25.03.2016 Views

turkiye_iklim_degisikligi

turkiye_iklim_degisikligi

turkiye_iklim_degisikligi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 6. BİLDİRİMİ<br />

121<br />

Bisiklet Yolları ve Yaya Yollarının Etüd, Planlama, Projelendirilmesi<br />

Çalışması” yapılmıştır. “İstanbul Genelinde Bisiklet<br />

Yolları ve Yaya Yollarının Etüd, Planlama, Projelendirilmesi<br />

ile Bölgesel Ulaşım ve Trafik Etüdlerinin Yaptırılması İşi” adı<br />

altında 5216 sayılı yasa ile belirlenmiş olan İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi sınırları içerisindeki 630 km. uzunluğundaki<br />

proje alanı içerisinde “Bisikletli ve Yaya Ulaşım Sistemi”<br />

oluşturulmuştur. Bu sistem içerisinde ilçeler arasındaki<br />

bağlantıların ve güzergah devamlılığının sağlanmasına yönelik<br />

630 km’lik bisiklet yoluna ara bağlantılar ilave edilerek<br />

toplam bisiklet yolu uzunluğu 1004 km’ye çıkartılmıştır. “Bisikletli<br />

ve Yaya Ulaşım Sistemi” kapsamındaki güzergahlar;<br />

2023 hedef yılı olmak üzere kendi içerisinde uygulamaya<br />

yönelik 1., 2., 3. ve 4. öncelikli bisiklet yolları olmak üzere 4<br />

gruba ayrılmış olup, bunlardan 1. ve 2. öncelikli olan güzergahlara<br />

ait konsept projeler hazırlanmış durumdadır (İBB,<br />

2014).<br />

• Bisiklet ve yaya ulaşımı konusunda uygulamalar ve yatırımlar<br />

sınırlıdır. Konya kentinde bisiklet planı yapılmış ve uygulamalara<br />

başlanmıştır, ancak hala kapsamlı ve güvenli bir<br />

bisiklet ağı oluşturulmamıştır. Bursa Nilüfer Belediyesinde<br />

bisiklet yolları ve hafif raylı sistem (Bursaray) duraklarında<br />

bisiklet park yerleri yatırımları yapılmaktadır. Gaziantep<br />

kentinde de bisiklet yolları yatırımı başlatılmış, ayrıca üniversite<br />

kampüsünde “kamu bisikletleri” uygulaması olarak<br />

bilinen sistem kurulmuştur.<br />

4.5.2.3 Araştırma ve Geliştirme<br />

Ulaştırma sektöründe özellikle alternatif yakıt teknolojileri<br />

konusunda kamu, özel sektör ve üniversitelerin yer aldığı<br />

önemli Ar-Ge çalışmaları yapılmaktadır. Yakıt pilleri, hibrit<br />

araçlar konusunda Ar-Ge çalışmaları devam etmektedir.<br />

Özellikle elektrikli araçlar konusunda son yıllarda özel sektörün<br />

çalışma ve yatırımları artmıştır. Bu konularda uygulamaya<br />

geçmiş çalışmalardan bazıları şunlardır:<br />

• Ülkemizin 2023 vizyonu çerçevesinde hazırlanan yerli<br />

elektrikli araç geliştirilmesi projesi ile çevre dostu, yerli marka,<br />

elektrikli ve menzili uzatılmış elektrikli araçların geliştirilerek<br />

seri üretilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır.<br />

• Otomotiv Sanayi Derneği tarafından da enerji verimliliği<br />

yüksek ve çevreci araç teknolojilerine yönelik araştırmalar<br />

ve uygulamalar desteklenmektedir.<br />

• Raylı sistem araçlarının Türkiye’de üretilmesine ilişkin<br />

çalışmalar sınırlı olmakla birlikte, İstanbul Ulaşım A.Ş. tarafından<br />

yürütülen çalışmalar oldukça önemlidir. Bursa ve<br />

Gaziantep gibi belediyeleri tarafından da raylı sistem çalışmaları<br />

yürütülmektedir.<br />

• İzmir’de Seferihisar ilçesi, sürdürülebilir ulaşım türlerini<br />

destekleyerek hızlı otomobil kullanımını değil en çevreci türler<br />

olan yürüme ve bisikletli ulaşımı temel alan kentleşme politikası<br />

çerçevesinde, Türkiye’deki ilk “yavaş şehir” sertifikasına<br />

sahip olmuş, bu kapsamda güneş enerjisi ile çalışan motosiklet<br />

uygulamasını geliştirmiştir. Bu uygulamanın yaygınlaştırılması<br />

için çalışmalar sürmektedir.<br />

4.5.3 Sera Gazı Türüne Göre<br />

Değerlendirme<br />

Ulaştırma sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının<br />

çok önemli bir bölümünü CO 2<br />

emisyonları oluşturmaktadır.<br />

CO 2<br />

emisyonlarının azaltılmasına yönelik politika ve önlemler<br />

yukarıdaki bölümlerde verilmiştir. Ulaştırma sektöründe yatkıların<br />

yanmasından kaynaklanan azot oksitler (NO x<br />

), metan<br />

olmayan organik kirleticiler (NMVOC), karbonmonoksit (CO)<br />

ve kükürt dioksit (SO 2<br />

) emisyonlarının azaltılmasına yönelik<br />

olarak da çok sayıda yasal düzenleme ve teknoloji geliştirme<br />

projeleri bulunmaktadır.<br />

4.6. Tarım<br />

Türkiye’de tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı<br />

emisyonları ilk hesaplamaların yapıldığı 1990 yılı için toplam<br />

emisyonların %16’sını, 2009 yılı için %7’sini ve 2012 yılı için<br />

ise %7,3’ünü oluşturmakta olup son yıllarda artan bir eğilim<br />

göstermektedir (TÜİK_f, 2014). Tarımsal üretim, hayvan yetiştiriciliği,<br />

gübreleme, çeltik tarımı, tarımsal atıkların yakılması<br />

ve topraklar tarımsal kaynaklı sera gazı emisyonlarını oluşturmaktadır.<br />

Bu alt sektörlerde topraklardan N 2<br />

O, CH 4<br />

gazları,<br />

hayvansal sindirim ve atıklarından CH 4<br />

gazı, gübreleme ve<br />

gübre yönetiminden CH 4<br />

ve N 2<br />

O gazları, çeltik tarımı ve sulak<br />

alanlardan CH 4<br />

gazı ve tarımsal atıkların açıkta yakılmasından<br />

ise CO 2<br />

, CH 4<br />

, N 2<br />

O gazları salınmaktadır. Sera gazlarından<br />

N 2<br />

O emisyonlarındaki en büyük payı tarımsal faaliyetler oluşturmaktadır.<br />

Bu alt sektörlerden toplam tarım emisyonlarına<br />

katkısı en fazla olan hayvansal sindirime dayalı olan enterik<br />

fermantasyondur. Türkiye’deki hayvan sayısındaki azalmaya<br />

bağlı olarak, 1990 yılından sonra metan emisyonunda bir azalma<br />

görülmüş ancak 2009 yılından sonra tarım sektöründeki<br />

gelişmeye bağlı olarak sera gazı emisyonunda artış kaydedilmiştir.<br />

Bu artışın önemli bir bölümü hayvancılık destekleme<br />

politikaları sonucu bu sektöründeki gelişme trendinden kaynaklanmaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!