You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 6. BİLDİRİMİ<br />
183<br />
sulanabilmekte, önemli bölümünde ise kuru tarım yapılmaktadır.<br />
Bu nedenle tarımsal üretim doğrudan yağışlara<br />
bağlıdır. Hayvancılık da bitkisel üretimle yakından ilgilidir.<br />
Örneğin 2008 yılında Akdeniz geçiş <strong>iklim</strong>inde yer alan Isparta<br />
ilinde yağışların azlığı nedeniyle tahılların boyları kısa kalmış,<br />
biçerdöverlerin çok alçaktan hasat yapamaması nedeniyle<br />
de elde edilen saman miktarı belirgin biçimde azalmıştır. Bu<br />
yılda Isparta ve çevresinde hayvan yetiştiriciliği yapan tarımsal<br />
işletmeler ciddi problemler yaşamış, Türkiye içerisinde<br />
başka illerden saman getirme zorunluluğu doğmuştur.<br />
2010 yılına kadar geçen sürede toplam canlı hayvan sayısında<br />
azalma yaşanırken 2011-2013 yılları arasında düzenli<br />
bir artış meydana gelmeye başlamıştır. Doğal olarak canlı<br />
hayvan sayısındaki artışa paralel olarak yem ihtiyacı da artmaktadır.<br />
Bu nedenle, <strong>iklim</strong> değişikliğinin tarımsal verimi<br />
olumsuz etkilemesi, hayvancılık sektörünü de olumsuz yönde<br />
etkileyebilecektir.<br />
Ülkemizde <strong>iklim</strong> değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerini,<br />
birçok faktörü ve gelecek senaryolarını ele alarak araştıran<br />
çalışmalar ise oldukça sınırlıdır. Mevcut çalışmaların birinde<br />
(Dellal, McCarl ve Butt, 2011) <strong>iklim</strong> değişikliği projeksiyonlarına<br />
dayanarak Türkiye’de yaygın olarak tarımı yapılan<br />
buğday, arpa, mısır, ayçiçeği ve pamuk üretim değerlerinde<br />
meydana gelecek değişimler ile bu değişimlerin ekonomik<br />
yansımaları araştırılmıştır. Çalışmada 2050 yılı projeksiyonlarına<br />
göre ülke genelinde buğday ve arpa verimlerinde<br />
%7,6, mısır veriminde %10,1, pamuk veriminde %3,8 ve<br />
ayçiçeği veriminde %6,5 azalma olacağı tahmin edilmiştir.<br />
Ekim alanı yönünden buğday ve ayçiçeği ekim alanlarında<br />
daralma, arpa ve mısır ekim alanlarında ise genişleme olacağı,<br />
ulusal üretim değerleri bakımından buğdayda %8,2,<br />
arpada %2,2, mısırda %9,1, pamukta %4,5 ve ayçiçeğinde<br />
%12,9 azalma olacağı bildirilmiştir. Üretimdeki azalmaya<br />
pararlel olarak ürün fiyatlarında %0,1 ila %12,6 arasında<br />
artış olacağı, bu artışın üretici refahını artırıken tüketici ve<br />
toplam refahın azaltacağı tahmin edilmiştir.<br />
Türkiye için özel önemi olan zeytincilik üzerine yapılan bir<br />
çalışmada (Varol ve Ayaz, 2012) zeytinin su kıtlığında taç büyümesini<br />
durdurup fotosentez ve transpirasyon aktivitesini<br />
devam ettirerek kurak koşullara dayanma mekanizması<br />
oluşturduğu, bu nedenle kurak koşullara dayanıklı bir tür<br />
olduğu, buna rağmen küresel <strong>iklim</strong> değişikliğinden en fazla<br />
etkilenecek tarımsal ürünlerin başında geldiği, dolayısıyla<br />
zeytin yetiştiriciliğinde acil önlemlerin alınması gerektiği bildirilmektedir.<br />
Zeytin ağaçlarında su stresi, meyve tutumunda,<br />
meyve olgunlaşmasında ve meyvenin yağ kapsamında<br />
önemli değişikliklere yol açmaktadır. Ülkemizde son yıllarda<br />
fazla miktarda zeytin fidanı dikilmekte ve yeni zeytin plantasyonları<br />
oluşturulmaktadır. Bu nedenle zeytin yetiştiriciliğinin,<br />
<strong>iklim</strong> değişimlerinden çok fazla etkilenmemesi için gereken<br />
uygulamalar ve yaptırımlar en hızlı bir şekilde yaşama geçirilmesi<br />
gerektiği ortadadır. Alınacak önlemlerin başında da<br />
toprak ve su kaynaklarımızın korunması ve en akılcı şekilde<br />
kullanılması gelmektedir. Zeytincilik özelinde <strong>iklim</strong> değişikliği<br />
uyum tedbirleri şu şekilde sıralanabilir (Varol ve Ayaz, 2012):<br />
• Suyu ekonomik bir şekilde kullanan damla sulama sistemleri<br />
kurulmalıdır.<br />
• Toprak işleme mümkünse yapılmamalı ya da yüzeysel yapılmalıdır.<br />
• Eğimli arazilerde teraslar oluşturulmalıdır.<br />
• Malçlamaya önem verilmeli ve yabancı ot kontrolü yapılmalıdır.<br />
• Tek yönlü gübre kullanımından kaçınılmalı ve yeşil gübre uygulaması<br />
yapılmalıdır.<br />
• Budama ile gereksiz dallar kesilmelidir ve ağaçlar alttan<br />
taçlandırılmalıdır.<br />
Küresel <strong>iklim</strong> değişikliğinin pamuk yetiştiriciliği üzerine etksini<br />
konu alan bir çalışmada (Ünay ve Başal, 2005) atmosferdeki<br />
CO 2 içeriğinin tüm C3 bitkilerinde olduğu gibi pamukta fotosentezi<br />
artıracağı öngörülmektedir. Işık kullanım etkinliğinin<br />
CO 2 konsantrasyonu ile birlikte arttığı ve 800 ppm’e kadar bu<br />
artışın devam ettiği bildirilmektedir. Ancak ICCAP proje raporunda<br />
(ICCAP, 2007) CO 2 konsantrasyonunun yanı sıra sıcaklığın<br />
da artması nedeniyle verimde bir artışın olmayacağı da<br />
bildirilmektedir.<br />
İklim değişikliğinin tarımsal ürünlere etkisi üzerine yürütülen<br />
çalışmada (Soylu ve Sade, 2012) Konya ovasında <strong>iklim</strong> değişikliğini<br />
etkileri çok boyutlu olarak araştırılmış, çalışmada buğday,<br />
arpa, mısır, ayçiçeği ve şeker pancarı için <strong>iklim</strong> ile toprak hazırlığı,<br />
ekim zamanı, hastalık ve yabancı ot, sulama, tozlaşma<br />
ve hasat ilişkileri ortaya konmuştur. Çalışmada <strong>iklim</strong> değişikliği-ekolojik<br />
denge etkileşimi de irdelenmiş olup aşağıdaki sonuçlara<br />
ulaşılmıştır:<br />
• Konya ve Karapınar’da son yıllarda görülen <strong>iklim</strong> değişikliği<br />
sonucu gündeme gelen en önemli konu sulama ve su kaynaklarıdır.<br />
Karapınar bölgesi için tarımın tek anahtarı sudur. Çünkü<br />
bölgedeki yıllık yağış çoğu zaman hiçbir kültür bitkisinden<br />
ekonomik üretim yapmak için uygun olmamaktadır.<br />
• Yeraltı suyundaki değişimin Konya’da %60, Karapınar’da %<br />
40’nın <strong>iklim</strong>sel değişkenlerle, geri kalan kısmının ise aşırı su<br />
çekimi ile ilgili olduğunu söylemektedir.<br />
• Bölgede yaşanan kuraklık ve yeraltından yıllık beslenme