You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
60 Temel ÇALIK, Ferudun SEZGİN<br />
4. Küreselleşme ile birlikte gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde işsizlik ve<br />
bununla birlikte geleceğe yönelik umutsuzluk ve güvensizlik artmaktadır.<br />
5. Çok tartışılan bir boyut da, ulusal hükümetlerin, küresel sermaye ve çok uluslu<br />
şirketler karşısında politika oluşturma ve egemenliğini kabul ettirmede yetersiz<br />
kalmasıdır.<br />
6. Ticaretin ve yatırımın önündeki engellerin kaldırılması, uluslararası sınırları aşabilen<br />
gruplar ile aşamayan gruplar arasındaki dengesizliği artırmaktadır.<br />
Küreselleşme, modernleşme ve post modernleşme ile ilişkili olup dünyanın bir<br />
bütün şeklinde somut yapılaşmasını ifade eder. Dolayısıyla, küreselleşmenin batı-dışı<br />
dünyada yarattığı etkileri de her şeyden önce, modern-post modern gerilimini; 1)<br />
bireysel kimliklerin patlaması ve siyasallaşması, 2) merkezi kurum ve yapıların<br />
etkisinin azalarak, yerel kurum ve yapıların etkisinin artması ve 3) bireyin davranış<br />
kalıbını küresel bir perspektif ve küresel duruma göre ayarlamasına yönelik<br />
zorunluluğun ortaya çıkması biçiminde üç noktada toplamak mümkündür (Keyman ve<br />
Sarıbay, 2000). Bütün bunlara rağmen, küreselleşme karşıtı bir tavır oluşturmak, tüm<br />
dünyayı etkisi altında tutan küresel olgulara karşı koymak da mümkün değildir.<br />
Küreselleşme, yüzyıllardır ulus-devlet ortamı içinde ve yerel boyutta gelişmiş insanın<br />
ufkunu bir anda küresel boyuta çıkarmış, küresel düşünen, yerel çözümleyen bireye olan<br />
ihtiyacı artırmıştır (Turgut, 2001).<br />
Küreselleşme süreci, bazı fırsatları ve güçlükleri birlikte barındırmaktadır. Fırsatların<br />
yaratılması, sürdürülmesi ve yaygınlaştırılması için küreselleşmenin iyi biçimlendirilmesi ve<br />
yönlendirilmesi gerekmektedir. Bilgi ve teknolojideki gelişme ve yaygınlaşma, sermaye<br />
hareketliliğindeki artış, dünyadaki yoksulluk ve eşitsizlikleri azaltma potansiyeli<br />
taşımaktadır (Tomul, 2002:79). Bu nedenle, küreselleşme, sadece ekonomik değil, aynı<br />
zamanda toplumsal, kültürel ve ideolojik de bir olgudur (Akkutay, 1999). Bilgi çağı<br />
olarak adlandırılan günümüzde, ulusal ve uluslararası rekabette küreselleşme, önemli bir<br />
belirleyici ve başlıca faktör durumundadır. Bu nedenle, küreselleşen dünyada,<br />
toplumların karşı karşıya geldiği ciddi bir sorun da, milli ve kültürel değerlerini<br />
koruyarak günümüz dünyasının gerektirdiği bilgi, beceri, değer, tu<strong>tum</strong> ve davranışlara<br />
sahip bireylerin nasıl yetiştirileceğidir. Bu sorunun çözümünde ise, en büyük<br />
sorumluluk, aileye, topluma ve eğitim sistemlerine, dolayısıyla okullara düşmektedir.<br />
Küreselleşme, son yıllarda çağdaş sosyal yaşamın temel bir özelliği haline gelmiştir.<br />
Her yerde küresel sorunların, kurumların ve hatta küresel olayların olduğunu görmek<br />
zor değildir (Holton, 1998). Dünyanın her geçen gün daha da küçüldüğü, hatta artık<br />
global bir köye dönüştüğü söylenmektedir. Giderek küçülen dünyada, toplumların<br />
varlıklarını devam ettirebilmeleri, uluslararası arenada daha rekabetçi olmayı ve<br />
toplumu oluşturan bireylerin küresel değerleri ve oluşumları göze alarak hareket<br />
etmelerini gerekli kılmaktadır. Ulusal ve uluslararası rekabette toplumların varlıklarını<br />
sürdürebilmeleri ve söz sahibi olabilmeleri, küresel dünyanın gerekliliklerini<br />
kazandırabilecek etkili eğitim sistemleri sayesinde olacaktır. Küreselleşmeye sadece<br />
ekonomik bir olgu olarak bakmak, bu sürecin tam olarak tanımlanmasını zorlaştırır.<br />
Küreselleşmenin kültürel ve siyasal bir süreç olması, eğitimin küreselleşme sürecindeki<br />
önemini açıkça göstermektedir.<br />
Mart 2005 Cilt:<strong>13</strong> No:1<br />
Kastamonu Eğitim Dergisi