11.07.2015 Views

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİ4. SEYAHAT-GURBETŞeyhi Yunus’a kırk yıl seyahat etmesini emretmiş, o da tam kırksene gezip dolaştıktan sonra şeyhin dergâhına dönmüş. Ana Bacı’yı,yani şeyhinin zevcesini bularak döndüğünü, acaba şeyh efendininkendisine nasıl davranacağı ihtimalini sormuş, o da demiş ki: “Artıkşeyh efendi yaşlandı, gözleri görmüyor, yarın sabah namazında kapınınönüne uzanıp yat. Bastonuna dokununca şeyh kim olduğunu sorar.Ben de Yunus derim. Eğer bizim Yunus mu, diye sorarsa bil ki çilendolmuştur.Ertesi sabah denileni aynen yerine getiren Yunus şeyhin “bizimYunus mu?” sözünü işitince sevinçle doğrulup Tapduk’un elineayağına kapanmış <strong>ve</strong> artık şiirlerini söylemeye başlamış. 24Tasavvuf eğitiminde seyahatin önemli bir yeri vardır. Onlara<strong>ve</strong>rilen isimlerden biri de “seyyâhûn”dur. İlmi <strong>ve</strong> içtimai bakımdanfaydaları yanında seyahatin eğitici rolü daha önemlidir. İçinde yaşadığıtanıdık çevreden dost <strong>ve</strong> akrabadan uzaklaşıp, gurbetin yalnızlığına<strong>ve</strong> zorluklarına nefsi alıştırmak olgunlaşmanın bir parçasıdır. Ayrıcadünyanın fânîliği, ebedi yurdun âhiret olduğu daha iyi kavranır. Uzun<strong>ve</strong> yorucu yolculluklar nefisteki olumsuz yönleri ortaya çıkarır <strong>ve</strong>onların düzeltilme imkânı doğar. Şöhretten hoşlanan kişi gurbette buzevkinden mahrum olur. Dervişin kendini daha iyi tanıması, eksiklerinigörüp onları düzeltme yoluna gitmesi, ayrıca yeni hizmet imkânlarıbulması gibi sebeplerle tasavvufta seyahat iyi bir yoldur. Bu türseyahatlerin de bir takım âdabı <strong>ve</strong> erkânı var idi. 25Yunus’un şu beytinde “seyr ü sefer” hem maddi hem de mâneviseyahati çağrıştırır:Tâlib meseli ırmak, mürşid meseli deryâSeyr ü seferi hoş gör ummân bulasın bir gün24F. Köprülü, age., s. 269; Banarlı, age., I, 327.25Bk. Sühre<strong>ve</strong>rdi, Avârifü’l-Maarif, çev. H. K. Yılmaz-İ. Gündüz, s. 156 vd.,İstanbul 1989; M. Kara, Tasavvuf <strong>ve</strong> Tarikatlar Tarihi, s. 215 vd., İstanbul1985.O, seyahatle varılmak istenen amaçlardan birini gerçekleştirmişgörünür:Bu dünyaya gelen kişi âhir yere gitse gerekMisafirdir vatanına bir gün sefer etse gerekMaddi-manevi seyahatleri sonucu şu hakikati yakaladığıdüşünülebilir:Varlık çün sefer kıldı, andan dost bize geldiViran gönül nur doldu, cihanım yağma olsun.5. VELÎ KİMDİR?Yunus Tapduk’un kapısında senelerce hizmet etmiş olmasınarağmen kendisine bâtın âleminden bir şey açılmamıştı. O da başınıalıp gitti. Yollara düştü. Üzgün, endişeli dolaşıyordu. Bir gün birmağarada yedi ere rastladı. Onlarla arkadaş oldu. Her akşam biri duaeder, o dua bereketiyle bir sofra gelirdi. Bir gün dediler ki: “Sıra sende,şimdiye kadar bizden geçindin”. Yunus ürkek bir halde dua etti. “YaRab, benim yüzümü kara çıkarma. Onlar nasıl dua etmişse ben desana öyle yalvarmak istiyorum. Onların dualarında andığı zâtın yüzüsuyu hürmetine elimi açıyorum, beni utandırma” dedi. O akşam dahamükellef bir sofra geldi. Arkadaşları şaşırdı. “Sen nasıl dua ettin de bukadar güzel yemekler geldi?” Yunus “Önce siz söyleyin” dedi. onlar“Biz Tapduk’un kapısında otuz yıldır hizmet eden saf erin hürmetinediye dua ederiz” dediler. Bunu duyan Yunus hemen geri döndü.Kaldığı yerden hizmetine devam etti. 26Bu menkıbe bize tasavvuftaki “<strong>ve</strong>lî” kavramını hatırlattı. Velîkelimesi dost, yar, sevgili, eren, ermiş, allah dostu gibi mânâlara gelir.Kur’an’da “Dikkat edin, Allah’ın <strong>ve</strong>li kulları vardır, onlar için korku<strong>ve</strong> hüzün yoktur” buyrulur. (Yunus, 10/62). Veli kimdir? Velinin <strong>ve</strong>liolduğunu bilmesi caiz midir, değil midir diye tartışılmıştır. 2726Bk. M. Tatçı, age., s. 9, (Hüdâyî, Vâkıât-ı Üftâde’den naklen.)27Bk. Kuşeyrî, Risâle, çev. Süleyman Uludağ, s. 348, İstanbul 2003.2829

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!