23.11.2016 Views

Tefekkür

tefekkur

tefekkur

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HÜCRE<br />

HÜCRE<br />

Bütün sistemlerin birden ortaya çıkması ve<br />

hesaplanmış olması gerekir. Aksi takdirde bir<br />

tanesi bile eksik olsa kendi içinde bir şehir gibi<br />

çok mükemmel yapıya sahip olan bu hücre<br />

kısa zamanda faaliyetini sürdüremez hale gelecektir.<br />

Bütün bu kompleks yaratılış mercek<br />

için olduğu gibi görme hadisesinin gerçekleşmişine<br />

sebep olan retinasından optik sinirine,<br />

göz bebeğinden kirpik kasına kadar diğer<br />

sistemler içinde geçerlidir. Yani göz merceğindeki<br />

bir tek hücrenin faaliyeti, bütün gözün<br />

ve hatta bütün vücut sistemlerinin faaliyet ile<br />

müm-kündür. Bütün bunlar ise Allahü teâlânın<br />

yaratması ile olur.<br />

“Ana rahminde döllenmiş yumurtaya (to-tipotent)<br />

denir ki, bu (herşeye dönüşebilme<br />

yeteneği olan hücre) anlamına gelir. Bu hücre<br />

döllenmeden bir kaç saat sonra iki eşit parçaya<br />

bölünür. İki totipotent hücre henüz ilim<br />

adamlarınca henüz bilinmeyen sebepler çerçevesinde<br />

ayrılıp, ferdi olarak gelişirler.<br />

Döllenmenin dört gün sonrasında bir kaç<br />

hücre bölünmesi gerçekleşir. Daha sonra bu<br />

hücreler farklılaşmaya başlayarak (blastosit)<br />

denilen içi boş bir hücreye dönüşürler. Blasto-sitte<br />

iki tip hücre vardır. Biri dış tabaka, biri<br />

de hücrenin içinde olan iç tabaka. Blastositin<br />

iki dış tabakasından dokuz ay boyunca bebeğin<br />

beslenmesini ve solunumunu sağlayacak<br />

plasenta ve ve koruyucu korion tabakası gelişir.<br />

İçteki hücre kümesine (pluripotent) hücreler<br />

denir. Bunun anlamı da çeşitli doku ve<br />

hücre tipine dönüşebilen hücre demektir.<br />

Daha sonra pluripotent kök hücreleri,<br />

mul-tipotent kök hücreleri denilen biraz daha<br />

özelleşmiş hücrelere dönüşürler. Kademe kademe<br />

bir nevi ihtisas ve uzmanlaşma safhası<br />

geçiren plutipotent hücreler, uzman hücreler<br />

haline gelirler. “Bir hücrede 200 bin çeşit protein<br />

vardır. Her proteinde de ortalama 100 adet<br />

aminoasit molekülü yer alır.<br />

Bütün canlılarda 20 değişik aminoasit vardır.<br />

Bu aminoasitlerin birbiriyle değişik şekilde siralanmasından<br />

proteinler oluşur. Amino asitler<br />

değişik atomların bir araya gelmesinden<br />

oluşan cansız şeylerdir. Fakat aminoasitler<br />

proteinleri meydana getirince birdenbire canlanmaktadırlar.<br />

Aminoasit molekülünün merkezinde bir karbon<br />

atomu yer almaktadır. 20 değişik aminoasitin<br />

100 lük birbirine benzeyen protein dizilişleri<br />

sayısı 20 üzeri 100 olmaktadır. Yani 20’nin<br />

önüne 100 sıfır konulunca meydana gelen<br />

sayı Bir benzetmeyle, herşey aminoasitler, kelimeler<br />

protein, cümleler hücre, organizma ise<br />

eserdir.” (Kozmostan Kuantuma - sayfa 247)<br />

Bir hücredeki bilgi birikimi 5x10 üzeri 9 bittir.<br />

Bu bilgiler (1000) bin ciltlik bir kitabı doldurur.<br />

Depolanan bilginin iletilme birimine (bit) denir.<br />

Bir virüse gerekli olan bilgi yaklaşık 10 bin bit,<br />

bir bakteri için gerekli olan 1 milyon bittir. Vücudumuzda<br />

100 trilyon hücre bulunur.<br />

İnsan beyninin bilgi kapasitesi yüz trilyon<br />

bittir. Bu ise yirmi milyon cilt kitap yapar.<br />

Hücreler de doğar, yaşar ve ölürler. Hücrelerin<br />

ömrü insan ömründen kısadır. Ölen hüc-reler<br />

yerlerine yenilerini bıraktıkları için hayat<br />

devam ediyor. Rabbimizin tayin ettiği ömre<br />

kadar.<br />

Tek bir hücrede sergilenen akıllara durgunluk<br />

veren kudret, muhteşem özellikler Allahü<br />

teâlânın sonsuz kudretinin göstergesidir.<br />

Hac suresi - 18 mealinde; “Görmedin mi ki,<br />

gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay<br />

ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan<br />

birçoğu Allah’a secde etmektedirler...”<br />

HÜCREDE KOD (DNA) SİSTEMİ<br />

Herkes bilir ki postakodu sistemi mektupların<br />

doğru adreslere en az hatayla, en kısa<br />

zamanda gitmesini sağlamak ve böylece insanlar<br />

arasındaki haberleşmenin verimliliğini<br />

arttırmak amacıyla uygulanır. Asıl ilgi çekici<br />

olan nokta ise yapılan araştırmaların, hücre<br />

içinde benzer bir mekanizmanın varlığını ortaya<br />

çıkarmasıdır.<br />

Howard Hughes Tıp Enstitüsü hücresel haberleşme<br />

alanındaki araştırmalarıyla tanınan<br />

merkezi bir kuruluştur. Enstitü başkanı P.W.<br />

Choppin hücredeki kodlama sisteminin ortaya<br />

çıkarılmasının modern biyolojinin en önemli<br />

buluşu olduğunu belirtmiştir. Choppin’e göre<br />

proteindeki kodlama moleküler bir barkod gibi<br />

hizmet vermekte. Böylece hücre içi haberleşme<br />

ve ulaşımının hızı bazı unsurları düzenlemektedir.<br />

(Mercek, Eylül-2002)<br />

Barkod sistemi aslında bize yabancı olmayan,<br />

günlük hayatta sık sık karşılaştığımız bir<br />

uygulamadır. Bu sistem yan yana dizilmiş paralel<br />

dikey çizgilerden oluşan kodlamanın bir<br />

lazer tarayıcı tarafından okunması esasına<br />

dayanır. Lazer tarayıcının bilgisayar ortamına<br />

aktardığı bilgiler, karmaşık işlemleri kolaylıkla<br />

halletmeğe imkân sağlar.<br />

Sonuç olarak BARKOD SİSTEMİ hayatımızı<br />

kolaylaştırmaya yönelik geliştirilen bir tasarım<br />

ürünüdür.<br />

Yeni sentezlenmiş bir proteinin hücrenin<br />

içinde endoplazmik retikulum bölümüne nasıl<br />

geçer?<br />

Öncelikle posta kodu SRP adı verilen moleküller<br />

bir parçacık tarafından okunur, proteindeki<br />

özel kodu çizen ve onunla birleşerek adeta<br />

bir rehber gibi yol gösterir.<br />

SRP parçacığı ile protein daha sonra endoplazmik<br />

retikulum zarı üzerinde bulunan kendilerine<br />

özel reseptör ve protein geçiş kanalına<br />

kenetlenir. Reseptörün bu şekilde uyarılmasıyla<br />

birlikte de zardaki kanal açılır. Bu safhada<br />

SRP parçacığı reseptörden ayrılır. Proteinler<br />

aminoasit zincirlerinin kurulup bölünerek üç<br />

boyutlu şekil almalarıyla meydana gelirler.<br />

Protein moleküllerinin endoplazmik retikulumun<br />

zarından geçmesi imkânsızlaşır.<br />

Zarın üzerindeki geçiş kanalı 0,000 000 002<br />

metre çapındadır. Ancak proteini üreten ribo-zom,<br />

proteini kıvrılmamış zincir şeklinde<br />

üretir. Zincir yapı poteininin zardan geçişi sağlar.<br />

Kanal kapanır. Kod bölümünün görevi sona<br />

erer. Enzimler sayesinde proteinden ayrılır.<br />

Bunun ardından protein bükülerek üç boyutlu<br />

hale gelir. Söz konusu durum mektubun<br />

alıcısına ulaştıktan sonra üzerinde posta kodu<br />

yazılı zarfın görevinin bitmesine benzer.<br />

Akıllara durgunluk veren nokta ise: Söz konusu<br />

enzimlerin proteinin üzerindeki yüzlerce<br />

benzer binlerce amino asitten hangisini kopartacaklarını<br />

bilmeleri ve bunu şuurlu yapmalarıdır.<br />

Bu ise ilahi hikmetler deryasından biridir.<br />

İnsan vücudunda 100 trilylon hücre vardır.<br />

Hücrelerin çekirdeğinde (alyuvarlar dışında)<br />

23 çift halinde toplam 46 kromozon bulunur.<br />

Kromozonların biri anneden, ötekiyse babadan<br />

gelir. “Karmaşık bir bilgisayarın 10 milyon farklı<br />

parçası olabilir. Ama beyinse en az 50 milyon.”<br />

HÜCRELERİN ÖLÜMÜ<br />

Leicester Toksikoloji Tıp Araştırma Konseyi<br />

Araştırması Prof. Genald Coher, “Vücudumuzdaki<br />

hücreler sürekli ölüyor. Hücrelerin çoğu<br />

kendini yok ediyor. Ölüme programlanmışlar<br />

ve buna (apoptosis) deniyor.<br />

Sağlıklı bedenlerde hücre sayısı değişmiyor.<br />

Her saniye milyonlarca hücre üretilirken, milyonlarcası<br />

da yok oluyor ya da kendi kendini<br />

yok ediyor. Bu süreçteki dengesizlik kanser ve<br />

parkinson gibi hastalıkları beraberinde getiriyor.<br />

406 407

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!