11.07.2015 Views

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİİşte tasavvuf hareketi, özü îtibariyle, bilhassa böyle gizli içtehlikelere dikkati çekerek onlara kapılmamanın yollarını öğretipuygulatmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, tasavvufmensupları içinde, her sâhada olduğu gibi, özü <strong>ve</strong> esas amacı unutarakşekilciliğe saplanıp kalanlar eksik değildir. Konu tasavvuf oluncadurum daha da vahim demektir; özü bir yana bırakıp şekille yetinmek,hem büyük bir çelişkiye düşmek hem de kendini aldatmak olur.Yûnus Emre’de bu iç çelişkiye dikkati çeken bir çok ifâdeyerastlarız. Bilindiği gibi Yûnus Emre, tasavvufun zuhûrundan beş asırsonra hicrî VII/ milâdî XIII.yüzyılda yaşamış büyük bir sûfi şâirimizdir.Aradan yediyüzyıl geçmiş olmasına rağmen, söyledikleri tâzelik <strong>ve</strong>güzelliğini korumaktadır. Şekil dervişlerine Yûnus şöyle seslenir:Ey bana iyi diyen adımı sûfi koyanAceb sûfi mi olur hırka ile tâc giyenBaşıma tâc urundum halka sûfi göründümDışıma hırka giyindim içim bir kuru kovan 127Târihimizde olgun <strong>ve</strong> iyi bir dindar olmak amacıyla tasavvufyoluna girene “sûfi” <strong>ve</strong>yâ “derviş” denirdi. Her zümrede olduğu gibi,tasavvuf mensupları da kılık kıyâfetleri ile ayrılırdı. Tasavvufun kesinşartı olmamakla berâber, özel “hırka” <strong>ve</strong> başa giyilen, “tâc” denenbaşlıkla bu zümre mensupları, halk arasında tefrik edilirdi. Hattâ butürlü kılık kıyâfet, <strong>Halk</strong>ın saygı <strong>ve</strong> sevgisine yol açardı. Ama bunlarnihâyet bir şekil <strong>ve</strong> vâsıtadan ibârettir, esas olan iç olgunluğudur, içibir “kuru kovan” gibi <strong>ve</strong>rimsiz <strong>ve</strong> boş olduktan sonra, dış görünüşünfaydası olmaz. Yûnus’un dediği gibi:Dervişlik dedikleri hırka ile tâc değilGönlün derviş eyleyen hırkaya muhtâc değil127Yûnus Emre’ye âit şiirler Abdülbâki Gölpınarlı’nın Yûnus Emre <strong>ve</strong> Tasavvuf(İstanbul 1961) isimli esrinin muhtelif sayfalarından alınmıştır.Hırkanın ne suçu var sen yoluna varmazsanVargıl yoluna yürü er yolu kalmaç değil.Yûnus’a göre dış görünüş <strong>ve</strong> halkın aşırı rağbeti, insan için bir tuzakolabilir:Görenler elim öper tâc ü hırkama bakarŞöyle sanırlar beni zerrece günah etmezGörenler sûfi sanır selâm <strong>ve</strong>rir utanırAnca iş koparaydım el eriben güç yetmez.Tasavvufta olgunlaşma <strong>ve</strong> <strong>Hak</strong>k’ı her an hatırında tutma yollarındanbiri de Allâh’ın isimlerini anmak (zikir) <strong>ve</strong> O’nun şânının yüceliğiniifâde eden kelimeleri tekrarlamak (tesbih)tir. Ne var ki bu işinşuurlu biçimde yapılması, gönlün <strong>ve</strong> bütün iç duyguların bu faaliyetekatılması esastır. Aksi halde kişi kendini <strong>ve</strong> çevresini aldatmaktan ötebir iş yapmamış olur. Yûnus öyle diyor:Bu dilim zikir söyler gönlüm fesat fikreylerGit böyle mi zikreyler <strong>Hak</strong>k’ı aşk ile se<strong>ve</strong>nSûfiyim halk içinde tesbih elimden gitmezDilim ma’rifet söyler gönlüm hiç kabûl etmez.İnsanın içi ile dışı arasındaki bu uyumsuzluğun dînî terimleifâdesine “münafıklık” denir. Yûnus ise, böyle bir durumu dindeğiştirmekle eşdeğerde görür:Dışım derviş içim boş dilim tatlı sözüm hoşİllâ benim ettiğimi dînin değşiren etmezFakat zararın neresinden dönülse kârdır. Taklitçilik <strong>ve</strong> özentiyle158159

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!