25.03.2016 Views

turkiye_iklim_degisikligi

turkiye_iklim_degisikligi

turkiye_iklim_degisikligi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İklim değişiminin iç su ekosistemleri üzerindeki beklenen etkileri<br />

aşağıda özetlenmiştir;<br />

İklim değişiminin iç su ekosistemlerinde beklenen etkileri,<br />

kara içi su kütlelerinin alan ve hacim kayıpları, tatlı su kaynaklarında<br />

azalma, akım ve debi azalmaları gibi etkiler olup,<br />

bu etkiler çoraklaşma, su kıtlığı ve yetersizliği, biyolojik çeşitlilik<br />

ve habitatlarda bozulma, tarımda verim düşüşleri ve gıda<br />

yetersizliği gibi sonuçlara neden olacaktır.<br />

Sulak alanlar <strong>iklim</strong> değişikliğine karşı en kırılgan ekosistemlerden<br />

biridir. Karasal tatlısu sulak alanları, yağışlardaki değişikliklerden<br />

ve daha sık ve daha şiddetli kuraklık, fırtına, sel<br />

ve baskınlarından etkilenecektir. Akarsu sistemlerini besleyen<br />

yağışların zaman ve miktarının değişmesi, delta ve haliçler<br />

gibi kıyısal sulak alanlarda su tedarikini değiştirir.<br />

İklim değişikliğinin etki boyutlarının bölgesel olarak incelendiğinde,<br />

Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası<br />

ve Akdeniz İklim sahalarında sıcaklıklarda artış, yağışta azalma,<br />

buharlaşmada ise artış eğilimlerinin olduğu görülmektedir<br />

(Türkeş, Sümer ve Çetiner, 2000).<br />

Göl sularının sıcaklıkla azalması sonucunda artan besin tuzları<br />

yoğunluğu, bu göllerde aşırı alg artışına (patlama) özellikle<br />

toksin üreten siyonobakter ağırlıklı fitoplankton artışına<br />

neden olur. Türkiye göllerinde kurak dönemlerde daha fazla<br />

siyanobakter ağırlıklı aşırı alg artışı yaşanması ve ötrofikleşmesi,<br />

küresel ısınma ile birlikte kurak <strong>iklim</strong> bölgelerindeki<br />

göllerde olası beklentilerle tamamen örtüşmektedir. İç göllerimizi<br />

besleyen akarsulardan göllere karışan azot ve fosfor<br />

yoğunluğu artan kuraklıktan ötürü yükseleceği için, aynı<br />

durum göllerde de yaşanacaktır. Ortaya çıkan alg patlaması,<br />

iç göllerdeki ekolojik dengeyi de bozacak ve su bitkileri, av balıkları<br />

ve kuşların azalmasına neden olacaktır.<br />

İç Ege ve Orta Anadolu’da bulunan sulak alanlarımızda büyük<br />

oranda, Marmara ve Doğu Anadolu’daki sulak alanlarımızda<br />

ise göreceli olarak daha küçük oranda olmak üzere,<br />

göl yüzeyi alanlarında daralma gözlenecektir. Sıcaklık artışından<br />

kaynaklanan buharlaşma nedeniyle yüzey alanlarında<br />

daralma beklense de, yükselmesi beklenen deniz seviyesinden<br />

ötürü, kıyı kesimlerde bulunan delta ve lagünlerin<br />

durumlarında çok fazla bir değişme olmayabilecektir. Ancak,<br />

artan tuzluluk ve değişen flora (bitki örtüsü) nedeniyle, bunlarla<br />

beslenen fauna ve kuş türlerinde mutlak bir değişim ve<br />

kayıplar gözlenecektir.<br />

Türkiye’de <strong>iklim</strong> değişimleri ve göllerin seviye değişimleri ile<br />

su kaynakları değişimleri arasındaki ilişkilerin incelendiği<br />

çalışmalar değerlendirildiğinde, Cengiz ve Kahya (2006) tarafından<br />

Türkiye’deki bazı göllerin eğilim ve harmonik analizlerinin<br />

yapıldığı çalışmada, ülkemizin kuzey yarısında yer alan göllerde<br />

seviyede artış, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’ndeki göllerde<br />

azalma, Marmara Bölgesindeki göllerde ise eğilimin olmadığı<br />

belirtilmiştir.<br />

Türkiye’nin güneybatı kesiminde yer alan Acıgöl’deki seviye değişimi<br />

ile <strong>iklim</strong> değişikliği arasındaki ilişkiyi konu alan bir çalışmada,<br />

kuraklaşma ile göl seviyesi arasında kuvvetli anlamlılık<br />

olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca bu sahada sıcaklıktaki ve buharlaşmadaki<br />

artış ile yağıştaki azalmaya bağlı olarak göl seviyesinde<br />

1975’den 2010 yılına kadar olan dönemde sürekli bir<br />

azalma ve üçte iki oranında alan kaybı tespit edilmiştir (Özdemir<br />

ve Bahadır, 2008).<br />

Akdeniz Bölgesi, Isparta ili sınırları içerisinde yer alan, Kovada<br />

Gölü’nün seviye ve hacim değişimleri ile <strong>iklim</strong> elemanlarındaki<br />

değişimin istatistiksel analizinin incelendiği çalışmada Kovada<br />

Gölü ve havzasında uzun yıllık dönemde (1975-2010) sıcaklık ve<br />

buharlaşmada artış, yağış miktarında ise azalma ortaya çıkmıştır.<br />

İklim elemanlarındaki bu değişim göl seviyesi ve hacmine<br />

kayıp olarak yansımış, aynı dönem içerisinde gölün seviyesinde<br />

ve hacminde azalma meydana gelmiştir. Çalışma alanında<br />

sıcaklıkta 0.7 °C, buharlaşma miktarında ise 120 mm’lik artış<br />

ile yağış miktarında 20 mm’lik azalma meydana gelmiştir. İklim<br />

elemanları ile gölün seviye ve hacim değişimleri arasındaki ilişkiler<br />

incelendiğinde, sıcaklık ile seviye (-0,502) ve hacim (-0,473)<br />

değişimi arasında negatif yönlü orta derecede anlamlı ilişki ortaya<br />

çıkmıştır. Yağış ile göl seviyesi (0,758) ve hacim (0,751) değişimleri<br />

arasında ise kuvvetli anlamlılık düzeyinde pozitif yönlü,<br />

buharlaşma ile göl seviyesi (-0,476) ve hacim (-0,426) arasında<br />

orta derecede negatif yönlü ilişki tespit edilmiştir. Yapılan analizlere<br />

göre Kovada Gölü seviye ve hacim değişimlerinin, sıcaklık<br />

ve buharlaşmadaki değişimden ziyade, yağıştaki değişimlere<br />

bağlı olduğu sonucuna varılmıştır (Bahadır, 2012).<br />

İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkilerinin incelendiği çalışmada;<br />

Tuz Gölü, İznik, Eğirdir, Manyas, Van, Ladik ve Sapanca<br />

göllerindeki su derinliklerindeki düşmelerle ilgili literatür bilgileri<br />

derlenmiştir. Bu değerlendirmede, Tuz Gölü’nün yüzölçümünde<br />

1987 yılı ile 2005 yılı arasında %35 bir azalma, Beyşehir<br />

Gölü’nün su potansiyelinde yaklaşık %23 bir düşüş olduğu, İznik<br />

Gölü kıyılarında bazı alanlarda suyun yaklaşık 10 m çekildiği,<br />

Eğirdir gölünün su seviyesinin 56 cm Manyas Gölü’nün su derinliğinin<br />

yaklaşık 0,4 m kadar azaldığı bildirilmiştir. Ayrıca Van<br />

Gölü’nde 2 metrelik seviye düşüşünün göl suyunun tuzluluk ve<br />

soda oranının yükselmesiyle sonuçlandığı raporlanmıştır (Yüksel<br />

, Sandalcı, Çeribaşı ve Yüksek, 2011).<br />

İklimsel veriler ile uydu fotoğraflarının test edildiği bir başka ça-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!