You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
246 Tülay ÖCAL<br />
kervansarayı, bu yolun önemli bir ticaret durağıdır. Kervansaraylar, yerli yabancı<br />
tüccarlara güvenli ve parasız hizmetler sağlarlar <strong>13</strong> . Bunlar yapılırken, ülkenin dış<br />
güvenliği ve iç siyasî yapısı güvenceye alınmıştı. Bu gelişmelerle birlikte, başkent Koya<br />
da büyümüş ve gelişmiştir.<br />
Bizans hakimiyetindeki Anadolu’da gerçekleştirilen, Selçuklu akın ve fetih<br />
hareketlerinin dünya ve Türk tarihi bakımından en önemli ve mutlu sonucu, bu ülkedeki<br />
ilk ve evrensel bir Türk devletinin (Selçuklu) kurulmasıdır. Başkent İznik olmak üzere<br />
(sonra Konya) Kutalmışoğlu Süleyman tarafından 1075 yılında kurulan, Türkiye<br />
Selçuklu Devleti Bizans’la girişilen çeşitli mücadeleler (askeri, siyasi, ekonomik)<br />
sonucunda, kıyı bölgeleri dışında hemen bütün Anadolu’ya hakim duruma gelmiştir.<br />
Bunlarla birlikte XI. Yüzyıl sonlarına doğru başlayan ve özellikle Anadolu üzerinde<br />
gerçekleşmeye başlayan Haçlı seferleri (I.II.III) sebebiyle, Türkiye Selçuklu Devleti her<br />
bakımdan büyük kayıplara uğradı. Bu yüzden Anadolu’da Türk hakimiyeti ve birliği<br />
kurulamadı. Bununla birlikte I. Kılıç Arslan, daha sonra ileri görüşlü, yetenekli büyük<br />
Selçuklu hükümdarları, (I. İzzettin Mesut, II. Kılıç Arslan, I. Gıyasettin Keyhüsrev, I.<br />
Alaaddin Keykubat) askeri, siyasi ekonomik alanlarda gösterdikleri büyük ve eşsiz<br />
çabalar sonunda, Anadolu Türk birliği tam anlamıyla gerçekleştirildi. Fakat diğer Türk<br />
devletlerinde görüldüğü üzere, Türkiye Selçukluları’nda ortaya çıkan taht kavgaları,<br />
devleti zaman zaman ciddi şekilde zayıflatmış ve nihayet Kösedağ savaşında (1243)<br />
sonra devlet ve ülke Moğol hakimiyetine geçmiştir 14 .<br />
Selçuklu Türklerini, Konya’ya çeken sebepler arasında en önemlisi, Türk<br />
toplumunun yaşayışına uygun bir bozkır tarzında coğrafî yapıya sahip olmasıdır. Türk<br />
toplumu Orta Asya bozkırlarında göçebe hayvancılıkla geçiniyordu. Şehirler kursalar da<br />
hayvancılık geçim kaynaklarıydı.<br />
Selçuklu Türklerinin parlak devrini yaşayan başkent Konya, İslam Dünyasının bilim<br />
adamlarını buraya toplamıştır. Bu devrede Konya, Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi<br />
büyük filozofların bir araya geldikleri bir merkez olmuştur. XIII. yüzyıl ortalarına kadar<br />
devam eden bu süre Konya’nın altın devridir. Selçukluların şehre sahip olduğu bu<br />
devrede Alaaddin tepesinin etrafı bir surla çevrilmiş olup buna iç kale denilmektedir.<br />
Aynı zamanda, bu devrede plân gösterilmiş olup, geniş bir sahanın dışı, yani şehrin<br />
çevresi ayrıca ikinci bir surla çevrilmiş bulunmaktadır 15 .<br />
Moğolların hakimiyetinde, XIII. yüzyılın son çeyreğinde çatışma ortaya çıktı.<br />
Kısmen iç siyasi mücadele ile desteklenen Konya rintleri, şehirde güvenliği bir ölçüde<br />
sağlamak istediler. Başlarında güçlü Ahi liderleri varken bunu sağladırlar. Ancak<br />
Karamanoğulları, bu Ahi liderlerini bertaraf ederek Konya’ya hakîm oldu 16 .<br />
<strong>13</strong> AVCIOĞLU D., 1980, Türklerin Tarihi 5. Kitap, Tekin Yayınevi (s:2041-2048)<br />
14 SEVİM A., YÜCEL YAŞAR, 1994 “a.g.e.”<br />
15 Konya İl Analitik Etüdleri, 1969<br />
16 BAYKARA, T., 1985 “a.g.e.” (s:41)<br />
Mart 2005 Cilt:<strong>13</strong> No:1<br />
Kastamonu Eğitim Dergisi