Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 6. BİLDİRİMİ<br />
63<br />
larını” tanımaları istenmiştir. Söz konusu karar, Türkiye’nin<br />
sunduğu ve gelişmekte olan bir ülke olarak sosyo-ekonomik<br />
durumunu özetlediği FCCC/CP/1997/MISC.3’ü dikkate<br />
almıştır. Sunulan belgede Türkiye`nin GNP’sı $2.700 ve<br />
1993 yılında olan kişi başı insan kaynaklı karbon dioksit salımının<br />
kişi başına 2,3 ton olduğu ve toplam 153 milyon tonun<br />
EK II ülkelerinin 1/10 olduğunu açıklamıştı. Türkiye, alınacak<br />
kararın, hakkaniyet ilkesi temelinde, ortak fakat farklılaştırılmış<br />
sorumluluklar ve kendi imkanları doğrultusunda, tüm<br />
tarafların <strong>iklim</strong> koşullarını şimdiki ve gelecekteki nesiller için<br />
korumaları gerektiğinin altını çizmiştir.<br />
Türkiye’nin özel şartlarından kaynaklanan pozisyonu yukarıda<br />
sözü edilen hakkaniyet ilkesi temelindeki, ortak fakat<br />
farklılaştırılmış sorumluluklar ve kendi imkanları ile Sözleşme’nin<br />
3. Maddesi gereğince sürdürülebilir kalkınma<br />
hakkına sahip olmak ve teşvik edilmesi yükümlülüğüne uymaktadır.<br />
Ayrıca Ek-I‘de yer alan Taraflardan farklı olarak,<br />
Türkiye’nin <strong>iklim</strong> değişikliği konusunda tarihsel bir sorumluluğu<br />
bulunmamaktadır.<br />
Türkiye daha sonra, 2004 yılında BMİDÇS’ne taraf olmuş<br />
ve 1. Ulusal Bildirim’i bir Ek-I ülkesi olarak sunmuştur. 1.<br />
Ulusal Bildirim’e ilişkin hazırlanan ayrıntılı rapora (FCCC/<br />
IDR.1/TUR, 3 Aralık 2009) göre Türkiye, Ek-I ülkeleri içinde,<br />
kişi başı birincil enerji tüketimi ve kişi başı sera gazı salımının<br />
en düşük olduğu ülkedir. Türkiye gelişmekte olan ülkelerin<br />
tipik özelliklerini taşımasına rağmen (Diğer Ek-I Tarafları ile<br />
karşılaştırıldığında nispeten kişi başı düşük enerji tüketimi<br />
ve sera gazı salımı, nüfus ve GSYH’da hızlı büyüme oranı<br />
gibi), seçilmiş alanlarda sera gazı azaltımına katkıda bulunacak<br />
önemli çabalar göstermiştir.<br />
Dünya Bankası Türkiye’yi üst orta gelirli gelişmekte olan<br />
bir ülke olarak listelemektedir. Dünya Bankası verilerine<br />
göre 2013 yılında Tükiye`nin kişi başı gayrisafi milli geliri<br />
$10.950 ve kişı başı karbon emisyon salımı 4,2 ton’udr. Bu<br />
durumundan dolayı Türkiye, OECD Kalkınma Yardımları<br />
Komitesi listesi altında resmi kalkınma yardımı için de uygundur<br />
(FCCC/TP/2013/3). Ayrıca, Dünya Bankası verilerine<br />
göre Türkiye`nin kişi başı ve toplam karbon emisyon salımı<br />
birçok Ek I dışında olan gelişmekte olan Taraf ülkelerinden<br />
daha düşüktür.<br />
Taraflar Konferansı sonraki yıllarda Türkiye’yi ilgilendiren<br />
başka kararlar almıştır. 16. Taraflar Konferansı’nda kabul<br />
edilen 1/CP.16 sayılı karar, Türkiye’nin ulusal şartlarının Ek-I<br />
ülkelerinden farklı olduğunu resmen tanıyarak Türkiye’nin<br />
gelişmiş ülkeler ve piyasa ekonomisine geçiş sürecindeki ülkelerden<br />
farklı bir konumda olduğunu açıkça tasdik etmiştir.<br />
Sözü edilen karar ayrıca Sözleşme altında kurulan Uzun Vadeli<br />
İşbirliği Eylemi Geçici Çalışma Grubu’nun (AWG-LCA)<br />
Türkiye’nin Sözleşme hükümlerini daha etkin uygulayabilme<br />
yeteneğini geliştirebilmesi için finans, teknoloji ve kapasite<br />
geliştirme imkanlarına daha iyi erişebilmesi konusu üzerinde<br />
durmasını istemiştir.<br />
Durban´da Türkiye hakkında olan Cancun kararın daha geliştirmesi<br />
için devam edilmesine 2/CP.17 sayılı karar alındı.<br />
2/CP.17 sayılı karar:<br />
“…Sözleşmenin uygulanmasına yardımcı olmak için azaltım,<br />
uyum, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme<br />
ve finansman konularında destek sağlanmasına yönelik<br />
usulleri tartışmaya devam etmek konusunda anlaşmaya<br />
varır.”<br />
Doha’da kabul gören 1/CP.18 sayılı karar, Taraflar Konferansı<br />
tarafından özel şartları tanınmış bir EK-I üyesi olarak Sözleşmeyi<br />
daha etkin uygulayabilmesi için Türkiye’ye yapılan finansal,<br />
teknolojik ve kapasite geliştirme desteklerinin önemini yeniden<br />
tasdik etmiş ve durumu uygun olan EK-II ülkelerinin, çok<br />
uluslu temsilcilikler aracılığıyla özel konumlu EK-I üyesi ülkelere<br />
mali, teknolojik, teknik ve kapasite-geliştirici destekler<br />
sunmasını teşvik etmiştir. Bu desteklerin amacı 1/CP.16 sayılı<br />
karar doğrultusunda bu tür ülkelerin ulusal <strong>iklim</strong> değişikliği<br />
stratejilerini ve eylem planlarını uygulamalarını, düşük-salımlı<br />
kalkınma planları geliştirmelerini sağlamaktır. Yukarıda sözü<br />
edilen çok uluslu temsilcilikler terimi ilgili ülkeler arası kuruluşları,<br />
uluslararası finans örgütlerini, diğer işbirliklerini, ikili<br />
anlaşmaları, özel sektörü ve uygun görülebilecek her türlü kurumsal<br />
düzenlemeleri içermektedir.<br />
1/CP.18 sayılı karar:<br />
“Özel koşulları Taraflar Konferans tarafından tanınan<br />
Sözleşmenıin Ek I’ìnde yer alan Ülkeler,<br />
Taraflar Konferansının 26/CP.7, 1/CP.16 ve 2/CP.17 kararları<br />
ile Türkiye’nin konumunun Sözleşme’nin Ek I Listesinde<br />
yer alan ülkelerden farklı olduğunu teyit ederek;<br />
Küresel sera gazı emisyonlarında büyük oranda azaltımın<br />
gerekli olduğu ve azaltım kararlılığının artırılmasının acil<br />
bir konu olduğunu hatırlatarak;<br />
İklim değişikliğine çare olacak pek çok eylemin ayni zamanda<br />
ekonomik açıdan doğru ve diğer çevresel sorunların çö-