Küresel Kriz ve Risk Yönetimi: Yanılgılar ve Gerçekler
Küresel Kriz ve Risk Yönetimi: Yanılgılar ve Gerçekler
Küresel Kriz ve Risk Yönetimi: Yanılgılar ve Gerçekler
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Küresel</strong> <strong>Kriz</strong> <strong>ve</strong> <strong>Risk</strong> <strong>Yönetimi</strong><br />
özgü risklerinin (country specific risk) de öne çıkacağı <strong>ve</strong> bunların da analiz<br />
edilmesi gerekliliği. Bu açıdan bizim çalıĢmamız da yaptığımız Ģeyde country<br />
specific risk dediğimiz ülke risk primlerinin incelenmesi. Görüyoruz ki geliĢmiĢ<br />
ülkelerde bile risk primi artmaya baĢladı. En son olarak S&P Mayıs ayında, tabi<br />
bundan sonra da geliĢmeler oldu ama ben en çarpıcı olanını buraya koymaya özen<br />
gösterdim, Ġngiltere‘nin reytingini durağandan negatife çevirdi. Fitch, 10<br />
Kasım‘daki raporunda bütçe açığı <strong>ve</strong> borçlanma gereksiniminden dolayı<br />
Ġngiltere‘nin reytinginde düĢüĢ yaĢanabileceğini söylüyor. Artık gördüğümüz gibi<br />
geliĢmiĢ ülkelerde bile risk primleri değiĢiyor. Tabi reytinglerde buna katkı <strong>ve</strong>ya<br />
buna neden olan etmenlerden bir tanesi. Piyasaların entegre olması uluslararası<br />
portföy çeĢitlendirmesini azaltıyor. Ancak son zamanlarda özellikle benim Ģu<br />
anda ilgi alanıma giren bölgelerden bir tanesi olan Doğu Avrupa ülkelerinde son<br />
dönemlerde her ne kadar direk yatırımlarda artıĢ görsek de, portföy yatırımları<br />
açısından da yatırım alan yani fon getiren bir bölge. Ancak bu hızlı sermaye<br />
akımı, krizde gözlemlediğimiz gibi Macaristan <strong>ve</strong> Ukrayna gibi ülkelerde çok<br />
ciddi sıkıntılar yaratıyor <strong>ve</strong> Ģu anda zaten bu ülkelerin durumu hepimiz tarafından<br />
biliniyor. Dolayısı ile ilginç bir gözlemde kriz öncesi daha entegre olan piyasalar,<br />
Türkiye ile Güney Afrika her zaman örnek gösteriliyor, kriz döneminde belli bir<br />
ayrıĢma gösterdi. Dolayısı ile bu geliĢmelerin ülke priminin, ülke risk priminin de<br />
ayrıca incelenmesi gerekliliğini yarattığını düĢünüyorum.<br />
ġimdi Ģu dönemde geliĢmiĢ ülkelerde her zaman ölçü oldukları için belli bir<br />
yapılanma <strong>ve</strong> regülasyon oluĢturma çabaları gözlemleniyor <strong>ve</strong> bu çabanın da risk<br />
algılamalarında belli bir değiĢim yaratacağını düĢünüyoruz. ġimdi sizlere<br />
Financial Times da Kasım ayı içerisinde çıkan bir haberi paylaĢmak istiyorum.<br />
Bu haber benim dikkatimi çekti. Bu haberde ülkeler devletler ya da politika<br />
yapıcıları seviyesinde ne tür bir finansal sistemde yeniden yapılanma süreci<br />
içerisinde konusu tartıĢılmıĢ. Ġngiltere‘de hepimiz biliyoruz, finansal sistem üç<br />
ayakta iĢliyor; finansal <strong>ve</strong> ekonomik sistem, Merkez bankası <strong>ve</strong> FSA yani<br />
―financial service authority‖. Merkez bankası sistem riskini kontrol ediyor, FSA<br />
finansal kurumların gözetimi <strong>ve</strong> tüketici korumasından, yatırımcı korumasından<br />
sorumlu, Hazine ise onların deyimi ile ―Guardian of Public Purse‖. Yani bunu<br />
çevirirsek kamu parasını koruyuculuk görevi. ġimdi önerilen sistemde ne tür<br />
değiĢiklikler öneriliyor. E<strong>ve</strong>t, merkez bankası yine sistem riskini kontrol eden<br />
temel kurum. Ancak muhafızlar merkez bankasının daha fazla yetki alması<br />
gerektiğini düĢünürken, ĠĢçi Partisi‘ne mensup bürokratlar ise biraz da FSA in<br />
yetkilerinin artırılması gerektiğini savunan bir yapı içerisinde. En fazla değiĢiklik<br />
42