11.07.2015 Views

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİAraştırıcılar, biri “dînî”, öteki “felsefî” olmak üzere iki nevimistisizmden bahsederler. Çeşitli mistisizm nevîlerini içine alacakşekilde yapılacak târiflerden biri şudur: “Mistisizm insanın rûhî <strong>ve</strong>ahlâkî bakımdan yükselmesini hedef alan bir hayat felsefesidir <strong>ve</strong>belirli pratik hareket <strong>ve</strong> ibâdetler vâsıtasıyle gerçekleşir. Bu hareketlerzaman zaman Yüce <strong>Hak</strong>îkat’te yok olma şuuruna <strong>ve</strong> onu “aklen değilzevkan” bilmeye ulaştırır. Bunların netîcesi, rûhî saâdettir. Gündelikdille onun gerçeklerini anlatmak zordur. Çünkü bunlar mâhiyetitibâriyle derûnî <strong>ve</strong> şahsîdirler.” 45Her din gibi İslâm dîninde de bir mistisizm vardır. İslâm dîninehas mistisizmin adına “Tasavvuf” denir. Dinlerin <strong>ve</strong> felsefî sistemlerinortak özelliklerinden bir tânesi de mistisizm olmakla berâber, bütünmistik cereyanlar aynı şey demek değildir. Mistisizm her dînin temeldüşüncesi doğrultusunda gelişme göstermiş, dolayısıyle mistik akımlararasında farklar meydâna gelmiştir. Meselâ Batı mistisizmi ile İslâmtasavvufu arasındaki farklardan bâzıları şöyledir:Mistisizmde pasiflik <strong>ve</strong> metodsuzluk hâkimdir. Yâni kişinin istîdât<strong>ve</strong> yaradılışının bu işe el<strong>ve</strong>rişli olması kâfîdir. Ayrıca çalışma <strong>ve</strong> gayreteihtiyaç yoktur. Düzenli bir rehber-öğrenci ilişkisi söz konusu olmadığıgibi, teknik kaideler <strong>ve</strong> yardımcı unsurlar da bulunmamaktadır.Tasavvufta ise istîdât ilk şart olmakla berâber, öğretici bir rehbereteslîmiyet, iç <strong>ve</strong> dış temrinler, âdap <strong>ve</strong> erkâna riâyet gibi hususlarvardır. 46Tasavvuf, İslâmiyet’in kaynaklarından hareketle, dînî prensiplerinkonu ile ilgili yönlerini inceleyen, derinleştiren; bunları hayat kaidesihâline getirip başkalarına da aktarma yollarını gösteren bir faâliyettir.Bir başka ifâde ile tasavvuf, Kur’an <strong>ve</strong> Hadislerde yer alıp da insanınmistik yönüne <strong>ve</strong> gönül terbiyesine işâret eden, maddenin <strong>ve</strong> dünyânıngeçiciliğini işleyen, kalbî davranışları esas alan kaidelerin değişikyorumlarından ibâret bir ahlâk <strong>ve</strong> tefekkür sistemidir. Tasavvuf her45Ebu’l-Vefâ et-Teftâzânî, “İslâm Tasavvufuna Giriş”, çev. Mehmet Demirci,DEÜ. İlahiyat Fakültesi Dergisi, III, 220, İzmir 1986.46Bk.Mustafa Tahralı, “Fransız Müslüman Abdülvâhid Yahyâ’nın (René Guénon)Eserinde Tasavvuf Mistisizm Farkı”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Ekim 1981şeyden ev<strong>ve</strong>l bir gönül terbiyesidir. Gönül de insanda bulunduğu içintasavvufun konusu insandır. Gayesi ise, onun kalbî yönünü eğiterekolgunlaştırmaktır. 47Gerçekte tasavvufun ne olduğu ancak “hâl edinerek” yâni bizzatyaşanarak anlaşılabilir. Bununla berâber, bu yolun mensuplarıtarafından bâzı târifleri de yapılmıştır. Bunlardan biri şöyledir:“Tasavvuf, <strong>Hak</strong>k’ın seni senden öldürmesi, kendisi ile diriltmesidir.”Yâni kişinin zaaflarından, benliğinden <strong>ve</strong> beşeriyetinden sıyrılarak,üstün bir yaşayışa, âdetâ ilâhî bir hüviyete yükselmesi, kendisindenfânî <strong>Hak</strong>’la bâkî olmasıdır. 48Tasavvuf ilâhî ahlâkla ahlâklanmak demektir. Tasavvuf bencilliktenkurtulup diğergâm olmaktır, kendinden çok başkalarını düşünmektir.Bir başka ifâdeyle:Tasavvuf yâr olup bâr olmamaktırGül-i gülzar olup hâr olmamaktır. 49Yâni herkese dost olmak, kimseye yük olmamak, gül bahçesiningülü olmak, fakat diken olmamaktır.Ne var ki bu, çok defa yanlış anlaşıldığı gibi, pasif bir hayat tarzıdemek değildir. Üstün bir ahlâka sâhip olmak, hep <strong>ve</strong>rici olmak,cömert olmak demektir. Cömertlik her ne kadar bir gönül zenginliğiise de, maddî tezâhürü için varlıklı olmağa da ihtiyaç duyulmaktadır.Onun için iyi bir iş sâhibi olmak, mal mülk kazanmış olmak da gerekir.Tasavvuf ehli deyince umûmiyetle bir köşeye çekilmiş, münzevî,hayattan kopuk, toplumla alâkasını kesmiş tipler hatırlarız. Böylesianlayış, tasavvufun îcâbı değildir. “El işte gönül <strong>Hak</strong>’ta olmak” esastır.İşin bu noktasında bir dengeyi iyi kurmak gerekir. Tasavvufun47Mustafa Kara, Tasavvuf <strong>ve</strong> Tarikatler Târihi, 18, İstanbul 198548Çeşitli Tasavvuf târifleri için bk. Kuşeyrî, Risâle, 216 vd. Kahire 1386/1966, terc.Süleyman Uludağ, 391 vd. İstanbul 197849Dede Ömer Rûşenî’nin manzûmesinin tamâmı için bk. M.Z. Pakalın, OsmanlıTârih Deyimleri <strong>ve</strong> Terimleri Sözlüğü, III, 41741

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!