Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
224 Mehmet Serhat YILMAZ<br />
Örneğin, doğal olarak farklı okullarda, farklı usullerle, farklı dünya görüşleri ile<br />
yetişecek olan insan tipleri milleti, bütün kültür unsurları ile bir bütün olan ve olması<br />
gereken milleti zedeleyecekti. Tevhid-i Tedrisat Kanunu bunun için gerekmiştir. Aynı<br />
şekilde Osmanlıdan kalma bir giyinme tarzında ön plana çıkan etnik ve dinî semboller<br />
haline gelen kıyafetlerin homojen bir yapı içerisinde ayrımcılığa yol açmaması için<br />
kaldırılması da zorunlu hale gelmiştir.<br />
Bütün bunların altında modern dünyaya Türkün medenî olduğunu göstermek ve bazı<br />
sembolik görünen düzenlemelerle düşünce alanında top yekun bir inkılabı<br />
gerçekleştirmek arzusu yatmaktaydı. Daha sonra bu düzenlemelerle ilgili olarak<br />
Atatürk; Cumhuriyet Halk Partisi’nin 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara’da<br />
toplanan İkinci Kurultayında altı günde okunan tarihî bir hitabeye dayanan büyük<br />
Nutkunda “..milletimizin başına giymekte olduğu, cahillik, gaflet, taassup, yenilik ve<br />
medeniyet düşmanlığının belirgin işareti gibi görünen fesi atarak, onun yerine bütün<br />
medeni dünyaca başlık olarak kullanılan şapkayı giymek ve böylece, Türk milletinin<br />
medeni toplumlardan zihniyet bakımından da hiç bir ayrılığı bulunmadığını göstermek<br />
kaçınılmaz oluyordu...”(1) diyerek buna ilişkin gerekçeleri ortaya koymaktadır.<br />
Giyim-kuşam alanında yapılan inkılaplarla ilgili olarak olumlu bir hava yaratmak,<br />
önceden halka tanıtıp mal etmek düşüncesi ile gerçekleştirilen Atatürk’ün Kastamonu<br />
seyahati olumlu sonuçlar vermiştir. Nitekim Şapka İktizası hakkında 671 sayılı kanunun<br />
çıkarılmasına kadar (25 Kasım 1925) üç aya yakın bir süre geçmiştir. Bu süre boyunca,<br />
büyük şehirlerdeki memurlardan başlayarak okur-yazar grupları arasında şapka<br />
yaygınlaşmıştır. Yasa yapılmadan önce olumlu bir hava yaratmak, hiç değilse aydınların<br />
giyim alışkanlıklarında fiili değişiklikler meydana getirmek çabalarına girişilmesi(2)<br />
istenilen sonuçları vermiştir. Atatürk; yapmış olduğu diğer inkılaplarda olduğu gibi,<br />
kılık-kıyafet alanında gerçekleştirdiği inkılap hareketinde de önceden bir fikre sahipti.<br />
Bütün inkılaplarda olduğu gibi ulaşmak istediği, toplumu ulaştırmak istediği amaca<br />
erişebilmek için gerekli şartları ve zamanı Atatürk’ün dikkatle değerlendirdiği bir<br />
gerçektir. Örneğin 1920 tarihinde Meclisin ilk döneminde iki milletvekili tarafından<br />
fesin kaldırılıp yerine kalpak giyilmesi hakkında bir önerge verilmiş fakat<br />
reddedilmiştir.<br />
Atatürk Şapka ve kılık kıyafet konusunda düşüncelerini topluma açmak,<br />
gerekçelerini anlatmak için neden Kastamonu’yu seçmiştir veya Kastamonu’nun<br />
özellikleri nelerdir?<br />
Atatürk’ün Şapka inkılabını gerçekleştirmek için Kastamonu’yu seçme nedenlerine<br />
gelince, aşağıda belirtileceği üzere bu konuda değişik görüşler olmasına karşın Onun<br />
kendi düşünceleri yaptığı konuşmalardan anlaşılmaktadır.<br />
Mustafa Baydar’a göre bazıları, hatta Ankara’da Kastamonu’yu temsil edenlerden<br />
bir kaçı, burasının fazla mutaassıp bir çevre olduğunu söylemişler ve bu kampanya için<br />
Kastamonu’dan başlamanın ihtiyatlı bir hareket olmayacağını kendisine<br />
belirtmişlerdi.(3) Bu görüş bizi, dışarıdan Kastamonu’nun mutaassıp görünmesinden<br />
dolayı, sırf bu yönüyle burasının seçildiği gibi bir yanılgı içine düşürebilir ki bunun<br />
tamamen mesnetsiz ve tutarsız olduğunu burada belirtmek gerekir. Fakat Kastamonu<br />
üzerinde böyle bir kanı da bulunmaktadır. Örneğin Kinross, “Mustafa Kemal, bu çeşitli<br />
din devrimlerini açıklamak için, bile bile gericiliğiyle tanınmış bir vilayeti seçti. Büyük<br />
bir cesaretle, düşmana en güçlü olduğu yerde vuruyordu. Bu ani çarpışma taktiği<br />
Mart 2005 Cilt:<strong>13</strong> No:1<br />
Kastamonu Eğitim Dergisi