Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 6. BİLDİRİMİ<br />
191<br />
gıç olarak ülkesel ekmeklik ve makarnalık buğday ve arpa<br />
çeşit geliştirme programlarının ıslah materyallerinin sera,<br />
laboratuar ve tarla koşullarında kuraklığa dayanıklılık parametreleri<br />
dikkate alınarak tarama çalışmalarına başlamıştır.<br />
Ayrıca ıslah çalışmalarında kuraklığa toleranslı buğday ve<br />
arpa ıslah materyalleri, ıslah programlarına entegre edilmeye<br />
başlanmış ve çeşit geliştirme çalışmaları başlatılmıştır.<br />
Kuraklıkla mücadele kapsamında oluşturulan bu merkez<br />
öncelikli olarak belirledikleri araştırma hedefleri şunlardır;<br />
• Türkiye’de yetiştirilen tarla bitkileri türlerinin tamamında,<br />
bitkilerde su kullanım kapasitesi ve etkinliği belirlemek,<br />
• Kuraklığa toleranslılık seviyeleri erken generasyonlarda<br />
tespit etmek ve ayrıca kuraklığa toleranslı çeşitlerin geliştirilmesinde<br />
genetik kaynak olarak kullanılacak bitki materyali<br />
geliştirmek,<br />
• Çeşit geliştirme de test süreleri kısaltılarak etkinlik arttırmak.<br />
Kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirmede zaman kazanmak<br />
ve genetik materyallerin, çeşit adaylarının ve çeşitlerin<br />
kuraklığa tolerans derecelerini bilimsel verilerle ortaya koymak<br />
ve kullanılabilmesini sağlamaktır (Özdemir F. , 2014).<br />
İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı – Tarım<br />
Sektörü<br />
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanarak<br />
2011 yılında uygulamaya konulan İDEP’in İklim Değişikliğine<br />
Uyum Bölümü altında Tarım Sektörü ve Gıda Güvencesi<br />
başlığı yer almaktadır. Bu başlık altında amaçlar <strong>iklim</strong> değişikliğinin<br />
etkilerine uyum yaklaşımının tarım sektörü ve<br />
gıda güvencesi politikalarına entegre edilmesi; tarımda <strong>iklim</strong><br />
değişikliği etkilerinin belirlenmesi ve <strong>iklim</strong> değişikliğine<br />
uyumun sağlanması için Ar-Ge çalışmalarının ve bilimsel<br />
çalışmaların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması; tarımsal su<br />
kullanımının sürdürülebilir bir şekilde planlaması; toprak ve<br />
tarımsal biyoçeşitliliğin <strong>iklim</strong> değişikliğinin etkilerine karşı<br />
korunması ve tarımda uyum seçenekleri konusunda Türkiye’de<br />
kurumsal kapasite ve kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesiolarak<br />
bildirilmiştir. Ayrıca her amaç altında eylem<br />
planları da ortaya konmuştur.<br />
Yeni Yaklaşımlar<br />
Biochar<br />
Biochar konusundaki çalışmalar ülkemizde hız kazanmış<br />
olmakla birlikte, Biochar üretimi esnasında meydana gelen<br />
emisyonları, çeşitli hammaddeler için ayrı ayrı belirleyen,<br />
yutak/emisyon durumunu ortaya koyan bir çalışma bulunmamaktadır.<br />
Bu tür çalışmaların teşvik edilmesinde yarar<br />
olduğu değerlendirilmektedir.<br />
Sorgum Üretimi<br />
Üzerinde yeni çeşit ve melez çalışmaları devam eden sorgum<br />
gelecekte küresel ısınmanın etkileri ile mücadelede umut<br />
vaad eden bir bitkidir. Ülkemizde sorgum üretimine ilişkin veriler<br />
2012 yıından itibaren derlenmeye başlanmıştır. Buna göre,<br />
2012 yılında 1908 ha alanda sorgum yetiştirilmiş, 51.375 ton yeşil<br />
ot hasadı yapılmıştır. 2013 yılında ise 1840 ha alandan 59.358<br />
ton yeşil ot elde edilmiştir. Verim 2012 ve 2013 yılları için sırasıyla<br />
26,9 ve 32,3 ton yeşil ot/ha iken sorgumun alternatifi veya<br />
destekçisi olabileceği düşünülen ve halihazırda geniş alanda<br />
ekimi yapılan mısır bitkisinini aynı dönemdeki verimi ise 43,1<br />
ve 44,9 ton/ha olmuştur. Mevcut sorgum çeşitlerinin verimleri<br />
mısır veriminden düşüktür.<br />
Bitki Gelişmini Destekleyen Rhizobakteriler<br />
Kök bölgesinde etilen üretimini engelleyici hormon üreten ve<br />
stres koşullarında bitkinin sağlıklı gelişmesini sağlayan bitki<br />
gelişmini gestekleyen rhizobakterilerin belirlenmesi ve tarımda<br />
kullanılmasına ilişkin çalışmalar ülkemizde yürütülmeye<br />
başlanmıştır.<br />
6.2.3 Aşırı Hava Olayları ve Afetler<br />
6.4.3.1 Beklenen Etkiler ve Etkilenebilirlik<br />
İklim değişikliği senaryolarına göre ortalama hava sıcaklığında<br />
görülebilecek bir-iki derecelik artış, aşırı hava sıcaklıkları ve<br />
şiddetli yağışlarda birkaç kat artış anlamına gelmektedir. Son<br />
yıllarda dünyanın birçok bölgesi şiddet, etki, süre ve oluştuğu<br />
yer bakımından eşi ve benzeri olmayan çok sayıda hidro-meteorolojik<br />
afetlere sahne olmaktadır.<br />
Türkiye, 31 doğal afet çeşidinin (aktif yanardağ ve tayfunlar hariç)<br />
hemen tamamının gözlendiği bir coğrafyada yer almaktadır.<br />
1999 Marmara depremlerinden sonra eskiye oranla daha<br />
fazla önemsenen depremselliğin yanı sıra Türkiye’de sıkça<br />
gerçekleşen meteorolojik afetlere ilişkin farkındalık da artmış<br />
bulunmaktadır. Son yıllarda, özellikle orta ve küçük ölçekli<br />
meteorolojik süreçlerin rol oynadığı afetlere dair kayıtların<br />
farklı kaynaklardan derlenerek klimatolojilerinin oluşturulmasına<br />
başlanmıştır. Bu bağlamda, ülkemizde nispeten ender<br />
görüldüğü düşünülen hortum, yıldırım vb. afetlerin de en az<br />
sel, şiddetli rüzgar, dolu, heyelan ve don kadar öncelikli olduğu<br />
ortaya çıkmaktadır. Bunların yanı sıra sıcak hava dalgaları,<br />
çığ, sis, kuvvetli kar, kuraklık, orman yangınları gibi afetler de<br />
önemli can ve mal kayıplarına neden olmaktadırlar.