23.11.2016 Views

Tefekkür

tefekkur

tefekkur

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İNSAN<br />

İNSAN<br />

Mesela; insan eli, yumruk sıkılmamış haldeyken<br />

bile herhangi bir nesnenin üzerine 45<br />

kilo ağırlığında bir güçle darbe indirebilir; diğer<br />

tarafdan da başparmak ve işaret parmağı arasına<br />

aldığı, milimetrenin onda biri bir inceliğindeki<br />

bir kağıt parçasını da hissedebilir.<br />

Görüldüğü gibi bu iki işlem de birbirinden<br />

tamamen farklı nitelikleri sahip işlemlerdir. Biri<br />

çok ince bir ayar gerektirir. Çünkü insan eli bütün<br />

bu işlemleri aynı anda yapabilecek şekilde<br />

tasarlanmıştır. El, bütün özellikleriyle birlikte,<br />

kendisine bağlı bütün yapılarla birlikte yanı<br />

anda yaratılmıştır.<br />

Eldeki bütün parmaklar, işlevlerine göre en<br />

uygun uzunluktadırlar ve en uygun yerdedirler,<br />

ayrıca birbirlerine orantılıdırlar. Mesela, normal<br />

başparmağa sahip bir elle atılan yumruğun,<br />

normalden daha kısa bir başparmağa sahip<br />

elin attığı yumruğun gücünden daha fazladır.<br />

Çünkü, başparmak kendisi için seçilen uygun<br />

uzunluk sayesinde diğer parmakların üzerine<br />

kıvrılabilmekte, böylece onları Destekleyerek<br />

güç artırımını sağlamaktadır.<br />

Elin yapısında çok ince detaylar vardır; mesela<br />

kas ve sinirlerin yanında bazı küçük yapıları<br />

da barındırır. Mesela parmaklarımızın<br />

ucundaki tırnaklar kesinlikle Gereksiz aksesuar<br />

değildir. Yere düşmüş bir iğneyi alırken,<br />

parmaklarımız kadar tırnaklarımızın da yardımına<br />

başvururuz. Elimizdeki parmak izlerini<br />

oluşturan pürüzler ve tırnaklar sayesinde de<br />

küçük şeyleri rahatlıkla kavrarız. Hepsinden<br />

önemlisi tırnaklar, parmakların, tuttukları cisme<br />

uygulamaları gereken hassas basıncın<br />

ayarlamasında büyük rol oynarlar. Elimizi diğer<br />

organlarımızından ayıran bir başka özelliği de<br />

yorulmamasıdır.<br />

Tıp ve bilim dünyasının en büyük çabalarından<br />

biri; insan elinin bir benzerini yapay olarak<br />

üretebilmektir. Yapılan robot eller; güç açısından<br />

insan eliyle aynı performansa sahiptirler<br />

ancak insan elinde var olan dokunmadaki hassasiyet;<br />

mükemmel manevra yeteneği ve değişik<br />

işler yapabilme yetenekleri konusunda aynı<br />

şeyi söylemek mümkün değildir.<br />

Nitekim birçok bilimadamı, insan elinin tüm<br />

fonksiyonlarına sahip robot bir el yapılamayacağını<br />

düşünmektedir. “Karlsruhe Eli” olarak<br />

adlandırılan robot eli yapan mühendis Hans J.<br />

Schenebeli bu konuda şunları söylüyor: “Robot<br />

eller üzerinde ne kadar çalışırsam, insanların<br />

sahip oldukları ellere o kadar çok hayran oluyorum.<br />

insan elinin yaptığı işin bir kısmına bile<br />

ulaşabilmemiz için daha çok uzun zamanan<br />

geçmesi gerekir.”<br />

Diğer yandan el genelde gözün ortaklığıyla<br />

işleyen bir organdır. Gözün algıladığı sinyaller<br />

beyne ulaştırılır ve beyinden gelen yeni bir<br />

komutla; el, yapacağı işe uygun olarak harekete<br />

geçer. Tabii ki bunlar çok kısa sürede ve<br />

bizim bu iş için özel bir çaba sarfetmemize<br />

gerek kalmadan gerçekleşir. Robot ellerse ancak<br />

ya görme yada dokunma özelliğini esas<br />

olarak hareket edebilirler. Yapabilecekleri her<br />

işlem için farklı komutlar verilmesi gereklidir.<br />

Ayrıca robot eller farklı farklı fonksiyonları da<br />

yerine getiremezler. Örneğin piyano çalabilen<br />

bir robot el, çekiç tutamaz. Çekiç tutan bir robot<br />

el ise yumurtayı kırmadan tutamaz. Yoğun<br />

araştırmalar sonucunda yeni yeni üretilmeye<br />

başlayan bazı robot eller, bu işlemlerin 2-3 tanesini<br />

bir arada yapabilmektedir ama bu, elin<br />

kabiliyetlerinin yanında son derece ilkel kalmaktadır.<br />

Tüm bunların üstüne, insanda iki elin aynı anda<br />

mükemmel bir uyumla çalıştığı da eklenince,<br />

eldeki özelliğin kusursuzluğu daha net ortaya<br />

çıkmaktadır. El, insanlar için Allahü teâlâ tarafından,<br />

özel olarak yaratılmış bir organdır. Her<br />

özelliğiyle Allahü teâlâ’ın yaratma kurdetindeki<br />

kusursuzluğu ve örneksizliği bizlere gösterir.<br />

Mülk Suresi’nin 3. ve 4. âyetlerinde mealen,<br />

“Rahman olan Allah’ın yaratmasında hiçbir çelişki<br />

ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. işte<br />

gözünü çevirip-gezdir, herhangi bir çatlaklık<br />

(bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra<br />

gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz<br />

(uyumsuzluk bulmaktan) umudun kesmiş bir<br />

halde bitkin olarak sana dönecektir.”<br />

HAREKET EDERKEN ACI ÇEKMEMİZİ<br />

ÖNLEYEN YAĞLAMA SİSTEMİ<br />

Sürekli hareket halinde olan bazı kemiklerimizin,<br />

hareketsiz bölgelerdeki kemiklere göre<br />

daha farklı destekler ihtiyacı vardır. Buna örnek<br />

olarak eklemlerimizi verebiliriz.<br />

Omurgamızı meydana getiren omurlar, bacaklarımızdaki<br />

yada ellerimizdeki eklemler<br />

her hareketimizde, birbirleri üzerinde dönerler.<br />

Sürekli hareket halinde oldukları için de destek<br />

sistemlere ihtiyaç vardır.<br />

Örneğin bir mekanik alet çalışırken, hareketli<br />

parçaların temas noktalarında sürtünme ve<br />

aşınma görülür. Bunu engellemek için kapı<br />

menteşesinden, üstün teknolojiye sahip otomobil<br />

motoruna kadar her hareketli mekanik<br />

sistemde yağlamaya ihtiyaç vardır. Fakat yağlama<br />

aşınmayı tam olarak engellemez, yalnızca<br />

geciktirir. insanların ve hayvanların eklem<br />

yerleri bir ömür boyunca hareket ettikleri halde<br />

hiçbir şekilde bakıma ve yağlanmaya ihtiyaç<br />

duymaz. Eklemlerin sürtürme yüzeyleri, ince<br />

ve gözenekli kıkırdak tabakasıyla kaplanmıştır<br />

ve altında yoğun bir sıvı bulunmaktadır. Kemik,<br />

eklemin neresine baskıda bulunursa bu sıvı<br />

gözeneklerden fışkırıp eklem yüzeyinin yağ<br />

gibi kaymasını sağlamaktadır. Görüldüğü gibi<br />

insanın hareket edebilmesi için her yönden eksiksiz<br />

bir yaratılış vardır. “Dünyada namazdan<br />

daha güzel, insan vücuduna daha yararlı hiçbir<br />

hareket olamaz. Çünkü namazda parmak<br />

uçlarımızdan başlayarak, eller, kollar, bilek,<br />

kemikler, diz mafsalları, ayak parmakları, boyun<br />

kemikleri müthiş bir uyum içinde hareket<br />

etmektedirler.” Viyanalı Ortopedi Uzmanı Prof.<br />

Dr. Hans Tiseur<br />

GÜNAYDIN GAZETESi 12 TEMMUZ 2004<br />

Ayak sağlığını korumanın püf noktaları<br />

Uzmanlar, sağlığını kaybettiğinde günlük hayatımızı<br />

sekteye uğratan ayaklarımızı korumamız<br />

için uyarılarda bulunuyor. Ayakkabı se-çiminde,<br />

moda olanı değil, ayağa uygun olanı<br />

giymek ilk şart... Bayındır Hastanesi Dermatoloji<br />

Bölümü’nden Dr. Aslı Kaptanoğlu, ayak<br />

sağlığı için alınması gereken önlemleri şöyle<br />

sıralıyor:<br />

- Hep rahat ayakkabı giyin. Ayakkabı ayağınızı<br />

vurmamalı.<br />

446 447

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!