12.04.2023 Views

Protesto Eylemi_

Peki, ya imparatorun insanları kılıcıyla Kilise’nin buyurduğu ve sırf Kilise buyurduğu için gerçek inanç olarak farz ederek o inancı benimsemeye mecbur bırakma hakkına ne demeli? Bu da çürütülmüş ve ıskartaya çıkarılmış bir düşüncedir. Öyleyse Protesto’da sakince ortaya konan ilke, bu çift yüzlü zorbalığın bütün kirli yanlarını gözler önüne sermiştir. Başpiskoposun kürsüsü ve imparatorun kılıcı yok olup gider; onların yerini vicdan alır. Fakat Protesto, vicdanı kendi metresine bırakmaz; vicdan kendince işleyen bir kanun değildir. Protesto’nun Efendisi olan O’na karşı bir anarşi-isyanı vardı. Protesto, İncil’in vicdanın kanunu olduğunu ve İncil’I Efendimizin tek başına yazdığını bildirir. Bu yüzden dümenini birbirine zıt iki tehlike arasına kıran, bir eliyle anarşiden, diğer eliyle zorbalıktan uzak duran Protestanlık, ulusların gözleri önüne gerçek özgürlük bayrağını açarak ortaya çıkmaktadır. Özgür olmayı isteyen herkes o bayrağın etrafında toplanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Speyer protestosu, dini özgürlük, püriten, kilise, almanya, gelenek, mabet, hacılar, yeni ingiltere, antik çağ, hristiyanlık, kefaret, yalnız inanç, yalnız mesih, wesley, huss, waldenses, jerome, calvin, luther, wycliffe, knox, piskopos

Peki, ya imparatorun insanları kılıcıyla Kilise’nin buyurduğu ve sırf Kilise buyurduğu için gerçek inanç olarak farz ederek o inancı benimsemeye mecbur bırakma hakkına ne demeli? Bu da çürütülmüş ve ıskartaya çıkarılmış bir düşüncedir. Öyleyse Protesto’da sakince ortaya konan ilke, bu çift yüzlü zorbalığın bütün kirli yanlarını gözler önüne sermiştir. Başpiskoposun kürsüsü ve imparatorun kılıcı yok olup gider; onların yerini vicdan alır. Fakat Protesto, vicdanı kendi metresine bırakmaz; vicdan kendince işleyen bir kanun değildir. Protesto’nun Efendisi olan O’na karşı bir anarşi-isyanı vardı. Protesto, İncil’in vicdanın kanunu olduğunu ve İncil’I Efendimizin tek başına yazdığını bildirir. Bu yüzden dümenini birbirine zıt iki tehlike arasına kıran, bir eliyle anarşiden, diğer eliyle zorbalıktan uzak duran Protestanlık, ulusların gözleri önüne gerçek özgürlük bayrağını açarak ortaya çıkmaktadır. Özgür olmayı isteyen herkes o bayrağın etrafında toplanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Speyer protestosu, dini özgürlük, püriten, kilise, almanya, gelenek, mabet, hacılar, yeni ingiltere, antik çağ, hristiyanlık, kefaret, yalnız inanç, yalnız mesih, wesley, huss, waldenses, jerome, calvin, luther, wycliffe, knox, piskopos

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Protesto</strong> <strong>Eylemi</strong><br />

Şeytan Katolik Kilisesi aracılığıyla insanları Tanrı’ya itaatten uzaklaştırırken kendi işini<br />

gizliyordu. İnsanlar bu etkinliği izleyip köküne inerek sefaletin kaynağı bulamadılar. Bunun<br />

yerine Fransız Devriminde Tanrı’nın yasası Ulusal Meclis tarafından açıkça bir kenara<br />

atıldı. Ondan sonra gelen Dehşet Döneminin sonuçları da herkes tarafından görüldü.<br />

Adil ve doğru bir yasanın çiğnenmesi yıkımla sonuçlanır. Kötü olanın zalim gücünü<br />

engelleyen Kutsal Ruh’un kontrolü büyük ölçüde kaldırıldı. İnsanları sefalete sürüklemekten<br />

zevk duyan Şeytan’ın isteğini yerine getirmesine izin verildi. İsyanı seçmiş olanlar, onun<br />

meyvelerini topladılar. Ülke suçlarla doldu. Yağmalanan bölgeler ve yıkılan kentlerden acı<br />

haykırışlar yükseldi. Fransa sanki bir deprem olmuş gibi sarsılıyordu. İnanç, yasa, toplum<br />

düzeni, aile, devlet ve kilise, Tanrı’nın yasasına karşı kalkan küstah elin indirdiği darbeyle<br />

parçalandı.<br />

Dipsiz derinliklerden yükselen küfürbaz güçle kıyıma uğrayan Tanrı’nın sadık tanıkları<br />

fazlaca sessiz kalmayacaktı. “Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanrı’dan gelen yaşam<br />

soluğunun bedenlerine girmesiyle ayağa kalktılar. Onları görenler dehşete kapıldı”<br />

(Esinleme 11:1 1). 1793 yılında Fransız Meclisinde Kutsal Kitap bir kenara atılmıştı. Üç<br />

buçuk yıl sonra bu hükümleri geri alan bir karar aynı meclis tarafından kabul edildi. İnsanlar<br />

erdemin ve ahlakın temeli olarak Tanrı’ya ve O’nun Sözüne imanın gerekliliğini gördüler.<br />

‘İki tanık’ hakkında şöyle deniyor: “İki peygamber gökten gelen yüksek bir sesin,<br />

“Buraya çıkın!” dediğini işittiler ve düşmanlarının gözü önünde, bir bulut içinde göğe<br />

yükseldiler” (Esinleme 11:12). ‘Tanrı’nın iki tanığı’, eskiden hiç olmadığı kadar<br />

onurlandırılıyordu. 1804 yılında İngiliz ve Yabancı Kutsal Kitap Kurumu oluşturuldu (Bible<br />

Society). Bunları Avrupa kıtasında benzer kuruluşlar izledi. 1816 yılında Amerikan Kutsal<br />

Kitap Kurumu kuruldu. Kutsal Kitap o zamandan beri yüzlerce dile ve lehçeye çevrildi.<br />

(Ek’e bkz.)<br />

1792 yılından önce, dünya müjdeciliğine az önem veriliyordu. Ama on sekizinci yüzyılın<br />

sonuna doğru büyük bir değişim oldu. İnsanlar salt akılcılıktan tatmin olmamaya başladılar;<br />

tanrısal esinlemenin ve deneysel inancın gerekliliğini fark ettiler. O dönemde dünya<br />

müjdeciliği eşsiz bir gelişim gösterdi. (Ek’e bkz.)<br />

Matbaanın gelişmesi Kutsal Kitap’ın dağıtımını hızlandırdı. Eski önyargının, ulusal<br />

ayrımcılığın ve laik gücün zayıflamasıyla Tanrı’nın Sözüne yol açıldı. Kutsal Kitap yer<br />

kürenin her yanma taşındı.<br />

Tanrıtanımaz Voltaire şöyle demişti: “İnsanların, Hıristiyanlığı on iki adamın kurduğunu<br />

söyleyip durmasından bıktım. Tek bir adamın onu yıkabileceğini kanıtlayacağım.” Kutsal<br />

Kitap’a karşı başlatılan savaşa milyonlarca kişi katıldı. Ama O’nu yok edemediler.<br />

Voltaire’in zamanında yüz nüsha varsa, şimdi yüz bin nüsha var. Eski bir Reformcunun<br />

dediği gibi, “Kutsal Kitap birçok çekici eskiten bir örs gibidir.”<br />

109

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!