23.11.2016 Views

Tefekkür

tefekkur

tefekkur

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BİTKİLER<br />

BİTKİLER<br />

toz taneciklerini belli noktalara doğru iter. Yaprağa<br />

düşen yağmur damlaları da bu noktalara<br />

doğru yönlendirilir ve böylece buradaki tozları<br />

süpürmeleri sağlanır.<br />

süpürmeleri sağlanır.<br />

Lotus bitkisinin bu özelliği, yeni bir bina<br />

yüzeyinin tasarımı için araştırmacılara ufuk<br />

açmıştır. Araştırmacılar lotusun yaprağı gibi<br />

yağmur sularını kullanarak üzerindeki kiri temizleyen<br />

bina yüzeyleri üzerinde çalışmaya<br />

başlamışlardır. Bu çalışmalar sonunda (bir Alman<br />

şirketi) Lotusan adı verilen cephe kaplama<br />

malzemesini üretmiştir. Asya ve Avrupa’da<br />

piyasaya sunulan bu ürün için deterjana gerek<br />

kalmadan 5 yıl boyunca kendini temiz tutacağı<br />

garantisi verilmiştir. Silikon bazlı bir dış cephe<br />

boyası olan Lotusan’da, adını aldığı lotus bitkisini<br />

ve bu bitkinin sahip olduğu sistem birebir<br />

taklit edilmektedir. Bu sisteme göre yüzeyde<br />

5-10 mikrometre (milimetrenin binde biri) yüksekliğinde<br />

ve birbirinden 10-15 mikrometre<br />

mesafede olan çok küçük tümsekler biliniyor.<br />

Sonuçta ortaya 0,1 mikrometre genişliğinde,<br />

tellerden oluşan engebeli bir yüzey çıkıyor. Dışarıdan<br />

bakıldığında düz gözüken ancak gerçekte<br />

balmumuyla kaplı engebeli yüzey şekli,<br />

su damlacıklarının yüzeyle tam bir temas sağlanmasını<br />

önlüyor ve su damlacıklarının kendi<br />

ağırlıklarıyla aşağıya doğru akmasını sağlıyor.<br />

Doğadaki pek çok canlı kendi yüzeylerini<br />

koruyan çeşitli özelliklere sahiptir. Şüphesiz<br />

ne lotus bitkisinin yüzey yapısı, ne böceklerdeki<br />

kitin tabakasına gözyaşı, ne de eklemlerimizdeki<br />

aşınmayı engelleyerek rahat hareket<br />

etmemizi sağlayan sıvı kendi kendine oluşmamıştır.<br />

Onları tüm özellikleriyle birlikte, kusursuz<br />

bir şekilde yaratan sonsuz ilim sahibi olan<br />

Allahü teâlâ’dır.<br />

“O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde)<br />

kusursuzca var edendir, “şekil ve suret” verendir.<br />

En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve<br />

yerde olanların tümü o’nu tespih etmektedir. O,<br />

aziz, hakimdir.” (Haşr suresi 24. âyet meali)<br />

(Mercek Şubat 2003)<br />

Bitkilerdeki saat<br />

Pek çok bitki, yapısı ve döllenmesine yardımcı<br />

olan, diğer canlılarla ilgili detaylı bilgilere<br />

sahip ve adeta bilgisayar merkezini andıran<br />

biyolojik bir saate sahiptir. Bu biyolojik saatin<br />

varlığı ise tek bir gerçeğe işaret eder: Yaratılış<br />

gerçeğine…<br />

Zamanı ölçebilme yeteneğinin insan dışında<br />

diğer canlılarda da bulunması harika bir durumdur.<br />

Bunun sadece insanlara özgü olduğu<br />

düşünebilir. Ama hem bitkiler hem de hayvanlar<br />

zamanı ölçme mekanizmasına, yani “biyolojik<br />

bir saate” sahiptirler.<br />

Bitkilerin zamana bağlı hareketlerinin olduğu<br />

ilk olarak 1920’li yıllarda anlaşılmıştır.<br />

Bu yıllarda Almanya’da iki bilim adamı Erwin<br />

Buenning ve Kurt Stern fasulye bitkisindeki<br />

yaprak hareketlerini inceliyorlardı. Sonunda<br />

gördüler ki, bitkiler gün boyunca yapraklarını<br />

güneşe doğru uzatıyorlar, geceleri de tam dikey<br />

olarak yapraklarını büzüp uyku po-zisyonuna<br />

geçiyorlardı.<br />

Bu bilim adamlarından yaklaşık ikiyüz yıl<br />

önce de Fransız astronom Jacgues d’Ortour<br />

de Marian da bitkilerin böyle düzenli bir uyku<br />

ritmine sahip olduklarını gözlemlemişti. Karanlık<br />

bir ortamda ısı ve nem ayarlaması yapılarak<br />

tekrarlanan tecrübelerde bu durumun<br />

değişmemesi, bitkilerin içlerinde zamanı ölçen<br />

bir sistemlerinin olduğunu göstermişti.<br />

Bitkiler belirli faaliyetleri için belirli zamanları<br />

seçerler. Bunu da güneş ışığındaki değişimlere<br />

bağlı olarak yaparlar. İçlerindeki saat, güneş<br />

ışığına göre kurulduğu için ritmik hareketlerini<br />

24 saat içinde tamamlarlar. Yapılan ritmik hareketleri<br />

ne kadar sürerse sürsün değişmeyen<br />

bir nokta vardır. Bu hareketler her seferinde<br />

bitkinin yaşaması ve neslinin devamı için, hep<br />

en uygun zamanlamada gerçekleşir. Ve bu<br />

hareketlerin başarıyla tamamlanabilmesi için<br />

birçok karmaşık işlemin kusursuz bir şekilde<br />

meydana gelmesi gerekir.<br />

Örneğin birçok bitkide çiçeklenme yılın belli<br />

bir zamanında olur. Çünkü bu zamanlar bitkinin<br />

çiçeklenmesi için en uygun zamanlardır.<br />

Bitkilerin bu zaman ayarlamalarını yapan<br />

sa-atleri, güneş ışığının yapraklara düşme süresini<br />

de hesaplar. Her bitkinin biyolojik saati<br />

bu süreyi bitkinin kendi yapısal özelliğine göre<br />

hesaplar. Hesap ne olursa olsun çiçeklenme<br />

en uygun zamanda gerçekleşir. Bu şekilde bir<br />

zaman ayarlaması yapan soya fasulyesi üzerinde<br />

yapılan araştırmalar sonucunda, bu bitkiler<br />

ne zaman ekilirlerse ekilsinler her zaman<br />

yılın aynı zamanlarında çiçek açtıkları görülmüştür.<br />

Gelincik çiçekleri polenlerini yayma zamanlarını,<br />

polen taşıyıcıların en yoğun şekilde dolaştıkları<br />

günlere ve saatlere denk getirirler.<br />

Yine her bitki için bu günler ve saatler değişir.<br />

Ama sonuçta her bitki yaptığı zaman ayarlamasıyla<br />

en garantili biçimde polenlerini yağdırır.<br />

Gelincik çiçekleri temmuz ile ağustos aylarında<br />

sabah 05:30 ile 10:00 saatleri arasında<br />

polenleri yayarlar. Bu saat, arıların ve diğer<br />

böceklerin de beslenmek için dışarıya çıktıkları<br />

saatlerdir. Burada bitki, kendi özellikleri dışında<br />

bir de diğer canlıların özelliklerini en ince ayrıntısına<br />

kadar hesaba katmalıdır. Bu bitki kendisini<br />

dölleyecek olan canlıların yuvalarından çıkacakları<br />

zamanı, kat edecekleri yolun süresini<br />

ve beslenme saatlerini tam olarak bilmelidir.<br />

Bu durumda akla şu soru gelecektir. Bütün bu<br />

“bilgilere” sahip olan ve gerekli “hesaplamaları<br />

yapan”, diğer bir canlının özelliklerini analiz<br />

eden” ve bir bilgisayar merkezini andıran bu<br />

saat bitkinin neresindedir? Bilim adamları için<br />

bitkilerdeki bu mükemmel zaman ölçme sisteminin<br />

nerede bulunduğu hâlâ tam bir sırdır.<br />

Bu sonuç, bitkilerin her türlü faaliyetlerini<br />

zamanlamasını belirleyen, dolayısıyla hepsini<br />

bilgisi ve denetimi altında bulunduran sonsuz<br />

bir gücün delillerini ortaya koymaktadır.<br />

Bitkilerdeki biyolojik saat konusu, sayısız<br />

yaratılış hikmetlerinden sadece biridir. Canlılığın<br />

tesadüflerle ortaya çıktığı gibi büyük bir<br />

saçmalığı savunan evrim teorisi ise bilimsel<br />

gerçeklerle çelişen, sadece çeşitli senaryolar<br />

üreterek iddialarına destek bulmaya çalışan bir<br />

teoridir. Bu, evrimcilerin zaman zaman kendilerinin<br />

de itiraf ettiği bir gerçektir. Nobel ödüllü<br />

bir evrimci olan Dr. Robert Milikan evrimcilerin<br />

içinde bulundukları durumu şöyle itiraf etmektedir.<br />

“Şu çok acıklı, biz bilim adamları şu âna kadar<br />

hiçbir bilim adamının kanıtlayamadığı evrimi<br />

kanıtlamaya çalışıyoruz.<br />

52 53

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!