23.11.2016 Views

Tefekkür

tefekkur

tefekkur

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İNSAN<br />

İNSAN<br />

resini iki buçuk defa dolanacak bir uzunluğa<br />

erişir.<br />

Şunu da hatırlatalım ti, vücudumuzdaki<br />

damar sistemi, gelişmiş bir ülkenin, örneğin<br />

Amerika’nın sahip olduğu karayolu ağıyla<br />

kı-yaslanamayacak kadar karmaşıktır. Karayolları<br />

belli bir genişlikte yapılır, günün farklı<br />

saatlerindeki değişen traşk yoğunluğuna göre<br />

şerit sayısı artmaz ve veya azalmaz. Oysa<br />

damarlarımızın iç genişliği sabit değildir; yani<br />

damarlarımız bizim faaliyetlerimize uyumlu<br />

olarak daralır veya genişler, böylece kan basıncımızın<br />

düzenlenmesinde önemli rol oynarlar.<br />

işte bu mükemmel sistem sayesinde, vücudun<br />

farklı ortamlara göre değişen ihtiyaçları otomatik<br />

olarak sağlanır. Kan damarlarının spor<br />

yaparken genişleyerek artan kan ihtiyacını<br />

temin etmesi veya yaralanma sonrasında daralarak<br />

kanamayı azaltması söz konusu edilen<br />

kusursuz sistemin bir sonucudur.<br />

DAMARLARIN GENİŞLEMESİ VE DARAL-<br />

MASI<br />

Peki damarlar nasıl oluyor da ne zaman genişlemeleri<br />

yada ne zaman daralmaları gerektiğini<br />

anlıyorlar? Bu sorunun cevabının insan<br />

hayatı açısından çok önemli olduğu ortadadır.<br />

100 kmlik damar şebekesinin herhangi bir<br />

noktasında meydana gelebilecek en ufak bir<br />

hatanın, telaşsi mümkün olmayan olumsuzluklar<br />

doğuracağı açıktır.<br />

Bilim adamları, on yıl öncesine kadar damarın<br />

içinde çok karmaşık işlemler olduğunu<br />

tahmin ediyorlar; fakat yukarıdaki sorunun<br />

cevabını veremiyorlardı. Yapılan araştırmaların<br />

sonuçları kimyasal bir habercinin varlığını<br />

ortaya çıkardı. Bu haberci nitrit oksit (NO) molekülüydü.<br />

Damarlara genişlemeleri talimatını veren<br />

işte bu iki atomlu moleküldü.<br />

Damarlarımızın derinliklerinde nitrik oksit<br />

üreten tesislerin sahip olduğu yapı mükemmelliklerle<br />

doludur.<br />

Elektron mikroskobuyla incelendiğinde; damarların,<br />

küçüklükleriyle ters orantılı olarak<br />

son derece muazzam yapılar oldukları görülecektir.<br />

Örneğin, yan yana dizilen on kılcal<br />

damar ancak insan saçının bir teli kalınlığındadır.<br />

işte bu kadar dar olan damarlarımızın<br />

iç duvarları, düz kas hücrelerinin oluşturduğu<br />

bir dokuyla kaplıdır. Damarların genişleyip daralması<br />

da bu dokunun faaliyetleri sonucunda<br />

gerçekleşmektedir. Kas hücreleri kan ile doğrudan<br />

temas etmezler, zira endotal hücreleri<br />

kas hücreleri ile kan arasınra zarımsı bir tabaka<br />

oluşturur.<br />

Endotel hücreleri bir zincirin halkaları gibi<br />

yan yana gelerek endotel tabakayı meydana<br />

getirir. 1980’li yıllara kadar bu hücrelerin, kanın<br />

damardaki akışını kolaylaştırmak dışında bir<br />

etkinliğinin olmadığına inanılıyordu. Oysa, gerçeğin<br />

çok farklı olduğu daha sonra ortaya çıktı.<br />

Endotel hücrelerinin sorumluluklarından birisinin<br />

NO habercisini üretmek olduğu anlaşıldı.<br />

Endotel hücresini bir fabrika gibi düşünecek<br />

olursak, nitrit oksik molekülleri de bu fabrikanını<br />

ürünlerine benzetebiliriz. Fabrika deyince<br />

doğal olarak ilk akla gelen büyük sanayi<br />

kuruluşları olabilir. Oysa burada söz konusu<br />

olan, damarın içinde yer alan metrenin sadece<br />

milyonda biri küçüklüğünde bir fabrikadır. Bu<br />

mikroskopik fabrikanın kimyasal ürünleri de<br />

metrenin milyarda biri kadar olan haberci nitrik<br />

oksit molekülleridir.<br />

Bu ölçüyü gözümüzde canlandırabilmek<br />

için şöyle bir örnek verebiliriz: NO molekülünü<br />

çıplak gözle bir üzüm tanesi boyutunda görebilmek<br />

için bir tenis topunun Dünya büyüklüğünoe<br />

olması gerekirdi. Kuşkusuz vücumuzdaki<br />

damarlarda var olan mükemmel düzen ve<br />

gercekleyen harika işler tesadüf ile açkılanamaz.<br />

Damarlarımızdaki bu benzersiz yaratılış,<br />

düşünen insanlar için Allah’ın varlığını sonsuz<br />

kudretini ve ilmini göstermektedir.<br />

DEMİR EKSİKLİĞİ<br />

Kanımız, dokulara oksijen ve gerken diğer<br />

maddeleri taşıyan, hayatı n devamı için çok<br />

önemli bir sıvıdır. içerisinde kırmızı hücreler<br />

beyaz küreler ve trombosit içeren kanın sıvı<br />

kısmında pıhtılaşma faktörleri, bağışıklık maddeleri<br />

ve çeşitli proteinlere ilaveten, hormonlar<br />

ve bazı enzimler de bulunmaktadır. Kan içindeki<br />

hücrelerin hemen hepsi kemik iliğinde yapılmaktadır.<br />

Kırmızı küreler içlerinde bulunan hemoglo-bin<br />

vasıtasıyla dokulara oksijen taşınmasını<br />

yüklenmişlerdir. Hemoglobin içerisindeki demirin<br />

iki değerli olarak kalması, bu molekülün<br />

fonksiyonu için çok önemlidir. Hemoglobinde<br />

olduğu gibi adalemizdeki miyoglobinin oksijen<br />

depo etmesi de içerisindeki demirin iki değerli<br />

olmasına bağlıdır. Hemen her hücremizde<br />

bulunmasıyla hücrelerimize oksejn sağlayan<br />

bir kısım enzimlerin içerisinde de demir bulunmaktadır.<br />

Böylece vücudumuzdaki demirin<br />

hayatımız için çok önemli oluşu anlamış bulunuyoruz.<br />

Ancak demir eksikliği, geri kalmış<br />

ülke çocuklarında daha az olmak üzere, bütün<br />

dünyada en sık görülen eksikliklerin başında<br />

gelmektedir. Çocuların büyümesinde etkin<br />

olan demir, beynimizin fonksiyonel gelişmesi<br />

için de çok nemlidir. (Gelişmekte olan ülkelerin<br />

nüfusu çok kalabalık olmasına rağmen, bunlar<br />

arasında dahi yetişmemesi yaygın demir<br />

eksikliği ile ilgili olabilir mi? ister istemez akla<br />

geliyor.)<br />

Hamilelikte demir eksikliği olan kadınların,<br />

kendilerinden daha fazla fedakarlık ederek<br />

yavrularına demir verdiklerine dair bilgimiz var.<br />

Bebek doğduktan sonra ilk altı ay yalnız başina<br />

anne sütü ile beslenir ve daha sonra da ek<br />

besinlerle anne sütüne devam edilmesi ile küçük<br />

çocuklarda sık olan demir eksikliği büyük<br />

ölçüde önlenebilir. Anne sütünden fazla demir<br />

yoksa da bildiğimiz bütün gıdalardan farklı<br />

olarak içerisindeki demirin yüzde 50-70’inin<br />

emilip kulanıldığını bilmekteyiz.<br />

Besinlerimizde bulunan demirin emiliminde,<br />

miktarından daha çok onların nasıl bir yapıda<br />

bağırsağıma sunulduğu önemlidir. Et ve balıktaki<br />

demerin yüzde 10-25’i emilebilirken diğer<br />

gıdalardaki demirin yüzde 1 ile 5’i emilebiliyor.<br />

Bu arada et ve balıkla birlikte alınan besinlerin<br />

onların emilimini azaltabileceğini, et ve<br />

balığınsa diğer besinlerdeki demirin emilimini<br />

artıracağını hatırlatmakta fayda görüyorum.<br />

Besinlerle alınan C vitaminin demir emilimini<br />

artıracağı da unutulmamalıdır.<br />

Yemeklerle birlikte içilen çayın (kahve daha<br />

az etkili) demirin emilimini azaltması yanında<br />

bitkilerin (ştatlarıyla) yumurta sarısının (içindeki<br />

vitelline bağlanmakta) fostfat ve kalsiyumun<br />

da demir emilimini azalttığı bilinmektedir.<br />

Ülkemiz çocuklarında da görülen toprak<br />

yemehallerinde demir emilimi azalmaktadır.<br />

Kan kaybının olduğu (midebağırsak kanamaları,<br />

kadınlarda adet kanaması, doğumda kan<br />

kaybı, bazı bağırsak parazitleri, burun kanaması,<br />

yaralanma v.s.) hallerde demir ihtiyacıiz<br />

artmakta ve besinlerder demir emilimi de o<br />

oranda artmaktadır.<br />

Demir hemoglobin ve miyoglobinin yapı taşı<br />

olduğu gibi çeşitli hücre içi enzimlerin de yapı<br />

taşı ve diğer bazı enzimlerin de fonksiyonel<br />

olması için gereklidir. Böylece demir eksiklığinde<br />

kansızlık ortaya çıkmadan adele ve beyin<br />

fonksiyonlarının etkilenmesi olabilir. Demir<br />

eksikliği, kansızlığı olan hamilelerde erken doğum<br />

da beklenir.<br />

Demir eksikliğinde immün fonksiyonlarımızda<br />

değişiklik olabileceği gösterilmiştir. Mikro-bik<br />

hastalıkların, kansızlığı olanlarda dağı<br />

ağır seyretmesi yanında, bazı şartlarda iyi etki<br />

gösterebileceğine dair veriler mevcuttur,<br />

Demirin çeşitli gıdalardan (et,balık, karacığer,<br />

dalak, yumurta, bitkisel besinler) emilimi<br />

aynı olmadığı gibi gıdalara eklenen demirin<br />

emiliminin iyi olması onun hemoglobin başta<br />

490 491

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!