You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Değişimi Sağlayan Hazırlık Projesi<br />
2014 yılında tamamlanan proje, <strong>iklim</strong> değişikliğinin, su temini<br />
ve atıksu yönetimi üstündeki etkisini azaltabilmek için,<br />
ileri strateji geliştirebilecek Avrupa ve Dünya’daki kentsel<br />
kamu hizmet sektörünü bir araya getirmeyi ve <strong>iklim</strong> değişikliği<br />
etkilerine karşı su-atıksu sistemlerini hazırlamayı hedeflemiştir.<br />
TÜBİTAK MAM ve İSKİ proje ortakları arasında<br />
yer almıştır. Bu çalışma, <strong>iklim</strong> değişikliğinin etkilerine karşı<br />
kentsel su ve atıksu sistemlerinin adaptasyonu konusunda<br />
geliştirilmiş büyük ölçekli entegre bir projedir. Proje kapsamında<br />
gerçekleştirilen çalışmalar;<br />
• Daha esnek su ve atıksu sistemlerinin planlanabilmesi<br />
için alternatif su kaynaklarının (yağmur suyu, taşkın suları,<br />
gri su) belirlenmesi ve ana kaynaklara dahil edilmesine yönelik<br />
kavramsal plan oluşturulması,<br />
• İstanbul örneğinde kısıtlı su kaynakları ve su kalitesindeki<br />
değişime uyum konusunda demonstrasyon amaçlı pilot uygulama<br />
yapılması (yağmur suyu toplama ve gri su arıtımı/<br />
yeniden kullanımı),<br />
• Su kalitesi ve miktarındaki ani değişimlere karşı, su ve<br />
atıksu arıtma sistemlerinin işletilmesinin hazır hale getirilmesine<br />
yönelik yöntem geliştirilmesi,<br />
şeklinde özetlenebilir.<br />
6.2.2 Tarım ve Gıda Güvencesi<br />
6.2.2.1 Beklenen Etkiler ve Etkilenebilirlik<br />
Türkiye’de tarımsal üretimde Akdeniz Bölgesi öne çıkan bölgeler<br />
arasındadır. İstatistiklere göre 2011 yılında İstanbul’un<br />
toplam gayri safi katma değeri içinde tarım sektörünün payı<br />
%0,2 gibi çok küçük bir oran iken, Akdeniz bölgesi içerisinde<br />
yer alan Antalya, Isparta Burdur illeri toplamı için bu oran<br />
%16,6; Adana ve Mersin illeri toplamı için %14,7; Hatay,<br />
Kahramanmaraş ve Osmaniye illeri toplamı için ise %14,4<br />
olarak bildirilmiştir (TÜİK_p, 2014). Gayri safi katma değer<br />
içerisindeki payı nedeniyle bu bölgelerin sosyo-ekonomik<br />
açıdan <strong>iklim</strong> değişikliğinden daha fazla etkileneceği beklenmektedir.<br />
IPCC Beşinci Değerlendirme Raporu’nun Gıda Güvenliği ve<br />
Gıda Üretim Sistemleri Bölümünde (Porter, ve diğ., 2014) <strong>iklim</strong><br />
değişikliğinin olumsuz etkilerini belirleyebilmek için, <strong>iklim</strong><br />
değişikliğinin olmadığı durumu yansıtan başlangıç durumun<br />
bilinmesi gerektiği, gıda üretim sistemlerinde <strong>iklim</strong>sel<br />
özellikler dışında, çeşit iyileştirmelerinin, sulama ve gübreleme<br />
kullanımının iyi tanımlanamaması nedeniyle bu başlangıç<br />
değerini belirlenmesinin çok güç olduğu vurgulanmaktadır.<br />
Ayrıca gözlenen her değişikliğin <strong>iklim</strong>e dayandırılmasının, kullanılan<br />
modellerde, belirtilmiş olsun olmasın çiftçi davranışları<br />
ile ilgili varsayımların kullanılması nedeniyle daha da zor hale<br />
geldiği bildirilmektedir. Raporda endüstrinin gelişmesinden<br />
önceki duruma göre atmosferdeki CO 2 konsantrasyonun 100<br />
ppm artması halinde su kullanım etkinliğinin özellikle C3 bitkilerinde<br />
artacağı ancak CO 2 artışının ozon artışını da birlikte getirebileceği<br />
ve artan ozonun üretimi yapılan önemli ürünlerde<br />
verim azalmasına neden olacağı da öne sürülmektedir.<br />
İklim değişikliğinin gelecekte Akdeniz bölgesindeki gıda üretimini<br />
birçok yolla etkileyebileceği düşünülmektedir. Doğrudan<br />
etkiler atmosferdeki karbondioksit miktarındaki artış ve deniz<br />
seviyesinde yükselme şekilinde ortaya çıkabilecektir. Ancak<br />
birçok alandaki gıda üretimi, çölleşme, yangın riskinde artış,<br />
hastalık ve zararlıların hızlı yayılması ve dünya pazarında yaşanacak<br />
değişiklikler gibi faktörler nedeniyle <strong>iklim</strong> değişikliğinden<br />
çok daha fazla etklenecektir. Diğer yandan <strong>iklim</strong> değişikliğinin<br />
gıda üretimi üzerine olası etkileri tam olarak bilinmemektedir.<br />
Zira farklı düzeylerdeki <strong>iklim</strong> değişikliğinin etkilerini etraflıca<br />
ortaya koyacak, kapsamlı entegre çalışmalar ele alınmamıştır.<br />
Yürütülen çalışmaların büyük çoğunluğu da sınırlı sayıda gıda<br />
ürünlerine odaklanmış, günümüz toprak işleme yöntemleri ile<br />
en fazla günümüzden 2 kat daha fazla karbondioksitin atmosferde<br />
olacağı koşulları dikkate almışlardır. Bununla birlikte<br />
mevcut kanıtlar, <strong>iklim</strong> değişikliğinin gıda üretimini bölgenin<br />
tamamında olumsuz etkileyeceğini, gıda fiyatlarının artacağını<br />
ve tüm bölgede gıda güvenliğinin tehdit altında olacağını ortaya<br />
koymaktadır (Karas, 2006).<br />
Türkiye’de tarımın GSYH’deki payı yıllar itibarıyla azalmışsa<br />
da katma değeri yıllar itibarıyla düzenli artmıştır. Bu nedenle<br />
tarım sektörü, diğer sektörler içerisinde halen önemli bir yer<br />
tutmaktadır ve Türkiye’de nüfusun %37’si kırsal alanda yaşamaktadır.<br />
Tarım, GSYH’nin %7,4’ünü, istihdamın %24,6’sını,<br />
ihracatın %3,7’sini oluşturmaktadır (TÜİK_g, 2014). Tarımın<br />
istihdamdaki payı dikkate alındığında, <strong>iklim</strong> değikliğinin etkilerinin<br />
ülkelerin genel problemi olan işsizlik oranında da önemli<br />
değişimlere yol açacağı beklenmelidir. İklim değişikliği nedeniyle<br />
bir yandan gıda üretiminin azalması, diğer yandan işsizliğin<br />
artması ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyebilecek,<br />
gıda güvenliğini ise tehdit atına alacaktır.<br />
Türkiye’de tarımsal üretim faaliyeti için ekilen alan 2013 yılı itibarıyla<br />
23,8 milyon hektar olup ekilen bu alanın yaklaşık 1/4’ü