11.07.2015 Views

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

Yûnus'ta Hak ve Halk Sevgisi 'nin yayın hakları ... - Eskişehir Valiliği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİYÛNUS’TA HAK <strong>ve</strong> HALK SEVGİSİHoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin senMerdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin senderken Şeyh Galip işte bunu hatırlatır: Ey insan oğlu, kendini iyitanı, alıcı gözle bak, göreceksin ki sen âlemin özüsün. Sen kâinâtıngöz bebeği olan insansın. Bunun kıymetini bil <strong>ve</strong> onun şânına uygunbir hayat sür.Yaradılışımızdaki en güçlü hislerden biri sevgidir. Sevgininyöneltileceği ikinci önemli obje de insan olacaktır. Hayvanlar da sevgidilinden anlar. Fakat sevginin bu dünyâda asıl muhâtabının insanolması akla daha yakındır. Başta söylemiştik, bütün kâinat sevginineseridir.Sevgiye bîgâne olabileck bir zerre bile yoktur. Mâdemki her şey<strong>Hak</strong>k’ın eseridir, O’ndan bir iz taşımaktadır, bütün kâinâta sevgigözüyle bakmak îcap eder. Bunların hepsi doğrudur, güzel tesbitlerdir.Fakat varlıklar içinde insanın müstesnâ bir yeri olması dolayısıylesevgiden en büyük payı onun alması tabiîdir. Zîrâ sevgi, en çok tesîriinsan üzerinde icrâ eder.İnsan “gönül” sâhibidir. Gönül bütün yüceliklerin kendindetoplandığı yerdir. Gönül nazargâh-ı ilâhî’dir. Nihâyet gönül, sevginincoşup taştığı yer olduğu gibi, aynı zamanda girip yerleşeceği, kararkılacağı mahaldir. O bakımdan sevginin dilinden en iyi anlayaninsandır.İslâm Dîninde özellikle tasavvuf düşüncesi, insanı alabildiğineyüceltmiş, hattâ «insân-ı kâmil” motifiyle onu kâinâtın ekseni kabuletmiştir. Dindeki ahlâkî öğütlerin büyük bir bölümü anne baba,komşuluk, akrabâlık münâsebetleri, zayıfları gözetme gibi insanilişkileri üzerinde yoğunlaşmıştır. Dolayısıyle insan sevgisi noktasındaodaklaşmış sayılır. “İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır.”ifâdesi bir Peygamber sözü olarak zikredilir. 85 Bilhassa tasavvuf erbâbıbu öğütleri bir hayat kaidesi hâline getirip tatbik etmişlerdir. Bu85Bk. Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 101.yüce duygunun muhâtabı sâdece insanlar olmamıştır. Nicholson’ındiliyle söylersek: “Müslüman evliyâ menkıbeleri, hor görülen köpekdâhil hayvanlara, kuşlara hattâ böceklere karşı gösterilen merhamethikâyeleri ile doludur.” 86Meselâ muhabbet <strong>ve</strong> Allah’tan ümit kesmeme (recâ) gibi konularişlenirken; toplumun hor <strong>ve</strong> hakir gördüğü, yaşayış <strong>ve</strong> davranış itibariylegerçekten düşük seviyede olan, fakat “zavallı” diyebileceğimiz basitinsanlara bile sevgi, şefkat <strong>ve</strong> hoşgörüyle yaklaşmak gerektiğinitelkin eden menkıbelere, mûteber tasavvuf kaynaklarında bile bolcarastlanır. 87Aslında bütün varlıklara karşı gösterilen bu sevginin asıl kaynağıAllâh’ın sevgisidir. Bâyezid Bistâmî öyle der: “Allah bir insanı sevdiğizaman, bunun belirtisi olarak ona üç sıfat ihsan eder: Deniz gibicömertlik, güneş gibi sıcaklık, toprak gibi tevâzu.” Her şeyi kucaklayanbu yüksek hasletler en belirgin şekilde insan sevgisi olarak kendinigösterecektir. İşte İslâm sûfilerince temsil <strong>ve</strong> tatbik edilen bu anlayışıntârihimiz <strong>ve</strong> kültürümüz içerisindeki en büyük temsilcilerinden biriside Yûnus Emre’dir. Yûnus’un büyüklüğü, eşsiz bir şâir oluşununyanında, taşıdığı insancıl hüviyetinden gelir.Batı’da kökü çok eskilere dayanan <strong>ve</strong> insanın değeri noktasındaodaklanan Hümanizm cereyanı, değişik devir <strong>ve</strong> bölgelerde farklıyorumlara sâhip olmuş, ama hep teoride kalmıştır. Yûnus’ta <strong>ve</strong>benzerlerinde ise insan sevgisi sâdece sözde değil bizzat hayâtıniçindedir. Özellikle Yûnus Emre, çeşitli hümanizm teorilerini geliştiren<strong>ve</strong> bugünkü medeniyetin öncüleri olan milletlerin birbirini din, mezhep,ırk ayrılığı yüzünden boğazladıkları bir devirde, bütün insanların eşitolduklarını, hakîkî olgunluğun “yetmiş iki millete aynı gözle bakmak”sûretiyle gerçekleşeceğini terennüm etmiş kimsedir. 8886Nicholson, İslâm Sûfileri, çev. Komisyon, 93, Ankara, 1978.87Bk.Kuşeyri, Risâle, 109 (Recâ bahsi); terc. 232-23388Bk. Mümtaz Turhan, “Yûnus Emre’den Kalan”, Türk Yurdu Dergisi YûnusEmre Özel Sayısı, Ocak 1966.118119

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!