YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİolmayıp, pratikte karşılığı olan bir tekliftir. Sevgi, yakın çevredenbaşlar, sudaki halkalar misâli gittikçe genişler. ınce yakınlarımızı, konukomşumuzu, şehrimizin insanlarını, nihâyet bütün milletimizi sevmeksöz konusudur. Yûnus tarzı eğitimin tezgâhından geçmiş insan sağlamkarakterli,komplekssiz <strong>ve</strong> kendinden emin bir kişiliğe sâhip olacağıiçin, başka milletten kimselerle de rahat <strong>ve</strong> sıcak ilişkiler kuracaktır.Böylece, şahsiyetini yitirmeden herkesi kucaklayan bir sevgi çemberihâlinde, kollarını bütün insanlığa açmasını bilecektirSONUÇAnadolu Selçukluları’nın sonu ile Osmanlı Devleti’nin kuruluşyıllarında yaşayan Yûnus Emre, bu geçiş döneminde Türk Milleti’nininanış <strong>ve</strong> mâneviyat hayâtını mayalayan şahsiyetlerden biridir. O,Ahmed Yesevî ile başlayan, halk diliyle tasavvuf edebiyâtının en üstünşâiridir.Türkler’in İslâmiyet’i benimsemesinde mühim rolü olan tasavvufdüşünce <strong>ve</strong> inanışının, Yûnus devrinde Anadolu’da yaygın <strong>ve</strong> etkiliolduğu görülür. Bu inanışta, İslâm dîninin içinde erimiş halde eski Türkhayâtından bir takım izler de yer alır. Dinamizm, yapıcılık <strong>ve</strong> hoşgörü,o devir tasavvufunun başlıca özellikleri sayılır.Tasavvuf düşüncesi içinde ilâhî aşk önemli bir yer işgal eder.Kökleri Kur’an <strong>ve</strong> hadislere dayanan bu görüş, mutasavvıflar elindeişlenerek son derece <strong>ve</strong>rimli bir hâle sokulmuştur. Aşk, tasavvufunamacı olan Allah’a kavuşmayı en kısa yoldan sağlayan bir vâsıtadır.Yûnus Emre de ilâhî aşk duygusunu en başarılı şekilde terennüm edensûfî şâirlerden biridir.Yûnus’a göre aşk ezelîdir, yaradılışın sebebebidir <strong>ve</strong> bütün cihânıkaplamış vaziyettedir, ondan daha değerli bir şey yoktur. <strong>Hak</strong> âşıklarısağlam karakterli, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> mânen çok güçlüdürler. Çünkü sağlambir yere dayanmış durumdadırlar. O halde buna tâlib olmalıdır. Nevar ki âşıklık da bir istîdat işidir, aşk sarhoşluğu kuralları zorlayabilir,o bakımdan âşıkların hâlini en iyi âşık olanlar bilir. Aşk duygusununhâsıl ettiği iç dinamizm hiçbir şeyle ölçülemez. Aşk insandaki144145
YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİsonsuzluk özlemine en iyi şekilde cevap <strong>ve</strong>rir, nâmütenâhiye doğrukanatlanışı sağlar.<strong>Hak</strong> âşıkı, ebediyen yenidir, “hergiz solmayan” bir gül gibidir.Aşk kanatları üzerinde, sonsuz olan Tanrı varlığına doğru yol almaktaolan âşık, her an yeni bir tecellî, yeni bir fetih, yeni bir ufukla karşıkarşıyadır. Her dem âdetâ yeniden doğmakta olduğundan, dâimâtâzedir. Monotonluktan eser taşımaz, ondan hiç usanılmaz. Yûnus›taolduğu gibi, bu tâzelik onların eserlerinde bile devam eder.Yüksek bir ruh hâli yaşayan <strong>ve</strong> iç dünyâsı dolup taşan âşıkınhâlinden herkes anlayamacağı için tenkid edenler çıkarsa da, Yûnus butürlü kınayışlara aldırmaz. O bir <strong>Hak</strong> delisidir <strong>ve</strong> önemli olan da <strong>Hak</strong>katındaki de-ğeridir. Bütün arzûsu <strong>Hak</strong>k’ın cemâlini temâşâ etmektir.Bu ateş onu yakıp kavuruyorsa da, o bundan şikâyetçi değil memnundur.Dermânın da ötesinde “şîrin bir dert” tir bu. İlim <strong>ve</strong> akıl yoluyla buhâli idrâk etmek imkânsızdır. Esâsen aşk, ehil olmayana anlatılamaz.Yüzmesini bilmeyen denize girmemelidir. Yûnus gerçek bir <strong>Hak</strong>âşıkıdır. O, Allah sevgisini terennüm etmiş fakat bunu anlamayan halkyığınları onun “göz ü kaş” tan bahsettiğini sanmışlardır.Bir çok mutasavvıflar gibi, Yûnus da Allâh’a vuslat vâsıtası olarakaşkın ilimden üstün olduğunu kabul eder. Ayrıca, ona göre aşksız îmantaş misâli kurudur. Allah aşkı gönülleri mum gibi yumuşatır.Aşkın hâsıl ettiği en mutlu sonuçlardan biri de, insanı ikiliktenkurtarıp gerçek tevhîde ulaştırmasıdır. Aşk, hâkîkî Mâşuk olanAllah’tan gayri her şeyi değersiz kılacağı için, netîcede sâdece Allahkalacaktır. Dînin istediği de bu değil midir? Âşık için ölüm de yoktur,çünkü <strong>Hak</strong>k’ın cemâlini gören, ebediyyen ölmez. Âşık, bir bakımazamânı aşmış, zamânın üstüne çıkmıştır, “Canlar cânını” bulmuştur.Üstün ahlâk da aşkla gerçekleşir. Çünkü aşk gönül kirlerini deyıkayıp temizler. Kılavuzu aşk olan, dedi kodu ile uğraşmaz, eksiknoksan aramaz, hiç kimseyi yabancı görmez. Aşk denizine dalan ölür,fakat bu yeni bir dirilişe yol açar. Aşk gelince cümle eksikler biter.Aşık kişi noksanlıklardan boşalır, olgunlukla dolar.Aşk, en önemli mânevî eğitim aracıdır. Aşkın gücü ile insanınyaradılışında mevcut menfî unsurlar müsbete döner. Yûnus “Ben hamidim aşk pişirdi”, “Karayı aktan seçer oldum” der <strong>ve</strong> aşk dâvâsı kılankişinin hırs, hevâ, kibir, gurur gibi kötü hasletlerden uzak kalacağınıbelirtir.Âşık, menfaatsiz <strong>ve</strong> yüksek seviyedeki kulluk anlayışını benimseyenkimsedir. Dünyevî <strong>ve</strong>yâ uhrevî herhangi bir çıkar gütmeksizin Allâh’ayönelmek aşkla mümkün olur.“Her kim âşık olmadı benzer kuru ağaca” diyen <strong>ve</strong> “Bir zerre aşkınodu kaynatır denizleri” sözleriyle de, ilâhî aşk duygusunun insandakiâtıl <strong>ve</strong> potansiyel vaziyette bekleyen güçleri faal hâle getirerek müsbetyönde geliştiren tılsımlı bir vâsıta olduğunu dile getirmek ister.Yûnus’un en başarılı <strong>ve</strong> etkili yönlerinden biri de, onun insan sevgisine<strong>ve</strong>rdiği önemdir. İslâm dîninde, özellikle tasavvuf düşüncesinde insanalabildiğine yüceltilmiş, hattâ “insân-ı kâmil” motifiyle o, kâinâtınekseni kabul edilmiştir. Yûnus’ta insan sevgisinin temeli, yine Allahsevgisine dayanır. Ona göre: “<strong>Hak</strong>k’ı gerçek se<strong>ve</strong>nlere cümle âlemkardaş gelir.” Çünkü insanın “aslı yüce yerdedir.” Âşık kişinin yetmişiki millete kurban olması gerekir. Herhangi bir ayırım yapmaksızın,herkese iyilik <strong>ve</strong> yardım elini uzatmalı, kötülüğe iyilikle mukabeleetmelidir. Kimseye zarar <strong>ve</strong>rmemeli, kalb kırmamalı, hattâ «gönüllerdeiğ” bile olmamalıdır.“Benim işim sevi için” diyen Yûnus, kimseyi küçük görmemekgerektiğini, “Cümle yaradılmışa bir gözle” bakmak lâzım geldiğinibelirtir. Ona göre gönül Kâbe’ den daha değerli olduğundan, gönülyıkanın ibâdetleri de fazla kıymet taşımaz.İnsan sevgisi sâdece lâftan <strong>ve</strong> nazariyattan ibâret değildir, meselâyardımse<strong>ve</strong>rlik şeklinde kendini göstermelidir.“Yiğit iken ölenlere” içinin yandığını belirten Yûnus “Beri gelbarışalım yâd isen bilişelim” çağrısıyle 700 yıldan beri herkesidostluğa, barışa, tanışıp anlaşmaya dâ<strong>ve</strong>t edip durmaktadır.Onun sevgi dolu bu sıcak söz <strong>ve</strong> davranışları, yaşadığı çağdanîtibâren Anadolu’da <strong>ve</strong> çeşitli Türk bölgelerinde tesîrini göstermiş,özellikle milletimizin mânevî hamurunda bir maya vazîfesi görmüştür.146147