgesi, Alp ve Karpat bölgeleri ile Anadolu<br />
üzerinden Kafkas ve Hazar Denizi zonları,<br />
iran Pamir ve Himalaya bölgelerini içine alarak<br />
Hindistan’ın doğusundan Burma’ya kadar<br />
uzanır ve burada Pasifik kuşağı ile birleşir.<br />
Bu kuşakta orta ve derin odaklı depremlerin<br />
oluştuğu görülmektedir. Derin odaklı depremler<br />
nadir olup 1954 ve 1955’de Kuzey İspanya<br />
ve Tiren Denizinde olmuştur. Orta derinlikte<br />
yer almaktadır. Sığ depremler arasında bilinen<br />
en büyüklerinden bir kaçı şöyle özetlenebilir.<br />
1755 Lizbon, 1960 Agadir, 1979 Yugoslavya<br />
(Karadağ), 1980 Cezayir (El- Asnam) depremleridir.<br />
Bilindiği gibi ülkemizde büyük depremlerin<br />
oluştuğu Kuzey Anadolu Fay Zonu da bu<br />
kuşak içerisinde yer almaktadır.<br />
TÜRKiYE iÇiN DEPREMiN ÖNEMi<br />
1970 yılı nüfus sayımı sonuçları ele alınarak<br />
yapılan bir istatistikî çalışma sonucunda, topraklarımızın<br />
%92’sinin değişik deprem teh-likesiyle<br />
karşı karşıya bulunan bölgeler içerisinde<br />
olduğu nüfusumuzdan da %95’inin bu<br />
bölgelerde yaşadığı saptanmıştır. Yine bu çalışma<br />
sonucunda, büyük sanayi merkezlerinin<br />
%98’inin ve barajlarımızın da %92’sinin deprem<br />
bölgelerinde olduğu ortaya konulmuştur.<br />
1925- 1976 yılları arasında ülkemizde olmuş<br />
ve şiddeti IO- VIII ve daha büyük olan<br />
depremlerin bir listesi hasar durumu ve ölü<br />
sayıları ile birlikte verilmiştir. 1966 yılından bu<br />
yana, son 24.11.1976 Çaldıran depremi de dâ-<br />
DEPREM ZARARLARI VE DEPREM ZARAR-<br />
LARINI AZALTMANIN YOLLARI NELERDiR?<br />
Bilindiği gibi, deprem zararları denilince hemen<br />
akla, depremlerininsan eliyle yapılmış<br />
yapılar üzerindeki yıkıcı etkileri ve bu yapılarınyıkılması<br />
nedeni ile ortaya çıkan can ve mal<br />
kayıpları gelmektedir. Ancak büyük depremlerden<br />
sonra, genellikle peşlerinden, taşkın<br />
heyelan, yangın, kaya düşmesi, çığ ve zeminin<br />
sıvılaşması gibi diğer ikinci doğal olayları da<br />
getirirler ve bu olayların etkileri bazen depremin<br />
doğrudan etkisinden daha büyük olabilir.<br />
Örneğin, deprem nedeniyle yıkılan bir barajın<br />
meydana getireceği olayı, yine depremden<br />
sonra çıkan büyük bir yangın olayının zararları,<br />
depremin doğrudan etkisinden çok daha büyük<br />
olabilir. Deprem olayının bir de sosyo-ekonomik<br />
zararları vardır. Bu zararlar da en az<br />
depremin yıkıcı etkisi kadar olabilir ve hatta<br />
bazen daha büyük boyutlara da ulaşabilir. Depremden<br />
sonra içme suyu kirlenmesi ve çevre<br />
sağlığı problemleri nedeniyle ortaya çıkan sal-<br />
1- İnsanoğlu ya depremlerin hangi bölgelerde,<br />
hangi büyüklükte meydana geldiğini doğru<br />
bir şekilde saptayıp, bu bölgelerde depremlerden<br />
en az zarar görecek bina inşaa etmeyi<br />
başarmalıdır.<br />
2- Veya depremlerin nerede, ne zaman ve<br />
hangi büyüklükte meydana geleceğini önceden<br />
bilip, bölge halkına alarm vererek can kaybını<br />
azaltmaya çalışmalıdır.<br />
3- Ya da depremlerin meydana gelmelerini<br />
denetleyerek mani olmalı veya istenilen büyüklükte<br />
meydana gelmesini sağlayacak ön-<br />
134 135