23.11.2016 Views

Tefekkür

tefekkur

tefekkur

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BİTKİLER<br />

BİTKİLER<br />

rinde çok sayıda yemişler vardır, sizler onlardan<br />

yemektesiniz.” (Müminun Suresi, 19. âyet<br />

meali)<br />

Üzüm gıda değerinin yüksek oluşu, vitamin<br />

ve madensel maddeler yönünden zenginliği<br />

nedeniyle önemli bir besin kaynağıdır. Üzümün<br />

içinde yüzde 20-25 oranında kana hızlı karışan<br />

şeker mevcuttur. Bu bakımdan bedenen ve<br />

zihnen çalışan kimseler için oldukça faydalıdır;<br />

bedensel ve zihinsel yorgunluğu, kansızlığı<br />

giderir. İçerdiği bol demir ve şeker sayesinde,<br />

vücutta kan yapımını arttırır. Ayrıca karaciğer,<br />

böbrek ve sindirim sistemi hastalıklarında doğal<br />

bir ilaç etkisine sahiptir. Böbrekleri çalıştırır,<br />

vücutta birikmiş üre benzeri atık maddelerin<br />

böbrekler aracılığıyla dışarı atılmasını sağlar.<br />

Üzümde bulunan bazı kimyasal maddeler, cilt<br />

kanserine yakalanma ihtimalini azaltır.<br />

Yüksek mineral kaynağı; incir<br />

“İncire ve zeytine and olsun” (Tin Suresi, 1.<br />

âyet meali.<br />

İİncirin içinde zengin bir lif kombinasyonu,<br />

fosfor kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum<br />

gibi mineraller ve a, b1, b2, b3, b6 ve c<br />

vitaminleri bulunmaktadır. İhtiva ettiği bu mine<br />

raller, vitaminler ve içindeki yüzde 60 oranında<br />

kana çabuk karışan şeker sayesinde bedenen<br />

ve zihnen enerji sarfeden insanlara güç kazandırır.<br />

Bunun yanında kasların, sinir sisteminin<br />

gelişmesini ve onarılmasını sağlar. Ayrıca,<br />

meyveler arasında en yüksek mineral incirde<br />

mevcuttur. Çözünen life sahip olan besinler,<br />

kandaki kolesterolü düşürücü özellik taşırlar.<br />

Dünyada besin olarak diyet özellikli lif tüketen<br />

insanlarda çok nadir olarak kalp hastalığı görülür<br />

ki, bu özelliklerin tümü incirde mevcuttur.<br />

Kur’an-ı kerim’de dikkat çekilen bir meyve:<br />

Hurma<br />

“Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar<br />

vardır; üzüm bağları ekinler, çatallı ve çatalsız<br />

hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır;<br />

ama ürünlerin de bazısını bazısına üstün<br />

kılıyoruz. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir<br />

topluluk için gerçekten âyetler vardır.” (Rad<br />

Suresi 4. âyet meali)<br />

Hurma ihtiva ettiği yüzde 50’den fazla şeker<br />

ile son derece besleyicidir. Çok kolay ve hızlı<br />

bir şekilde hazmedilir. İçindeki şeker, gerilen<br />

sinirleri rahatlatır. Beyin için de son derece<br />

faydalıdır. Hurma yüzde 2,2 oranında protein,<br />

a, b1 ve b2 vitaminleri içermektedir. Muhtevasındaki<br />

protein sayesinde vücudun hastalıklara<br />

ve enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlar.<br />

İçindeki a vitamini sayesinde görme gücü ile<br />

vücut direncini arttırır, kemik ve dişlerin güçlenmesini<br />

sağlar. B1 vitamini ile sinir sisteminin<br />

sağlıklı olmasını kolaylaştırır.<br />

B2 vitaminiyle de, vücudun enerji sağlaması<br />

ve hücrelerin yenilenmesi için protein, karbon-hidrat<br />

ve yağların yakılmasına yardımcı<br />

olur.<br />

Çiğdem Çiçeği<br />

Her çiçek, farklı duygular ve anlarla özdeşleşmiştir<br />

bende. Gelin gibi açmış beyaz papatyalar<br />

coşkuyu; gül, orkide, lilyum gibi çiçekler<br />

sevgiyi, özel günleri; kasımpatılar törenleri; laleler<br />

mis kokan ilkbaharı anımsatır. Bir de dağları,<br />

yaşama gücünü, direnişi, kışı hatırlatan bir<br />

vahşi güzel var gönlümde: Çiğdem çiçeği...<br />

Varoluşun simgesi<br />

Latince adı “colchium” olan çiğdemlerin kırsal<br />

alanlarda hayli geniş bir yaşama alanı vardır.<br />

Ancak onlara daha çok, kışın son aylarında<br />

soğuk ve yüksek yerlerde, dağ eteklerinde<br />

rastlarız. Narindirler. Ama bakmayın siz onların<br />

en ufak bir esintide “koptu kopacak” gibi<br />

durmalarına. Soğuğa karşı direnmede, sert<br />

rüzgârlara karşı dimdik ayakta durmada üstlerine<br />

yoktur. Zor yaşama şartlarında var oluşu<br />

simgeleyen çiğdemler, capcanlı renkleriyle ortama<br />

hayat vermek için yaratılmışlardır sanki.<br />

Çiğdemler, az sayıda bitki türünün çiçek açtığı<br />

kış günlerinde ve sonbaharda koloni şeklinde<br />

sıralanırlar kırlara, tepelere... Sarı, mor, pembe,<br />

beyaz, mavi başta olmak üzere farklı renklerde<br />

ve tonlarda karşımıza çıkarlar. Özellikle de<br />

karların eriyip çekilmeye başladığı yerlerde<br />

çıplak toprakları renkleriyle canlandırırlar. Onlara<br />

uzun yaz günlerinden sonra, sonbaharda<br />

da rastlarız. Genellikle morumsupembe<br />

renkli olan ve “güz çiğdemi” diye adlandırılan<br />

bu çiğdemler, bize yavaş yavaş kışın geldiğini<br />

hatırlatır. 10-30 santimetre boyundaki güz çiğ<br />

deminin tohumları ve yumruları başta kolfisin<br />

olmak üzere çeşitli alkaloitler içerir; bu yüzden<br />

de çok zehirlidir. Kolfisin ise, romatizma ve<br />

damla hastalığı ağrılarının tedavisinde kullanılır;<br />

ayrıca hücre ve genetik araştırmalarda da<br />

ondan yararlanılır.<br />

İstanbul’a özel...<br />

Anayurdu Avrasya olan çiğdemin Türkiye’de<br />

59 doğal türü var. Ülkenin hemen her tarafında<br />

yetişen bu çiçeğin yaklaşık 30 türü endemik;<br />

yani Türkiye’ye has. “İstanbul çiğdemi” (crocus<br />

olivieri subs. İstanbulensis) de bunlardan<br />

biri. Taşdelen ve Ömerli civarlarında rastlanan<br />

parlak sarı renkli bu çiğdem, dünyada sadece<br />

bu bölgede yetişiyor. Eylül ayında açan<br />

Kadiköy Acıçiğdemi de anavatanını İstanbul<br />

olarak seçmiş. 1911 yılında botanikçi Kevork<br />

Viçen Aznavur’un keşfedip, botanik literatürüne<br />

kazandırdığı bu çiğdem türü, daha çok İstanbul’un<br />

Anadolu Yakası’nda, Pendik-Kartal<br />

bölgesinde görülüyor. Ayrıca Avrupa yakasındaki<br />

Alibeyköy-İkitelli arasında da rastlanıyor.<br />

Soğanlı bir bitki olan çiğdemin çiçek tomurcukları<br />

ilkbahar ve sonbaharda görülür. Kısa<br />

bir sürede çiçek açar ve yaklaşık 2 haftalık bir<br />

çiçeklenme süresinden sonra yapraklarını tamamen<br />

açıp büyümesini sonlandırır. Havaların<br />

ısınmaya başladığı aylarda da solup kururlar.<br />

Ama bu yok oluş gerçek bir yok oluş değildir.<br />

Çünkü bitki deposu işlevi gören soğanları<br />

sayesinde toprak altında hayatları bir sonraki<br />

seneye kadar uyku halinde devam eder. Çiçeklerde<br />

satılan çiğdem soğanları da, işte bu<br />

uyku halindeki soğanlardır. Yani bahçenizde<br />

veya evinizdeki saksılarda rengârenk çiğdemler<br />

yetiştirmeniz mümkün. Ancak dikkat etmeniz<br />

gereken bir husus var. O da sonbaharda<br />

açanların haziran ayında, diğerlerinin ise yaz<br />

sonu veya sonbaharın ilk aylarında dikilmesi<br />

gerektiği.<br />

En Pahalı Baharat<br />

Dünyanın en pahalı baharatı olan safranın<br />

çiğdem ailesinden “Crocus Sativus” bitkisinin<br />

tepeciği olduğunu biliyor muydunuz? Osmanlı<br />

66 67

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!