You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SU<br />
SU<br />
iken katı halinle oranla daha yoğun olmasıdır.<br />
Hal-buki, yeryüzündeki maddelerin çoğu katı<br />
iken sıvı haline oranla daha yoğundur. Ancak,<br />
su diğer maddelerin tersine donarken genleşir.<br />
Bunun sebebi hidrojen bağlarının, su moleküllerinin<br />
birbirlerine sıkı şekilde bağlanmasını<br />
engellemesi ve arada bir çok boşluğun kalmasıdır.<br />
Su sıvı iken hidrojen bağları kırıldığı için<br />
oksijen atomları birbirine yaklaşır ve daha yoğun<br />
bir yapı elde edilir.<br />
Bu durum aynı şekilde buzun sudan daha<br />
hafif olmasını da beraberinde getirir. Normalde<br />
herhangi bir metali eritip içine aynı metalden<br />
birkaç parça atsanız, bu parçalar hemen dibe<br />
çöker. Ancak suda durum farklıdır. On binlerce<br />
ton ağırlığındaki buz dağları suyun üzerinde<br />
mantar gibi yüzmektedirler. Peki suyun bu<br />
özelliğin ne gibi bir faydası olabilir? Bu soruyu<br />
bir ırmak örneği ile cevaplayalım: havalar çok<br />
soğuduğunda ırmaktaki suyun tamamı değil,<br />
sadece üzeri donar. Su, + 4C’de en ağır halindedir<br />
ve bu dereceye ulaşan su hemen dibe<br />
çöker. Suyun üzerinde katman halinde buz<br />
oluşur. Bu katmanın altında su akmaya devam<br />
eder ve +4C canlıların yaşabileceği bir sıcaklık<br />
olduğu için sudaki canlılar bu sayede hayatlarını<br />
sürdürürler.<br />
42-DENİZLERİN KARIŞMASI<br />
Kızıldeniz çok tuzlu olduğu halde Babu’l<br />
Mendep Boğazı’nda sanki gizli bir duvar varmışçasına<br />
tuzlu su Hint Okyanusu’na karışmaz.<br />
Aynı hadise Akdeniz ile Atlas Okyanusu’nu<br />
birbirine bağlayan Cebel-i Tarık’ta<br />
kendini gösterir.<br />
43-Kaptan Kusto 1980’li yılların başında bu<br />
durumu görünce şaşırır.<br />
1970’li yıllarda Müslümanlıkla şereşenen<br />
Fransız Doktor Maurice Bucaille, Kaptan Kusto’ya<br />
neden şaşırdın der ve Kuran_ı Kerim’de<br />
ki bunu ifade eder. Âyet-i Kerime ve mealleri<br />
gösterir. Kaptan Kusto’nun cevabı bu kitabı insan<br />
yazamaz. Kuran_ı Kerim Allah-ü Teâlâ’nin<br />
(C.C) kitabıdır der. Ama ölünce Katolik Kilisesi<br />
cenazesini kaldırdı.<br />
44-Furkan, Fatır ve Rahman surelerinin mealinde;<br />
“Allahü Teâlâ iki denizi birbirine salmıştır.<br />
Bu ikisi arasında birbirine karışmasına engel<br />
olan bir perde vardır.”<br />
45-YEŞİLAY SAYI 846 MAYIS 2004 DR. iR-<br />
FAN ÖZFATURA<br />
SEVİMLİ BELGESELCİ KAPTAN KUSTO<br />
Kaptan Kusto, Aden Körfezi ile Kızıldeniz’i<br />
birleştiren noktada (Mendep Boğazında) araştırmalar<br />
yapmaktadır. O gün dalgıçlar çok enteresan<br />
verilerle dönerler. iki deniz adeta iki<br />
ayrı havuz gibi davranmakta, yoğunluk, tuz<br />
oranı, sıcaklık ve barındırdıkları canlılarla “farklıyız”<br />
diye haykırmaktadırlar. Milyonlarca yıldır<br />
yan yana duran sular sanki bir perde tarafından<br />
ayrılmakta ve her derya kendi suyunu çalkamaktadırlar.<br />
Kaptan Kusto şaşkındır. Bütün verileri toplayıp<br />
bilim dünyasını sarsacak bir sunum hazırlar.<br />
Konuyu büyük bir heyecanla meslektaşı Prof.<br />
MAurice Bucaille’ye anlattığında muhatabı<br />
sakin sakin gülümser ve ” bunda şaşacak ne<br />
var” der, “ senin bulduğunu iddia ettiğin şey<br />
Kur’an-ı Kerim’de apaçık yazılı- dır ve bunu<br />
bütün Müslümanlar bilirler”. Kusto nefes nefese<br />
kütüp-haneye koşar, Kuran-ı Kerim’in<br />
Fransızca’sını açar ve arkadaşının bahsettiği<br />
âyetleri bulur. şimdi birbirinden çok ayrı özellikler<br />
taşıyan iki komşu denizi Atlas Okyanusu<br />
ile Akdeniz’i merak etmektedir. Cebelitarık Boğazında<br />
yaptığı araştırmalarda da aynı netice<br />
çıkar hatta benzer hadiselere nehirlerde de<br />
şahit olurlar.<br />
Kusto fazlasıyla tatmin olur ve dostlarına islam’ı<br />
seçtiğini fısıldar.<br />
Ona göre Kuran-ı Kerim daha nice sırları<br />
taşımaktadır ve nice hadiselere ışık tutacaktır.<br />
Kusto altını çize çize “ şehadet ederim ki,<br />
modern ilmin 14 asır geriden takip ettiği Kur’an<br />
Allah kelamıdır” demekten çekinmez. Ancak<br />
Müslüman olup olmadığı çok tartışılır. Paris<br />
Arşovekliği “Kaptan Kusto Müslümandır ve<br />
ölen oğlunun acısını islam’la dindirmeye çalışmaktadır”<br />
dese de cenazesi kiliseden kaldırılır.<br />
Kusto, 1910 senesinde St. Andredecubzac’da<br />
dünyaya gelir. Brest Akademisini bitirerek<br />
bahriye subayı olur ve yarbay rütbesinde iken<br />
(1957) emekliye ayrılır. Vaktini daha derinlere<br />
dalabilmek, uygun cihazlar yapmakla geçirir.<br />
1943 senesinde arkadaşı Emile Gag-nan ile<br />
tüp sistemini geliştirir. 1948 senesinde isveçli<br />
fizikçi Auguste Piccard’ın yaptığı batiskaf<br />
(bathyscaphe) dalma hücresi ile araştırmalar<br />
yapar ve Fransız Deniz Kuvvetlerini bunlardan<br />
yapmaya ikna eder.<br />
Kusto’nun derinlik tutkusu emekli olunca da<br />
devam eder, ilerleyen yaşına rağmen deryaya<br />
açılır ve “Yaşayan Deniz” adlı belgeseli çeker.<br />
46-47-Su, bütün dünya sıvılardan çok farklı<br />
bir özellik göstermektedir. Dünyadaki bütün<br />
sıvılar soğuk hava yoğunlaşır. Buz tuttukları<br />
zaman, mesela zeytinyağı, petrol en yoğun<br />
halleriyle dibe çökerler. Yalnız su + 4 dereceye<br />
kadar soğuduğu zaman yoğunlaşır ve dibe<br />
çökerler. Yalnız su +4 dereceden sonra +3, +2,<br />
+1 ve 0 geldiği zaman bu yoğunluğunu kaybederken<br />
ve yukarı çeker. Bu sebepten dolayı<br />
donmuş olan su; yani buz haline gelmiş olan<br />
su yüzer ve üst tabakada barınır. Bunun önemi<br />
şudur: Buzlanan bir göl farz edin. içinde balıkları<br />
olan göl. Eğer buz diğer maddelerin katı<br />
maddesi gibi dipte kalsaydı, o zaman donma<br />
dipten yukarıya doğru gidecekti. Dışarıdaki<br />
soğuk devamlı olarak bu suyu etkileyecekti<br />
ve bütün göl tamamen donacaktı ve içindeki<br />
balıklar ve canlılar yok olacaktı. Buz tabakası<br />
en üste buzlanmış olan göl, geçirgenliği az olduğu<br />
için buzun suya göre, dışarıdaki soğuğu<br />
içeriye geçirmiyor. Yani bir organ gibi örtüyor,<br />
gölün üstünü. Böylece gölün tamamen donması<br />
engelleniyor ve canlılarda suyun dahilinde<br />
hayatlarını devam ettirmektedir.<br />
48-49 BiLiM VE TEKNiK- Nisan 1992<br />
KAZIM ÇEÇEN<br />
SUYUN YAŞAM İKLİM VE UYGARLIK BA-<br />
KIMINDAN ÖNEMİ<br />
Susuz bir hayat düşünülemez. Su, bütün<br />
canılar için kendisinden vazgeçilemeyen ve<br />
yerine başka madde konulamayan bir sıvıdır.<br />
Su Molekülünün Yapısı ve fiziksel Özelikleri<br />
Bilindiği gibi su molekülü, iki hidrojen ve bir<br />
oksijen atomundan oluşur. Hidrojen atomunun<br />
çekirdeğinin etrafında ise biri iki elektronlu<br />
diğeri 6 elektronlu iki yörünge üzerinde toplam<br />
8 elektron bulunur. Oksijen atomunun dış yörüngesinde<br />
iki elektron eksik olduğundan, iki<br />
hidrojen atomunun elektronları bu yörünge ile<br />
birleşerek yörüngedeki elektron sayını sekize<br />
tamamlar ve stabil bir molekül meydana gelir.<br />
Bu şekilde bağa kovelant bağ denir. iki hidrojen<br />
atomu bir oksijen atomu ile birleştirdiği zaman<br />
hidrojen atomlarının arasında 105 derecelik bir<br />
açı meydana gelir. Su molekülünde hidrojen<br />
atomu pozitif, oksijen atomu ise negatif elektrik<br />
yükü ile yüklenerek bir dipol oluştururlar ve<br />
su molekülleri birbirini çekerek bağlanırlar.<br />
Su, fiziksel özellikleri dolayısıyla üniversal bir<br />
çözeltidir. Teorik olarak her madde su içerisinde<br />
az veya çok çözünür. Hidrojenle birleşen<br />
bazı elementler molekül ağırlıkların göre<br />
sıralanacak olursa, bunların katı halden sıvı<br />
haline, sıvı halinden gaz haline geçiş derecelerinin<br />
arasında da bir kuralın bulunduğu açıktır.<br />
Ancak su molekülünün sıvı haline geçmesinin<br />
-99 C de değil 0 C de, gaz haline geçmesinin<br />
ise -91 C de değil + 100 C de olduğu açıktır.<br />
Su molekülünün yukarıdaki sıraya uymasının<br />
sebebi dipol oluşturmasından kaynaklanmak<br />
612 613