11.07.2015 Views

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİiçinde üzerine düşeni yapmak şeklinde tezâhür edecektir. Bu duygulariçinde gönlü, göğsünde bir kor parçası gibi yanan insan, basit bir “kuruağaç” gibi ateşe atılmak zilletinden kurtulacak, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> feyizliolacaktır.Bütün bu işler kolay değildir. İnsanın önünde maddî manevî, sıradağlar gibi nice engeller çıkacaktır. Fakat Yûnus hep ümit doludur.İçimizdeki aşk <strong>ve</strong> şevk pınarını harekete geçirmişsek aşamıyacağımızengel yoktur. Yûnus’un <strong>ve</strong>rdiği şu basit fakat çarpıcı örnek dikkatçekicidir:Dağ ne kadar yüksek ise yol onun üstünden aşarYûnus Emrem yolsuzlara yol gösterdi vü hoş eder 123İnsanda mevcut potansiyelin harekete geçmesi, çok farklı sebep<strong>ve</strong> usullerle olabilir. Vâsıtalar <strong>ve</strong> rehberlikler herkese eşit derecedetesir etmeyebilir. Mühim olan, kendisine uygun tarz <strong>ve</strong> kaynağıyakalayabilmektir. Bu pedagojik gerçeği Yûnus şöyle dile getirir :Ağız ağızdan kutludur ola ki sözünüz tutaBen yüzbin yıl söyler isem sözüm kulağına girmez 124Yûnus bir ummandır, ondan bir kaç hikmet damlası sunmayaçalışırken, yine ona kulak <strong>ve</strong>relim <strong>ve</strong> sözü fazla uzatmayalım :Onsuz sözün gör nedir çok söz hayvan yüklüdürÂrife bir söz yeter tende gevher var ise 125123Dîvan, 71.124Dîvan, 80.125Dîvan, 138.EK: 2YÛNUS’UN DİLİYLE ŞEKİLCİLİKTEN ÖZE DÖNÜŞ 126(*)İnsanoğlunun çok karmaşık bir yapısı vardır. O, hem iyiliğe hem dekötülüğe el<strong>ve</strong>rişli bir vasfa sâhiptir. Din, insanı iyiye <strong>ve</strong> güzele çağıranilâhi nizamdır. İslâm dîni içerisinde, hicretin ikinci asrından îtibârenortaya çıkan “tasavvuf” hareketi insanın yaratılışında mevcud olan buiyi-kötü mücadelesinden muzaffer çıkabilmek için bir takım usullergeliştirmiştir. Tasavvufun amacı, aynen dinde olduğu gibi “tevhid” dir.Bir başka söyleyişle insanın “kul”, Yüce Allâh’ın “Rab” olduğunugönüllere perçinlemek, O’nun hâkimiyet <strong>ve</strong> kudretinin her yerde cârîbulunduğunu idrâk ettirerek insan yaşayışını bu anlayışa göre tanzimetmektir.Fakat bu kolay bir iş değildir. İnsanın benliği, kibri, gurûru,kısacası “nefs”i vardır. Nefs eğitilmediği takdirde, gerçek tevhîdeaykırı olarak, bir takım gizli ilâhlar edinmesi işten bile değildir. Mevki<strong>ve</strong> makam hırsı, zenginlik ihtirâsı, övülmek <strong>ve</strong> beğenilmek duygusubu “ilâh”lardan bâzıları sayılır. Bunların peşine şuursuzca takılarakonların esîri olan insan, zamanla gerçek ma’bûd olan Allah’la kendiarasında bir takım aşılması zor perdeler koymuş demektir. Kur’ân-ıKerim bu husûsa şöyle dikkati çeker: “Hevâ <strong>ve</strong> he<strong>ve</strong>sini tanrı edinenigördün mü?” (Furkan 25 / 43)126 (*)Diyânet Aylık Dergi, sayı: 8’de çıktı; Ağustos 1991.156157

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!